Bir Liderin Ufku: Atatürk’ün Bilim ve Üretimle Kurduğu Gelecek

Yayınlama: 10.11.2025
15
A+
A-
Yönetim ve Teknoloji Stratejisti, Konuşmacı, Mentor, LinkedIn Business Influencer

Atatürk’ün Teknoloji, Tarım ve Savunma Hamleleriyle Kurduğu gelecek bugüne kadar hiçbir toplumda ya da millette görülmemiş bir projeydi. Mustafa Kemal Atatürk yalnızca bir kurtuluşun değil, bir kuruluşun da mimarıydı. Cumhuriyet’i ilan ettiğinde hedefi, yalnızca bir imparatorluğun enkazından yeni bir devlet çıkarmak değildi; çağın ötesine bakan, üretken, kendi ayakları üzerinde duran bir ülke yaratmaktı. O, savaş meydanlarında kazandığı zaferin kalıcılığını ancak bilimle, teknolojiyle ve üretimle koruyabileceğini biliyordu. Bu yüzden “Savaş meydanlarında kazanılan zaferler, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa kalıcı olmaz.” diyerek geleceğin yönünü çizdi. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türkiye’nin önünde iki yol vardı: ya dışa bağımlı, tüketen bir toplum olarak kalacaktı ya da kendi üretim gücünü kurarak tam bağımsız bir ekonomi yaratacaktı. Atatürk, ikincisini seçti. Bugün Türk sanayisinin temelleri, Anadolu’nun dört bir yanına kurulan o ilk fabrikalarda, atölyelerde, tarlalarda ve laboratuvarlarda atıldı. Eğer o atılımlar olmasaydı, bugün “Türk sanayisi”, “yerli üretim” ya da “savunma teknolojisi” kavramlarından bahsetmek bile mümkün olmazdı.
Akılla, Bilimle, Üretimle Kurulan Bir Cumhuriyet
Büyük Atatürk’ün bu yolda yapmış olduğu devrimleri ve bugünlere kadar hala etkisi en önemli atılımları ben 3 bölümde aşağıdaki gibi özetlemek isterim.
1. Teknoloji ve Sanayide Atılım: “Üreten Türkiye” Vizyonu Atatürk, modernleşmenin sadece kurumların değil, düşünme biçimlerinin de yenilenmesiyle mümkün olacağını çok erken fark etti. “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” derken aslında Türkiye’nin yeni yol haritasını tanımlıyordu. Bu anlayış, sanayi politikalarına da doğrudan yansıdı. 1920’lerin sonunda Türkiye henüz okuryazarlık oranını artırma çabasındayken, devlet eliyle Sümerbank, Etibank, MTA (Maden Tetkik Arama Enstitüsü), Devlet Demiryolları, Şeker Fabrikaları gibi stratejik kurumlar kuruldu. Bunlar sadece ekonomik girişimler değil, birer “gelecek mühendisliği” projesiydi. Ankara’da kurulan Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) tesisleri, savunma ve üretim kapasitesini artırırken, Nuri Demirağ’ın özel sermayeyle kurduğu uçak fabrikası, Türkiye’yi dönemin dünyasında havacılık alanında söz sahibi ülkelerden biri haline getirdi. O yıllarda Kayseri’den gökyüzüne yükselen ilk Türk uçağı, bir sembolden çok daha fazlasıydı: Bağımsızlığın sanayideki izdüşümüydü adeta. Atatürk, her sanayi tesisine birer okul gibi bakıyordu. Çünkü biliyordu ki fabrika, yalnızca üretim değil, aynı zamanda eğitim yeriydi. İşçiler, mühendisler, ustalar orada sadece ürün değil, bilgi de üretmekteydi.Bu yüzden sanayileşme hamleleri, aynı zamanda insan kaynağını geliştiren bir “bilgi devrimi” anlamına geliyordu.
2. Tarımda Bilimsel Dönüşüm: Milletin Efendisi’ni Güçlendirmek
