İstanbul, 25 Eylül (Hibya) – A1 Capital, dünyada manşet olan haberlere ilşikin değerlendirmeler yaptı.
A1 Captial'in değerlendirmesine göre, Birleşmiş Milletler (BM) 79 Genel Kurulu'na katılmak üzere New York'ta bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a eşlik eden Şimşek, Anadolu Aslanları İş Adamları Derneğinin (ASKON) ABD şubesi tarafından düzenlenen etkinlikte, Orta Vadeli Program'da katedilen mesafe ve izlenecek politikalara ilişkin sunum yaptı.
Değerlendirmede şu bilgiler verildi:
Dezenflasyon süreci kalıcı bir şekilde başlamış durumda olduğunu dile getiren Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, iş aleminden beklentilerinin Orta Vadeli Program'ı rehber edinmeleri olduğunu söyledi. Şimşek, Türkiye'nin bundan bir yıl önce ciddi cari açığı olduğunu, alınan tedbirlerle cari açığın yaklaşık 57 milyar dolardan 20 milyar doların altına düştüğünü söyledi. Bakan Şimşek, “Cari açık bir kırılganlık, bir endişe kaynağı olmaktan çıktı” dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ise yatırımcılara verdiği mesajlarda geçen yıla göre sağlanan iyileşmelerin etkisiyle taahhütlerini çok daha net dile getirmesi dikkat çekti. Hatta Goldman Sachs’ta yaptığı analist toplantısının sonunda Şimşek’in gelecek seneye ilişkin bir tablo göstererek “Seneye geldiğimizde 20’nin altında; yüksek yüzde 10’larda bir enflasyon, yüzde 2’nin altında bir cari açık, yüzde 3’ün altında bir bütçe açığı göreceksiniz” dediği ifade edildi.
“Uluslararası Para Fonu İcra Direktörü Kristalina Georgieva, ABD ekonomisinin yumuşak iniş yolunda göründüğünü ve para politikasının ekonomiyi resesyona itmeksizin enflasyonu soğuttuğunu söyledi. Georgieva, dünyanın en büyük ekonomisinin diğer ülkeler yavaşladığı bir dönemde global ekonomiyi desteklemesini de övdü. New York'taki Global İş Dünyası Forumu sırasında dün Bloomberg Televizyonu ile bir söyleşi yapan Georgieva, Fed'in faiz oranlarını bir süre en yüksek seviyede tutmakla ve bu ay yarım puan indirmekle genel olarak “doğru yaptığını” söyledi. ABD enflasyonu konusunda bir soruya karşılık, “Çok iyi bir yerdeyiz” diyen Georgieva, “ABD bu çok zor zamanlarda yüzmeye devam etmesine yardım etti” diye ekledi.
“Goldman Sachs Group Inc'den David Kostin, ABD başkanlık seçimlerinin sonuçlanmasının ardından borsanın yükselişini sürdürmesi için yolun açık olduğunu söylüyor. S&P 500 Endeksi'nin bundan bir yıl sonra 6 seviyesi civarında işlem görmesini beklediğini söyledi. Bu tahmin, bu yıl yaklaşık yüzde 20 artış gösteren endeks için Pazartesi günkü rekor kapanış olan 5.719'a göre yaklaşık yüzde 5'lik bir kazanç anlamına geliyor. Ancak Kostin; ilk olarak, Başkan Yardımcısı Kamala Harris ile eski Başkan Donald Trump arasındaki seçimin başa baş geçecek gibi görünmesi nedeniyle yatırımcıların önümüzdeki haftalarda muhtemelen bazı piyasa türbülanslarını yönetmek zorunda kalacaklarını söyledi. Tarihsel olarak bakıldığında, bu dönemin volatilitenin yükselme eğiliminde olduğu ve hisse senedi fiyatlarının düştüğü bir dönem olduğunu hatırlattı.
“Çin Merkez Bankası (PBoC), bir gün önce ekonomiyi desteklemek için duyurulan geniş kapsamlı politika gevşetme önlemleriyle tutarlı bir hamleyle bugün bankalara verdiği orta vadeli kredilerin maliyetini düşürdü. PBoC'den yapılan açıklamaya göre, bazı finans kuruluşlarına verilen 300 milyar yuan (42,66 milyar $) değerindeki bir yıllık orta vadeli kredi kolaylığı (MLF) kredilerinin faiz oranını yüzde 2,30'dan yüzde 2,00'ye çekildi. Bugünkü operasyonda teklif oranları yüzde 1,90 ile yüzde 2,30 arasında değişti ve MLF kredilerinin toplam bakiyesi şu anda 6,878 trilyon yuan seviyesinde bulunuyor. 591 milyar yuan değerindeki bir MLF kredisi de bu ay sona erdi. Dün Pekin hükümeti, ekonomiyi deflasyonist durgunluğundan çıkarmak ve hükümetin büyüme hedefine geri döndürmek için pandemiden bu yana en büyük teşvikini açıkladı.
