DEREN KOCAMANOĞLU-19.03.2024-HİBYA- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutköy- İstanbul Havalimanı Metrosu Açılış Töreni’ne Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden canlı bağlantı ile katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Şehrimizdeki raylı sistem ağının toplam mesafesi 362 kilometreyi buldu. Daha önemlisi bu raylı sistemlerin büyük bölümü Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız tarafından yapılmıştır. Son 5 yılda İstanbul’da belediye tarafından yapılan metro uzunluğu sadece 8 kilometredir.
Kalan tüm projeler ya daha önceki dönemden kalmadır ya da bakanlığımız tarafından hayata geçirilmiştir. Hatta üzeri toprakla kapatılarak tümden iptal edilen projeler de mevcuttur. Her yeni projeyle inşa kalitesini ve yolculuk konforunu biraz daha ileriye taşıyan İstanbul Metroları, dünya standartlarının en üst sınıfında yer alıyor. Her biri İstanbul’un ulaşımına hayati birer nefes borusu işlevi gören bu raylı sistem hatları olmasaydı bugün şehrin içine düşeceği durumu milletimizin takdirine bırakıyoruz.
Bakanlığın sorumluluk alanı gereği belli projelerde yoğunlaşan katkısı, bir şehrin ulaşım sorununu çözmek için tek başına yeterli değildir. Büyükşehir belediyesinin de ulaşımla ilgili kendi sorumluluklarını yerine getirmesi lazım ki bu iki gücün sinerjisiyle sorunlar çözülsün.
Bugün İstanbul yollarını gösteren ekranlara baktığınızda günün çoğunda yolların kırmızı olduğunu yani durma noktasına yakın yoğunlukta bir trafik olduğunu görürsünüz. Yol, tünel, köprü, metro yapmayı, vapur işletmeyi, mevcut ulaşım hatlarını verimli şekilde çalıştırmayı bilmeyen bir belediye yönetiminin yol açtığı bu acı tablo İstanbul’un kaderi değildir.
Bırakın yeni projeler geliştirmeyi; sorunsuz, sıkıntısız işleyen bir sistemi devam ettirmeyi bile beceremediler. Bu zihniyet, görevde olduğu müddetçe İstanbul’un trafik çilesi daha da artacak, İstanbullu kardeşlerim trafikte daha fazla vakit harcayacak.
İstanbul, gerçek belediyeciliği ziyadesiyle hak etmektedir. Üstelik bugün İstanbul’da sadece iş bilmez, iş yapmaz, eser ve hizmet fukarası değil, tıpkı 1989’da olduğu gibi kirlenmiş bir yönetim vardır. Artık İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yaptığı eserler ve hizmetlerle değil, nereye gittiği belli olmayan, deste deste para görüntüleriyle anılmaktadır.
Sorsanız bu paralarla CHP’ye il binası alındı diyorlar. Ama alındığı söylenen il binasına ödenen rakamla ortadaki paralar arasındaki orantısızlığı kimse izah edemiyor. Bir taraftan üstgeçitlerin gövdesine ‘israf değil’ derken, öbür taraftan deste deste dolarlarla neyi nerede harcıyorlar belli değil.
Şimdiye kadar yapılan açıklamaların hepsi bir önceki yalanladı, şüpheli bulutlarını dağıtmak bir yana daha da artırdı. Hesap uzmanıyım diyerek övünenlerin ise hiçbir yerde sesi, soluğu çıkmıyor.
İstanbul’u depreme hazırlığıyla, ulaşımıyla, çevresiyle, sosyal belediyeciliğiyle geriletenler, siyaseti de kirleterek hem şehre hem ülkeye çok büyük bir kötülük yapmışlardır. Geciken eser ve hizmetlerin telafisi vakit ve kaynak meselesidir. Ama kirlenen siyasetin bedeli, gençlerimizin kalbinde ve kafasında oluşturacağı soru işaretleri sebebiyle nesiller boyu sürecektir.
Milletimiz 1994 seçimlerinde bunların hepsini tasfiye etti ve bizi iş başına getirdi. Aradan geçen bunca yıldan sonra adeta bir dejavu yaşıyor, aynı filmi yeniden izliyor gibiyiz. İsimler farklı ama kafalar aynı. Yazık bu ülkeye de yazık, bu şehirlere de yazık. İnşallah 31 Mart’tan sonra şehirlerimiz tüm bu tartışmaların uzağında eser ve hizmet gündemli hayatlarına yeniden dönecek. İstanbul, Sistem İstanbul Projesi ile keyfi, kibirli ve kirli zihniyetlerden kurtulup; programlı, planlı, projeli, şeffaf, adil bir yönetime kavuşacak.
İstanbul, depreme hazırlık için yapılacak 650 bin yeni konutu konuşacak. İstanbul, bin kilometreyi bulacak raylı sistem ağırlıklı yeni ulaşım projelerini konuşacak.
İstanbul, belediye başkanının maceralarını, kibirli hırslarını değil; şehrine yaptığı eserleri, hizmetleri, projeleri, yatırımları konuşacak. İstanbullu, başı dara düştüğünde nerede olduğu, kiminle ne yaptığı belli olmayan değil yanı başında derdiyle dertlenen bir yönetimi bulacak. İşte o zaman İstanbul, geleceğine tekrar umutla ve güvenle bakabilecek.
Bu duygularla açılışını yaptığımız Arnavutköy-İstanbul Metrosu Hattı’nın tekrar şehrimize, güzel İstanbulumuza hayırlı olmasını diliyor, emeği geçenleri tebrik ediyorum.”
SANAYİ HABER AJANSI