LİTOGRAFİ TEKNOLOJİLERİ

Yayınlama: 11.11.2025
4
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

Günümüzde dijital çağın kalbinde atan çiplerin üretiminde, gözle görülemeyen ölçekte gerçekleşen bir sanat yatıyor: litografi teknolojisi. Akıllı telefonlardan otomobillere, uydulardan tıbbi cihazlara kadar her alanda kullanılan mikroçiplerin temelinde bu karmaşık ve hassas süreç bulunuyor. Bir zamanlar sadece matbaa tekniği olarak bilinen “litografi”, artık nanometre ölçeğinde desen çizen yüksek teknoloji bir üretim yöntemi haline geldi.

Litografi, basitçe anlatmak gerekirse, yarı iletken plakalara (genellikle silikon) ışık yardımıyla mikroskobik devre desenlerinin işlenmesini sağlar. Bu desenler, transistörlerin ve elektrik yollarının oluşturduğu karmaşık devrelerin yapı taşlarıdır. Bu süreç, her yeni nesil işlemcinin “daha hızlı, daha güçlü, daha az enerji harcayan” hale gelmesini mümkün kılar.

Bugün dünya yarı iletken endüstrisi, nanometre yarışında kritik bir dönemeçten geçiyor. 10 yıl önce 28 nanometre üretim teknolojisi devrim sayılırken, artık 3 nanometre ve altı boyutlarda çipler geliştiriliyor. Bu ilerlemenin arkasındaki en büyük kahramanlardan biri de litografi makineleri. Ancak bu makineler öyle basit değil: bir tanesinin fiyatı 150 milyon doları bulabiliyor ve üreticisi dünyada yalnızca birkaç şirket.

EUV Dönemi ve Küresel Rekabet

Litografi teknolojisinin evriminde en büyük sıçrama, EUV (Extreme Ultraviolet- Aşırı Morötesi) dönemiyle geldi. Geleneksel “derin ultraviyole” (DUV) litografi, daha uzun dalga boylarıyla çalıştığı için desenlerin küçülmesinde sınır noktasına ulaşmıştı. EUV teknolojisi ise yalnızca 13,5 nanometrelik dalga boyu kullanarak atom düzeyinde işlem yapmayı mümkün hale getirdi.

Bu teknolojinin geliştirilmesi kolay olmadı. 20 yılı aşkın bir Ar-GE süreci ve milyarlarca dolarlık yatırım gerektirdi. Hollanda merkezli ASML şirketi, EUV sistemlerini üretebilen tek firma konumunda. Bugün Tayvan’daki TSMC, Güney Kore’deki Samsung ve ABD’deki Intel, bu makineleri kullanarak ileri seviye çip üretiminde yarışıyor.

Ancak litografi teknolojisi yalnızca teknik bir ilerleme değil, aynı zamanda jeopolitik bir güç aracı haline geldi. ABD ve Çin arasındaki teknoloji rekabetinde, EUV sistemleri adeta stratejik bir silah gibi görülüyor. Hollanda’nın ASML firmasına Çin’e satış kısıtlaması getirmesi, bu teknolojinin önemini daha da artırdı. Çünkü EUV olmadan, bir ülkenin 5 nanometre altı çip üretmesi neredeyse imkânsız.

Bu noktada litografi, sadece sanayi mühendisliğinin değil, küresel ekonomi ve güvenlik politikasının da merkezine oturdu. Gelişmiş çiplerin üretilebildiği ülkeler, yapay zekâdan savunma sistemlerine kadar birçok stratejik alanda üstünlük sağlıyor. Bu nedenle litografi teknolojisi, geleceğin teknolojik egemenlik mücadelesinin belki de en kritik cephesini oluşturuyor.

Türkiye ve Geleceğin Perspektifi

Türkiye, yarı iletken üretiminde henüz büyük bir üretici olmasa da tasarım, Ar-GE ve malzeme teknolojileri alanlarında önemli adımlar atmaya başladı. TÜBİTAK BİLGEM ve çeşitli üniversitelerde yürütülen mikroçip tasarımı projeleri, gelecekte bu alanda yerli çözümlerin geliştirilmesinin temelini oluşturuyor. Özellikle savunma sanayiinde kullanılan özel mikroçiplerin güvenli üretimi, Türkiye’nin stratejik hedefleri arasında yer alıyor.

Litografi alanında doğrudan üretim yapmak, yüksek maliyet ve teknik bilgi birikimi gerektirdiğinden kısa vadede zor görünse de optik sistemler, fotorezist kimyasalları ve hassas hareket kontrolü gibi alt bileşenlerde yer almak Türkiye açısından daha gerçekçi bir strateji olabilir. Bu alanlarda yapılacak yatırımlar hem ulusal kapasiteyi artırır hem de gelecekte küresel tedarik zincirine dahil olma fırsatı yaratır.

Önümüzdeki yıllarda litografi teknolojisinin yönü, yalnızca küçülmeye değil, verimlilik ve çevresel sürdürülebilirliğe de odaklanacak. Çünkü her yeni nesil çip üretiminde enerji kullanımı ve karbon ayak izi artıyor. Bu nedenle hem üretim süreçlerinin daha “yeşil” hale getirilmesi hem de geri dönüştürülebilir malzemelerin kullanımı, sektörün yeni öncelikleri arasında.

Litografi, görünürde karmaşık bir fizik ve mühendislik disiplini olsa da aslında modern dünyanın görünmeyen altyapısını oluşturuyor. Bu teknoloji olmadan ne yapay zekâdan ne kuantum bilgisayarlarından ne de 6G iletişim ağlarından söz etmek mümkün olurdu.

Sonuç olarak litografi, yalnızca bir üretim tekniği değil; 21. yüzyılın dijital medeniyetini şekillendiren sessiz bir devrim. Her bir çipin içinde, insanlığın mühendislik kabiliyetinin ve bilimsel merakının izleri saklı. Ve bu devrim, mikroskobik desenlerle geleceğin yollarını çizmeye devam ediyor.

 

 

Kaynak: Sanayi Haber Ajansı

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.