2025-3. ÇEYREK İŞGÜCÜ GİRDİ ENDEKSLERİ

Yayınlama: 22.11.2025
1
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

Türkiye ekonomisinde istihdam, ücretler ve işgücü maliyetleri, son yıllarda hem küresel dalgalanmalar hem de iç talepteki değişimlerle belirgin bir dönüşüm yaşıyor. TÜİK tarafından yayımlanan İşgücü Girdi ve Maliyeti Endeksleri, 2025 yılı III. çeyrek sonuçları, işgücü piyasasının karmaşık ama önemli bir fotoğrafını sunuyor. Bu fotoğraf, hem işgücü arz-talep dengesinin yeniden şekillendiğini hem de ücret dinamiklerinin enflasyonist koşullar altında hızla yükseldiğini gösteriyor.

Veriler, özellikle ücretlerin ve işgücü maliyetlerinin yıllık bazda yüzde 40’a yaklaşan artışlar göstermesi, buna karşılık istihdam ve çalışılan saatlerde sınırlı yükselişler yaşanmasıyla dikkati çekiyor. Bu tablo, işgücü piyasasında verimlilik, maliyet baskıları ve sektörler arası uyumsuzlukların giderek daha görünür olduğu bir döneme işaret ediyor.

Sanayide Daralma, Hizmet ve İnşaatta Toparlanma

İstihdam endeksi yıllık bazda %1,2 artarken sektörler arasındaki makasın belirgin biçimde açıldığı görülüyor. Sanayi istihdamı %3,6 daralırken, inşaat sektörü %7,4, ticaret-hizmet sektörü ise %2,6 oranında büyüme kaydediyor.

Bu tablo, ekonominin üretim ve arz yönüyle talep yönü arasındaki ayrışmayı açıkça gösteriyor:

Sanayideki gerileme, küresel talepteki yavaşlama, ihracat siparişlerindeki düşüş ve bazı alt sektörlerdeki makine-teçhizat yatırımlarının ertelenmesiyle ilişkilendirilebilir.

İnşaat sektöründe devam eden canlanma, özellikle kamu kaynaklı altyapı yatırımları, kentsel dönüşüm projelerinin hızlanması ve özel sektörün bekleyen projeleri devreye almasıyla açıklanabilir.

Hizmet sektöründeki istihdam artışı ise iç talebin görece güçlü seyretmesi, turizmdeki toparlanma ve perakende ile yeme-içme sektöründeki hareketlilikten besleniyor.

Bu noktada dikkat çeken ise, sanayi istihdamındaki gerilemeye rağmen toplam istihdam endeksinin yıllık bazda pozitif kalması, yani ekonominin hizmetleşme eğiliminin daha da güçlendiğini göstermesi.

Çalışılan Saatlerde Sınırlı Artış: Verimlilik Sinyalleri Zayıf

Çalışılan saat endeksi de istihdam verilerine paralel bir tablo çiziyor. Toplamda yıllık %0,6 artış var; ancak sanayide %4,4’lük düşüş dikkatlerden kaçmıyor.

Bu düşüş iki farklı yoruma kapı aralıyor:

Sanayi üretimindeki yavaşlamanın çalışma sürelerine doğrudan yansıması,

Bazı işletmelerin istihdamı koruma eğiliminde olup saatleri azaltarak maliyetleri yönetmeye çalışması.

İnşaat ve hizmet sektörlerinde ise saatlik artışların yıllık bazda %6,5 ve %2,2 olması, bu alanlarda faaliyetin daha canlı olduğunu teyit ediyor. Kısacası, Türkiye ekonomisinde 2025 üçüncü çeyreği, özellikle sanayide zayıf bir kapasite kullanımına, buna karşılık hizmet ve inşaatta görece güçlü istihdam ve çalışma sürelerine işaret ediyor.

Ücretler Rekor Hızda Artıyor: Yıllık %40’ın Üzerinde Bir Ücret Enflasyonu

Verilerin en çarpıcı kısmı kuşkusuz brüt ücret-maaş endeksindeki %40,3’lük yıllık artış. Ücretlerdeki bu güçlü yükseliş, Türk işgücü piyasasının enflasyonist ortamda uyum arayışını açıkça gösteriyor.

Sektörlere göre ücret artışları:

Sanayi: %34,5

İnşaat: %44,4

Ticaret-hizmet: %43,5

Bu farklılaşma hem sektörlerdeki işgücü talebinin yapısını hem de rekabet koşullarını yansıtıyor. Özellikle inşaat ve hizmet sektörlerinde ücret artışlarının daha yüksek olması, bu alanlarda nitelikli emek açığının giderek büyüdüğüne işaret ediyor. İnşaat sektöründe kalifiye işçi bulma sorunu bir süredir gündemdeyken, hizmet sektörlerinde müşteri odaklı pozisyonlar ve dijital dönüşümün gerektirdiği yeni yetkinlikler maliyetleri yukarı çekiyor.

