Özel: Anayasa demokrasisinin elbisesiyse, sen ona uymuyorsan, yenisini alsan ne olur

CHP Genel Başkanı Özgür Özel partisinin grup toplantısında konuştu.

Özel: Anayasa demokrasisinin elbisesiyse, sen ona uymuyorsan, yenisini alsan ne olur
Yayınlama: 30.04.2024
2
A+
A-

Özel'in konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Hafta sonu İYİ Parti'de Sayın Meral Akşener'in görevi bırakmasından sonra vedası ve bayrak değişimi vardı. Meral Hanım'a sağlık ve mutluluk diliyorum. Sayın Müsavat Dervişoğlu seçildi, hayırlı uğurlu olsun diliyorum.

Geçtiğimiz hafta 1 Mayıs'ta Taksim'in kapatılması kararından dönülmesini talep etmiştim. Sorumluluk almaya hazır olduğumuzu, meydandaki kutlamalara izin verilmesini talep etmiştik. Dün Sayın İçişleri Bakanı'nı aradım, talebimi, taahhüdümü ifade ettim.

İşbirliği teklif ettim. Kendisi bana bir takım mahsurları, istihbaratları gerekçelendirerek buna izin vermeyeceklerini tekrar etti. Olumlu bir yaklaşım içindeydi.

Taksim, Gezi Parkı birileri tarafından kendi egemenlik sancaklarıymış da egemenliklerini kaybedeceklerini sanıyorlar. Siz bir yasaklamayla egemenlik korumaya başladıysanız orada iktidardan bahsedilemez.

İktidarın güçlüsü rızayla tesis edilen, demokrasiyle korunandır. Buradan çağrımı tekrar ediyorum.

Bugün bir anayasa tartışması var. Sayın Numan Kurtulmuş geldi, ziyaret etti. “Yeni anayasa sürecine CHP de dahil olsun” diyorlar. Anayasalar her doğan için yapılır, Erdoğan için anayasa yapılmaz. Anayasalar toplumu kuşatırlar, kapsayıcı, çoğulcudur. Anayasa demokrasisinin elbisesiyse, sen ona uymuyorsan, yenisini alsan ne olur. Türkiye'nin bir anayasası var. Hepimizin beğendiği ve beğenmediği maddeleri var. Yenisi yapılana kadar eskisine uymak herkesin görevi.

Anayasa der ki, AYM kararları bağlayıcıdır. O karara uymak herkesin yükümlülüğüdür. AYM yürütmeye “Taksim'i yasaklayamazsın” diyor. Bu karara uymayan birisi yarın, elbette müzakere edeceğiz ama iş anayasaya gelince, mevcut anayasaya uyulmasını beklemek kadar doğal bir şey yoktur.

Can Atalay kararı ortadadır. Gezi tutuklularının her biri için verilen hak ihlali kararı vardır, onları tutmak anayasa uymamaktır.

Siyasilerin el sıkışmasını hep savundum, savunacağım. Müzakere başka bir şeydir, iletişim başka bir şeydir. Anayasa'ya yemin etmiş bizlerin birbirine yeminine sadık kalmasını beklemek her birimizin görevidir.

Yarın işçiler Anayasa'ya uygun olarak, AYM haklı dediği için Taksim'e yürüyorlarsa CHP olarak onlarla birlikte olacağız. Tek uyarım şudur; 1 Mayıs bayramdır. 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramıdır. Polisi de emekçidir, askeri de emekçidir, güvenlik görevlileri de emekçidir.

Onlara kanunsuz emirler verenler yüzünden, ekmekleriyle oynandığı için uygulamak zorunda oldukları kararlar o kardeşlerimizin kişisel kararları değildir.

Gazze'de insanlığın yüreklerini sızlatan katliamlara batıdan tepkiler yükseliyor. Şiddetle bastırıldığında utanç verici görüntülerdir, bizler de onlara tepki gösteriyoruz.

O eylemleri öven iktidarın, Türkiye'de Boğaziçi'nde öğrencilerin yaptığı eylemlere müdahale etmesini, dekanlarını öğretim üyelerini sokmayacak kadar ileri gitmesini, ODTÜ'de Devrim Stadı'nda mezuniyet töreni yapılmasına izin verilmemesini, ABD'deki eylemleri övmesi ikiyüzlülükten başka bir şey değildir.

ODTÜ'deki Devrim Stadı'na “Devrim” yazısını yazan Filistin davasında hepimizin önderi Deniz Gezmiş ve arkadaşlarıdır.

Filistin meselesinde ABD'ye demokrat, Boğaziçi'nde despot olmanın izahı yoktur. İzah için 31 Mart seçim sonuçlarına bakın.

MEB 85 bin ücretli öğretmen çalıştırıyor. Diğer taraftan 85 bin öğretmen atama bekliyor, atanmıyor.

Mülakat kaldıracak deniliyor, mülakat gibi mülakat gibi yapıyorlar. Bundan 22-23 yıl önce 68 bin atanmayan öğretmen var, atamayacaksan niye okutuyorsun diyen Erdoğan, 1 milyon öğretmeni okutmuş ve atamamıştır. O hesabı şimdi size soruyoruz; madem atamayacaksınız niye okuttunuz?

Eğitimde reform yapılmasına ihtiyaç var. AK Partili kadın seçmen kırılımına bakın. Çocuğunun aldığı eğitim en düşük. En yüksek oy veren seçmen grubu, evladının eğitiminden 100 üzerinden 19 veriyor.

En çok değiştirilen bakan Milli Eğitim Bakanı. Milli Eğitim'i reforma muhtaç hale getireni kim atadı?

Yapboz tahtasına dönmüş, kuralları, müfredatı değişen, oyuncak haline getirilen eğitim sistemine müfredat değişikliğiyle… Geçen mayısta seçimi Tayyip Bey'in değil de CHP'nin Kemal Bey'in kazandığını düşünün.

CHP'nin hepimizin evlatlarının okuyacağı müfredatın adını, kendi partisinin adını koyduğunu düşünün. Türkiye Yüzyılı, AK Parti'nin bakanlıkları da alet ettiği bir seçim kampanyasının adıdır.

Bu ülke haftalar süren MEB şuralarını biliyor. Ortak akıl olmadan bilimsel eğitim, başarı olmaz, kalkınma olmaz, zenginleşme olmaz. Bu müfredatı çalışacağız, uyaracağız. Ancak bir oldubittiyle bir müfredat yapılması son derece sakıncalıdır.”

 


SANAYİ HABER AJANSI

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.