2025-3.ÇEYREK İŞGÜCÜ İSTATİSTİKLERİ

Yayınlama: 19.11.2025
7
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

TÜİK’in 2025 yılı III. çeyrek (Temmuz-Eylül) Hane halkı İşgücü Araştırması sonuçları, Türkiye işgücü piyasasında yavaş ama temkinli bir toparlanmanın sürdüğüne işaret ediyor. Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı değişmeyerek %8,5 seviyesinde kaldı. Görünürdeki bu durağanlık ilk bakışta olumsuz gibi algılansa da işsiz sayısındaki 26 bin kişilik azalma ve istihdamın 65 bin kişi artması, ekonomide özellikle hizmet ve inşaat ağırlıklı bir istihdam yaratma sürecine işaret ediyor.

Ancak tüm bu başlıklara rağmen, en kritik gösterge olan âtıl işgücü oranının %29,4 gibi halen çok yüksek bir seviyede bulunması, işgücü piyasasının kırılganlığını gözler önüne seriyor.

İşsizlikte Kayıt Dışı İyileşme – Ama Sınırlı

2025 üçüncü çeyrek verilerine göre işsiz sayısı 3 milyon 10 bin kişi seviyesinde. İşsizlik oranı erkeklerde %7,0 iken, kadınlarda %11,2 seviyesinde kalmaya devam ediyor. Kadın işgücüne katılımının genel olarak düşük olması göz önünde bulundurulduğunda bu fark, Türkiye’de hâlâ çözülemeyen yapısal bir eşitsizliğe işaret ediyor.

Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı ise %49,0’da sabit kaldı. Bu, Türkiye’de her iki kişiden sadece birinin aktif olarak çalıştığı ve kayıtlı istihdam içinde yer aldığı anlamına geliyor. Erkeklerde bu oran %66,2 iken kadınlarda sadece %32,1. Yani her üç kadından yalnızca biri işgücüne dahil.

Bu tablo, işgücü piyasasında istihdam artışının daha çok erkek ağırlıklı sektörlerde ve istihdam biçimlerinde gerçekleştiğini gösteriyor.

Genç İşsizlikte Gerileme – Ama Kalıcı mı?

Uzun yıllardır Türkiye’nin en yakıcı sorunlarından biri olan genç işsizlik, 2025 üçüncü çeyrekte dikkat çekici bir şekilde düşerek %15,3 seviyesine geriledi. Bir önceki çeyreğin üzerinde 0,5 puanlık iyileşme, özellikle hizmet ve inşaat sektöründe artan istihdamla ilişkili görünüyor.

Ancak bu düşüşün kalıcı olup olmayacağı tartışmalı. Zira tarım dışı sektörlerde giriş seviyesinde iş yaratma kapasitesi hâlâ sınırlı ve gençlerin önemli bir bölümü kısa süreli, güvencesiz veya kayıt dışı işlere yönelmek zorunda kalıyor. Ayrıca genç kadınlarda işsizlik oranı %21,8 ile hâlâ son derece yüksek.

İstihdamın Omurgası Hizmet Sektörü – Sanayide Gerileme Alarm Veriyor

2025’in üçüncü çeyreğinde istihdam artışında başrolü hizmetler ve inşaat sektörü oynadı. Hizmetlerde istihdam 159 bin kişi artarken, inşaatta 40 bin yeni istihdam yaratıldı. Tarımda ise yalnızca 13 bin kişilik sınırlı bir artış görülürken, en kritik düşüş sanayi sektöründe yaşandı: 147 bin kişi.

Bu tablo, Türkiye ekonomisinin üretim ve yatırım odaklı bir büyüme performansından uzaklaşarak istihdam yaratma kapasitesini hizmetlere ve inşaata dayandırdığına işaret ediyor. Uzun vadede bu iki sektöre bağımlı istihdam modelinin sürdürülebilirlik açısından kırılgan olduğu açık.

Hizmetlerin toplam istihdamdaki payı %59,3 olurken, sanayinin payı %19,8 seviyesine gerilemiş durumda. Bu oran gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında düşük bir sanayi istihdamı anlamına geliyor.

Haftalık Çalışma Süresi Avrupa’nın Çok Üzerinde

İstihdam edilenlerin haftalık ortalama fiili çalışma süresi 42,5 saate yükseldi. Avrupa Birliği ortalaması yaklaşık 37-39 saat bandında seyrederken Türkiye’de hâlâ uzun çalışma kültürü hâkim. Bu durum, verimlilik artışı olmadan uzun çalışma sürelerinin yaygınlaşmasına işaret ediyor.

Ayrıca fazla çalışma, kayıt dışılığın yaygınlığı ve düşük ücretlerin telafisi için yapılan ek mesai gibi yapısal sorunların da göstergesi olarak okunabilir.

Gerçek İşsizlik Göstergesi: Âtıl İşgücü

TÜİK’in geniş tanımlı işsizlik verisi olarak kabul edilen âtıl işgücü oranı, 2025 üçüncü çeyrekte %29,4 seviyesinde. Bu oran geçtiğimiz çeyreğe göre 2,6 puan düşmüş olsa da halen üç kişiden birinin işsiz, eksik istihdamda ya da potansiyel işgücü konumunda olduğu anlamına geliyor.

Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı %18,9, potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı ise %20,3 olarak hesaplandı. Yani resmi işsizlik oranı %8,5 olsa da iş aramayı bırakan ya da daha az saat çalışmak zorunda kalan geniş kesimler dikkate alındığında tablo çok daha çarpıcı.

Bu oran, Türkiye’de ekonomik toparlanmanın istihdam kalitesine henüz yansımadığını, işgücü piyasasında eksik ve güvencesiz çalışmanın ciddi boyutlarda olduğunu gösteriyor.

Sonuç: İstihdam Artıyor Ama Kalıcı Olmak İçin Yapısal Reform Şart

2025 üçüncü çeyrek işgücü verileri, resmî işsizliğin yatay seyrettiği, istihdamın kontrollü şekilde arttığı, fakat yapısal sorunların hâlâ çözülmediği bir tabloyu ortaya koyuyor. Özellikle:

Kadınların işgücüne katılımı hâlâ çok düşük,

Sanayi istihdamı azalıyor,

Genç işsizliği düşse de yüksek seviyesini koruyor,

Âtıl işgücü oranı %30’a yakın,

Çalışma süreleri hâlâ çok yüksek.

Bu veriler, Türkiye’nin istihdam yaratma kapasitesinin verimlilik artırıcı, teknoloji ve sanayi temelli yatırımlarla desteklenmediği sürece kırılgan kalacağını gösteriyor. Buna karşın, hizmet ve inşaata dayalı istihdam büyümesi kısa vadede yüzleri güldürse de uzun vadede sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu değil.

İşgücü piyasasında kalıcı iyileşme için, yalnızca iş sayısını değil iş kalitesini artıran politikalara ihtiyaç var. Aksi takdirde işsizlik verileri düşük görünse bile, geniş tanımlı işsizlik ve güvencesiz çalışma toplumsal refahı aşağı çekmeye devam edecek.

 

 

Kaynak: Sanayi Haber Ajansı

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.