İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu SZC TV’de Uğur Dündar ile Arena programında gündeme yönelik soruları cevapladı.
Dervişoğlu, bölünme sırasının Suriye’ye geldiğini vurgulayarak, “Birleşmiş Milletlerin 2. şartı sınırları değiştirilemeyeceği için ve bu devletler içinde etnik kökene bağlı olarak mezhebe bağlı olarak farklı unsurların devreye sokulması sürecine gidildi. Daha öncesini hatırlarsınız 12 Eylül döneminde de yaşamıştık. Büyük Ortadoğu projesi değildi o zaman adı ama yeşil kuşaktı ve bu yeşil kuşak projesi kapsamında 1979 yılından başlayarak belli bir dönem bölge coğrafyasında ülkelerde değişiklikler yapıldı ki bunlardan en önemlisi Rusya Afganistan’ı işgal ettikten sonra İran’daki rejim değişikliği Irak’taki rejim değişikliği Türkiye’de 1980’de darbe, Pakistan’da darbe, 81 yılında Enver Sedat’ın tasfiyesi bunları ne için söylüyorum bu bölgede olup bitenler hiçbir zaman birbirinden bağımsız olaylar değildi. Suriye olayında zaten perşembenin gelişi çarşambadan belli olur türünden ve bugünlerin yaşanacağına delalet eden emareler de göstermişti kendi içinde. Netice itibariyle bölünme sırası Suriye’ye geldi. Dolayısıyla o bölgedeki Suriye toprakları üzerindeki farklılıklardan istifadeyle orada yeni bir yapılanmaya gidileceği kanaatini taşıyorum.” ifadelerini kullandı.
SGK borçlarından belediyelere haciz uygulamalarının, vatandaşa gidecek hizmete haciz koymak anlamına geldiğini öne süren Dervişoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın dünyanın bu konjonktüründeki Türkiye'nin yerine bakarak söylüyorum boş işlerle uğraşacak kadar fazla zaman olduğu kanaatini taşımıyorum. Belediye bir kamu kuruluşudur. Dolayısıyla bir kamu kuruluşunun vatandaşa hizmet etmesini engelleyebilecek adımlarına atılabilmesi için insanın önce merhametini yitirmiş olması lazım. Buna bağlı olarak şunu söyleyeyim yani kendisine muhalif belediyelerin hesaplarına bloke koyuyor ve bunların iştiraklerine de aynı muameleyi yapıyor. Bu vatandaşa gidecek hizmete haciz koymak anlamına gelir.” dedi.
Dervişoğlu, devleti yönetenlerin bir kısmında da zafer sarhoşluğu gördüğüne dikkat çekerek, “O coğrafyada patronlardan birisi Rusya’ydı bir diğeri İran’dı, Amerika Birleşik Devletleri’nin müttefikleriyle yaptığı müdahaleler söz konusuydu. İsrail'in ayrıca coğrafya üzerindeki emelleri de herkesin malumu. Dolayısıyla hep vardır ya dibi görünmeyen kuyudan su içilmez diye ihtiyattan kastettiğim de o benim aslına bakarsanız Türkiye son derece ihtiyatsızca hareket ediyor ve devleti yönetenlerin bir kısmında da zafer sarhoşluğu gördüğümü söyleyebilirim” ifadelerine yer verdi.
İYİ Parti’nin tekrar Türk siyasetinde bir umut olma özelliğiyle temayüz etmeye başladığını ifade edebileceğini belirten Dervişoğlu, “Bir travmatik sonuçla karşı karşıya kalmıştık. Tabii bu atmış olduğumuz adımlar noktayı nazarından da siyasi stratejilerimiz noktayı nazarından da ele alınması icap eden bir husus. Geride bıraktığımız özellikle kongreden sonraki dönemde yaralarımızı sardığımız söyleyebilirim. Şu anda İYİ Parti’nin tekrar Türk siyasetinde bir umut olma özelliğiyle temayüz etmeye başladığını ifade edebilirim.” dedi.
Sınırlarda olup bitenlere bağlı gelişmelerden bir kahramanlık devşirmeye kalkışacakları kanaatini taşıdığını vurgulayan Dervişoğlu, “Sınırlarımızda olup bitenlere bağlı gelişmelerden bir kahramanlık devşirmeye kalkışacakları kanaatini taşıyorum ve bunun da bir seçim argümanı olarak kullanılabileceği endişesini dile getiriyorum. Bunu düşünen sadece ben değilim. Sayın Erdoğan’ın ve kadrosunun meşrebini bilenler yaşanan gelişmelere bakarak ondan nasıl istifade edebileceklerini zaten şimdi televizyon ekranlarında göstermeye başladılar.” ifadelerini kullandı.
Dervişoğlu, Suriye'deki gelişmelerin Irak'ta yaşananları hatırlattığını belirterek, Türkiye'nin Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunmanın ötesinde aktif önlemler alması gerektiğini vurguladı.
Türkiye'nin geçici sığınmacı statüsünü kaldırması gerektiğini belirten Dervişoğlu, Suriyelilere verilen vatandaşlıkların iptal edilmesi gerektiğini savunarak, bu konuda hukuki dayanakların bulunduğunu ve mevcut durumun Türkiye'nin milli yapısını zayıflattığını ileri sürdü.
Hükümetin Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyetine uygun bir politika izlemesi gerektiğini dile getiren Dervişoğlu, sığınmacı politikasının Türkiye'nin geleceği için zararlı olduğunu kaydetti.
Dervişoğlu, Beşiktaş Spor Kulübü'nün Olağanüstü Kongresi'ne katılma niyetinde olduğunu belirterek, Türk futbolunun marka değerinin artması için tüm kulüplerin önemine dikkat çekti.
Beşiktaş'ın şampiyonluk hedefinin altını çizen Dervişoğlu, rekabetin dördüncü veya beşinci takımlar arasında yoğunlaştığını ve bu durumun ligin dinamizmini etkilediğini ifade etti.
SANAYİ HABER AJANSI