“Japonya'nın hizmet sektörü enflasyonu Ağustos ayında sabit kaldı. Japonya Merkez Bankası (BoJ tarafından açıklanan verilere göre, hizmet sektörü enflasyonu bir önceki ay yüzde 2,8'den revize edilen yüzde 2,7 seviyesini Ağustos ayında da korudu. Gösterge, BoJ'un artan ücretlerin daha fazla firmayı fiyat artışları yoluyla daha yüksek işgücü maliyetlerini yansıtmaya teşvik ettiği görüşünü destekledi.
“Avrupa Merkez Bankası (ECB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Hollanda Merkez Bankası Başkanı Klaas Knot, ECB'nin faiz oranlarını en azından 2025'in ilk yarısına kadar yüzde 2 ile yüzde 3 arasında bir seviyeye düşürmeye devam edeceğini söyledi. Knot, “Önümüzdeki dönemde, ayrıca 2025'in ilk yarısında faiz oranlarını kademeli olarak düşürmeye devam edeceğimizi bekliyorum. Faiz oranlarının pandemiden önce gördüğümüz aşırı düşük seviyelere dönmesini beklemiyorum. Muhtemelen biraz daha doğal bir seviyeye gelecekler. Tam olarak nerede olduğunu bilmiyorum ama 2 ile başlayan bir yerde olacak.” dedi. ECB, Haziran ayında yaptığı benzer indirimin ardından bu ayın başlarında mevduat faiz oranını 25 baz puan düşürerek yüzde 3,50'ye çekti.
“Bundesbank Başkanı Joachim Nagel'e göre Almanya ekonomisi, son dönemdeki zayıflığının ardındaki nedenlerden bazıları kısa ömürlü olduğu için hız kazanacak. Nagel, yüksek enflasyon, isteksiz tüketiciler ve yüksek faiz oranları gibi büyümeyi engelleyen faktörlerden bazılarının muhtemelen 'geçici' olacağını söylerken, çözülmesi gereken bazı uzun vadeli yapısal sorunların bulunduğunu da kabul etti.
“Avustralya'nın manşet enflasyon oranı Ağustos ayında 2021'den bu yana ilk kez Avustralya Merkez Bankası'nın (RBA) hedef bandı aralığına geldi; Ancak ekonomistler bunun anında bir faiz oranı indirimine yol açmayacağı konusunda uyarıyor.
“Avustralya İstatistik Bürosu (ABS) tarafından açıklanan verilere göre, tüketici fiyatları Temmuz ayındaki yıllık yüzde 3,5'ten Ağustos'ta yıllık yüzde 2,7 arttı. Enflasyon, hükümetin büyük miktarda parasal ve mali teşvikiyle körüklenen pandemi kaynaklı kesintilerden dünyanın hızla toparlanmasıyla fiyatların küresel olarak arttığı Ağustos 2021'den bu yana RBA'nın yüzde 2-3 hedefinin üzerinde seyrediyor. Enflasyondaki düşüş büyük ölçüde, federal ve eyalet hükümetlerinin artan yaşam maliyetlerini hafifletmek için harekete geçmesiyle, yıl ortasında hanelere elektrik faturası indirimlerinin ödenmesinden kaynaklandı.
“OPEC, küresel birincil enerji talebinin 2050 yılına kadar yüzde 24 artacağını öngördü. OPEC yayınladığı “Dünya Petrol Görünümü 2050” raporunda, enerji talebinde bu artışın OECD dışı bölgelerden kaynaklanacağını öngördü. Küresel birincil enerji talebinin 2023'te günde 301 milyon varil petrol eşdeğerinden (mboe/d) seviyesinde gerçekleştiğini hatırlatan OPEC, 2050'de bu talebin yüzde 24 artışla 374 mboe/d'ye çıkmasının öngörüldüğünü vurguladı. OPEC, enerji talebindeki büyümenin, 73,5 milyon varil/gün artış göstermesi öngörülen gelişmekte olan bölgeler (OECD dışı) tarafından yönlendirilmekte olduğunu da belirtti.
“OECD dışı büyümenin yaklaşık yüzde 30'u tek başına Hindistan'dan gelmektedir. Aynı zamanda, OECD ülkelerindeki birincil enerji talebi biraz düşmektedir” değerlendirmesini yapan OPEC, OECD dışı ülkelerin küresel birincil enerji talebindeki payının 2023 yılına göre 7 puan artarak 2050 yılında yüzde 71,5'e yükseleceğini tahmin etti.”
SANAYİ HABER AJANSI