Saatlik İşgücü Maliyeti Endeksinde Yıllık %39,4’lük Artış

İşletmeler açısından en kritik gösterge olan saatlik işgücü maliyeti, 2025 yılı III. çeyreğinde bir önceki yıla göre %39,4 arttı. Bu artış hem ücret yükselişleri hem de sosyal güvenlik primleri, yan haklar ve diğer işveren yükümlülüklerindeki artışlarla şekilleniyor.

Alt sektörlere bakıldığında:

Sanayi: %40,1

İnşaat: %36,5

Ticaret-hizmet: %40,6

Özellikle hizmet sektöründe maliyetlerin %40,6 oranında artmış olması, fiyatlara yansıma riskini artırıyor. Enflasyonla mücadele edilen bir dönemde maliyet yönlü baskıların güçlenmesi, para politikasının etkinliğini zayıflatabilecek bir unsur olarak dikkat çekiyor.

Kazanç Dışı İşgücü Maliyetleri de Yükselişte

Saatlik kazanç dışı maliyetlerin yıllık %39,1 artması, sadece ücretler değil, ek giderlerin de hızla yükseldiğini gösteriyor. Bu kalem, izin giderlerinden sosyal katkı paylarına, iş sağlığı ve güvenliği harcamalarından eğitim ve yan haklara kadar geniş bir maliyet sepetini içeriyor.

Sektörel dağılımda inşaat sektörünün %40,8 ile ilk sırada olması, sektörün yüksek riskli doğası nedeniyle artan maliyet baskısına işaret ediyor.

Çeyreklik Görünüm: Hafif İvme, Ancak Sınırlı

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerle çeyreklik değişimlere bakıldığında:

İstihdam endeksi %0,3 arttı, sanayide hafif düşüş, diğer iki sektörde sınırlı artış görüldü.

Çalışılan saatler %0,6 arttı, özellikle inşaat sektörü %4,3 ile dikkat çekti.

Brüt ücret-maaş endeksi %6,5 arttı, güçlü bir çeyreksel ivmeye işaret etti.

Saatlik işgücü maliyeti %5,8 arttı, bu artışın yılın son çeyreğine de yüksek maliyet baskısı taşıyacağı öngörülüyor.

Bu çeyreksel tablo, ekonomide yumuşak bir toparlanma eğiliminin sürdüğünü ancak bunun geniş tabanlı bir canlanma olmadığını ortaya koyuyor.

Değerlendirme: İşgücü Piyasasında Üçlü Baskı

  1. Maliyet artışları → fiyatlara yansıma riski

Ücret ve maliyetlerdeki artış, işletmelerin fiyatlama davranışlarını etkileyerek enflasyonu besleyebilir.

  1. Sanayide zayıf seyir → üretim tarafında kırılganlık

İstihdam ve çalışma saatlerindeki düşüş, üçüncü çeyrekte sanayinin ekonomiye verdiği katkının sınırlı olduğunu gösteriyor.

  1. Hizmetleşen ekonomi → yeni beceri uyumsuzlukları

Büyümenin ağırlıkla hizmet sektöründe toplanması, eğitim-istihdam uyumsuzluğunu derinleştiriyor.

Sonuç: Dengeli Büyüme İçin Yapısal Adımlar Şart

III. çeyrek verileri, Türkiye’de işgücü piyasasının güçlü ücret artışları ve yüksek maliyet baskısı altında yeniden şekillendiğini ortaya koyuyor. Ekonomi hizmet odaklı büyürken, sanayinin bu tempoya ayak uyduramadığı görülüyor. Bu nedenle politika yapıcıların önümüzdeki dönemde:

Verimlilik odaklı teşvikler,

Nitelikli işgücünü artırmaya yönelik eğitim programları,

Sanayide dijital dönüşümün hızlandırılması,

İstihdam üzerindeki vergi ve prim yüklerinin gözden geçirilmesi

Gibi alanlarda daha güçlü bir strateji ortaya koyması bekleniyor.

Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyüme patikasına yönelmesi için işgücü maliyetleri, üretkenlik ve sektörler arası dengelerin birlikte ele alınması gerekiyor. Üçüncü çeyrek verileri, bu uzun yolculuğun kritik bir aşamasına işaret ediyor.

 

 

Kaynak: Sanayi Haber Ajansı

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.