Adet döngüsü ile ilgili bu 5 duruma dikkat

Memorial Bahçelievler Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Hüseyin Mutlu, adet bozuklukları ile ilgili bilgi verdi.

Adet döngüsü ile ilgili bu 5 duruma dikkat
Yayınlama: 19.04.2024
6
A+
A-

Adet döngüsündeki bozukluklar genelde süre veya kanama miktarı ile ilgili olabiliyor. Her kadında farklı yaşanan sorunlar sık adet görme, seyrek adet görme, fazla adet kanaması, az adet kanaması, ara kanama ve durmayan adet kanaması şeklinde görülebiliyor. Adet problemlerinde ilaçla veya cerrahi yollarla tedavi uygulanabiliyor.

25 günden sık veya 35 günden uzun aralıklı adet kanamasına dikkat

Düzensiz adetten söz etmek için öncelikle düzenli adetin hangi sınırlar içinde olduğunu bilmek gerekmektedir. Her ay adet gören kadında düzenli adet olduğu söylenebilmektedir. 28 gün aralarla kanamanın olması ideal süre olarak bilinmektedir fakat bu aralık 25 ile 35 gün arasında değişebilmektedir. 25 günden daha sık adet olan kadınlarda sık adet görme, 35 günden uzun aralıklarla adet olanlarda ise seyrek adet görme söz konusudur. Fazla adet kanaması normalden farklı ve bazen pıhtılar ile beraber olabilirken, az adet ise genelde normalde var olan adet miktarının azalması şeklinde ilerlemektedir. Ara kanama iki adet arasında kanamanın olması halidir.

Her kadında farklı döngü olabilir

Her kadının yapısına, metabolizmasına ve döngüsüne göre değişen adet süreçleri olabilmektedir. Bu süreçler şöyle sıralanabilir;

“Sık adet kanaması: Menopoz öncesi yıllarda ve ergenlik çağında sıklıkla rastlanır. Yumurtlamanın seyrek olması ile beraberdir.

Seyrek adet görme: Normal bir bulgu da olabilir. Sebebinin ortaya çıkarılması amacıyla hormonal testlerin yapılması gerekmektedir. Hormonal dengesizliklerden tiroid bezinin az çalışması ve prolaktin hormonu yüksekliği en sık saptanan problemdir. Hormonal sorun bulunmuyorsa, bebek isteği yoksa ve tüylenme gibi sorunlar görülmüyorsa basit adet düzenleyici ilaçlar ile tedavi edilebilir.

Şiddetli adet kanaması: Genelde bitkin bırakır ve uzun sürerse kansızlığa sebep olabilir. Altında yatan sebepler rahim iç zarındaki sorunlar ve rahim içinde veya yakınında yerleşen miyomlardır. Tanı için muayene ve ultrasonografinin yanında, hem tanı hem de tedavi amacıyla küretaj yapmak gerekebilir. Aynı şekilde tanı ve tedavi amacıylahisteroskopi gerekebilir. Tedavi sebebe göre ilaç tedavisi veya operasyondur. Buna ilaveten kansızlık saptanmışsa onun için de ayrıca bir tedavi planlanmaktadır.

Ara kanamalar: Her zaman bir problemle beraber olmayabilir. Korunma hapları alan kadınlarda özellikle ilk 1–2 ay ara kanama olabilir. Korunma amacıyla spiral kullanan kadınlarda da saptanabilir. 3 aydan sıklıkta olması araştırmayı gerektirir. Altta yatan sebepler arasında hormonal sorunlar, rahim içi polipleri ve miyomlar sayılabilir.

Sürekli ve durmayan kanamalar: Şiddetli kanamalar söz konusu olduğunda başlıca sebepleri arasında miyomlar ve polipler gelir. Bu durum kötü huylu hastalıklar açısından da tetkik gerektirmektedir. Bu nedenle kısa sürede araştırma yapılmalı ve tedavi planlanmalıdır. Miyom veya polip saptanmışsa onların çıkarılması ve rahim iç zarından parça alınarak patolojik tetkik istenmesi gerekir. Menopoza yakın kadınlarda ve menopoz sonrası görülen sürekli kanamalarda ise rahim kanserinin düşünülmesi gereklidir. Bu nedenle ciddiye alınmalı ve zaman kaybetmeden tetkik ve tedavi uygulanmalıdır.”

Adet düzensizliği ilaçla ya da cerrahiyle düzenlenebilir

Adet düzensizliğinin tedavisi düzensizliğin nedeninin tespitiyle doğru orantılı olmaktadır. Öncelikle altta yatan sebepler araştırılmalı ve probleme neden olan durum düzeltilmelidir. Sık adet kanaması olan bir kadının döngüsü ilaçla kontrol altına alınabilmektedir. Seyrek adet kanaması görüldüğünde yapılan araştırmalar ve testler sonucunda ilaç tedavisine başlanmakta hem hormonlar hem de adet kanaması döngüsü düzene sokulmaktadır. Şiddetli adet kanaması yaşayanlarda sorun miyom kaynaklı ise histeroskopi veya cerrahi işlemler yapılması gerekebilmektedir. Hormonal tedavi ve hormonlu spiral uygulanması seçenekleri de bulunmaktadır. Tedaviye cevap vermeyen kanamalarda ise rahmin alınması iyi bir seçenek olabilmektedir.


SANAYİ HABER AJANSI

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.