Atatürk için tarım, yalnızca geçim kaynağı değil; stratejik bağımsızlığın, toplumsal refahın ve ulusal güvenliğin anahtarıydı. Kurtuluş Savaşı yıllarında Anadolu köylüsünün emeğiyle ayakta kalan bir millet, Cumhuriyet’in ilk yıllarında yine aynı köylünün üretim gücüyle yükselecekti.Bu anlayışla 1925’te Aşar Vergisi kaldırıldı. Bu adım, Cumhuriyet tarihinin en önemli sosyal reformlarından biridir. Çünkü köylüye ilk kez nefes alma, yeniden üretme imkanı tanıdı. Ardından Tarımsal Araştırma Enstitüleri, Ziraat Mektepleri, modern tohum ve sulama projeleri, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin kuruluşu ve Zirai Donatım Kurumları geldi. Atatürk’ün vizyonunda tarım, sadece sabanla değil, bilimle yapılmalıydı. Bu yüzden Avrupa’ya gönderilen genç mühendisler, ziraatçiler ve veterinerler dönüşte sadece teknik bilgi değil, aynı zamanda yeni bir üretim kültürü getirdiler. Bugün akıllı tarım teknolojileri, iklim odaklı üretim sistemleri ve sürdürülebilir tarım politikaları konuşuyorsak, bu, o dönemde atılan bilimsel temellerin bir devamıdır. Atatürk’ün “Köylü milletin efendisidir” sözü bir romantizm değil, bir ekonomik stratejiydi.
3. Savunma Sanayinde Stratejik Vizyon: “Kendi Gökyüzünü Korumak”
Atatürk, askeri bir deha olmanın ötesinde, savaşın yalnızca cephede değil, teknolojide de kazanıldığını biliyordu. Cumhuriyet’in ilk yıllarında bütçe dardı, kaynak sınırlıydı ama Atatürk hiçbir zaman savunma alanında “bekleyelim” demedi. Kırıkkale’de kurulan Askerî Fabrikalar Umum Müdürlüğü, daha sonra MKE’ye dönüşerek Türkiye’nin ilk mühimmat üretim merkezi oldu. Kayseri’deki uçak fabrikasında ise o dönemde Avrupa ülkelerinde bile olmayan bir üretim hattı kuruldu. Türk mühendisleri 1930’larda 50’den fazla uçak üretti. O uçaklar sadece gökyüzünü değil, bir milletin özgüvenini de taşıyordu. Atatürk, dışa bağımlı savunmanın gerçek bağımsızlığa engel olduğunu görmüştü. Bu yüzden “Tam bağımsızlık, ancak ekonomik ve teknolojik bağımsızlıkla mümkündür.” diyerek milli savunma sanayinin tohumlarını attı. Bugün Türkiye’nin ürettiği İHA ’lar, SİHA ’lar, savaş gemileri ve füze sistemleri, işte o vizyonun 100 yıl sonra somutlaşmış halidir.
Bir Yüzyıl Önceden Kodlanmış Gelecek
Atatürk’ün farkı, bugünü değil yüzyılı düşünmesiydi. O, devrimleriyle yalnızca bir dönemi değil, bir geleceği kodladı. Ekonomiyi, eğitimi, sanayiyi ve bilimi tek bir vizyon altında topladı: Çağdaş, üretken ve özgür Türkiye.Bugün Türkiye, teknoloji üreten, tarımda sürdürülebilirlik arayan, savunma sanayisinde küresel oyuncu olma yolunda ilerleyen bir ülkeyse, bunun temelinde Atatürk’ün kurduğu sistematik düşünce vardır. O, liderliğini bir unvanla değil, geleceği öngörme gücüyle sürdürdü. Her fabrikada, her üniversitede, her laboratuvarda onun izleri hala yaşıyor. Çünkü Atatürk’ün en büyük mirası bir sözle özetlenebilir:
“Bağımsızlık, yalnızca silahla değil, bilgiyle korunur.”
Bizim görevimiz, o bilginin ışığını taşımak, üretimin, bilimin ve vizyonun bu ülkenin gerçek savunması olduğunu unutmamaktır. O’nun kurduğu bu miras, bir anma konusu değil, bir eylem rehberidir. Seni her gün daha büyük bir özlemle anıyor, mirasını ilelebet yaşatmak için çok çalışıyor ve söz veriyoruz Atam. Ruhun şad olsun…

Kaynak: Sanayi Haber Ajansı

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.