Düzce, 8 Ocak (Hibya) – Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Pınar Yıldız, 5-12 Ocak “Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası” dolayısıyla verem (tüberküloz) hastalığın belirtileri, bulaşma yolları ve tedavi süreçleri hakkında bilgilendirmede bulundu.
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Pınar Yıldız, 5-12 Ocak “Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası” dolayısıyla verem (tüberküloz) hastalığın belirtileri, bulaşma yolları ve tedavi süreçleri hakkında bilgilendirmede bulundu.
Verem (Tüberküloz) hastalığına ‘Mycobacterium Tuberculosis’ adlı bakterinin neden olduğu ifade eden Doç. Dr. Yıldız, “Başta akciğerleri etkileyen, ancak diğer organlara da yayılabilen bulaşıcı bir hastalıktır. Tedavi edilmediğinde ölümcül olabilen verem, dünyada her yıl milyonlarca insanın sağlığını tehdit etmektedir. Hastalık genellikle hava yoluyla bulaşır. Tedavi edilmemiş aktif tüberküloz hastalarının öksürmesi, hapşırması ya da konuşması sırasında havaya yayılan mikroskobik damlacıkların solunması, bakterinin başka kişilere bulaşmasına neden olur.” şeklinde konuştu.
Her veremle temas eden kişinin hastalığa yakalanmadığını dile getiren Doç. Dr. Yıldız, “Kişinin bağışıklık sistemi güçlü olduğu sürece bakteri vücutta uyku halinde kalabilir. Bu durum latent tüberküloz enfeksiyonu olarak adlandırılır ve hastalık bulaşıcı değildir. Ancak, bağışıklık sistemi zayıfladığında verem aktif hale gelebilir.” ifadelerine yer verdi.
“Sinsi İlerleyen Bir Hastalıktır”
Verem hastalığı sinsi ilerleyen bir hastalık olduğunu ve belirtilerinin zaman içinde şiddetlenebildiğine işaret eden Doç. Dr. Yıldız, “Üç hafta veya daha uzun süren öksürük, veremin en temel belirtisidir. Bu öksürük balgamlı olabilir ve ilerleyen dönemlerde kanlı balgam görülmesi mümkündür. Diğer belirtiler de gece terlemeleri, iştahsızlık ve kilo kaybı, halsizlik ve yorgunluk, göğüs ağrısı ve nefes darlığı, ateş ve titremedir. Bu belirtileri gösteren kişilerin gecikmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmaları, hastalığın erken teşhisinde büyük rol oynar.” şeklinde konuştu.
“Tamamen Tedavi Edilebilen Bir Hastalıktır”
Veremden korunmak için alınması gereken bazı önemli önlemler bulunduğunu ifade eden Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar Yıldız, “BCG (verem) aşısı, çocukları veremden koruyan en etkili yöntemlerden biridir. Hastalarla yakın temastan kaçınmak, bulaşma riskini azaltır. Yaşam alanlarının düzenli havalandırılması, verem mikrobunun yayılmasını engeller. Beslenmeye dikkat etmek ve bağışıklık sistemini güçlendirmek, hastalığa yakalanma riskini azaltır. Hasta kişilerin tedavi süreçlerine eksiksiz uyum göstermesi, toplum sağlığını korumak açısından kritik önemdedir.” dedi.
Türkiye'de Veremle Mücadele
Türkiye'de, veremle mücadelede önemli adımlar atıldığına dikkat çeken Doç. Dr. Yıldız, “Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen Verem Savaşı Dairesi Başkanlığı ve verem savaş dispanserleri, veremin erken tanısı, tedavisi ve hastaların takibi konusunda hizmet vermektedir. Türkiye’de verem tedavisi ve ilaçlar devlet tarafından ücretsiz olarak sunulmaktadır. Ayrıca, risk gruplarına yönelik tarama programları ve eğitim çalışmaları düzenlenmektedir.” ifadelerine yer verdi.
Toplum Olarak Üstümüze Düşen Görevler
“Veremle mücadelede toplumun her bireyine görev düşmektedir.” ifadelerinde bulunan Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar Yıldız, “Bu mücadelede bilinçli olmak, hastalığın belirtilerini tanımak ve sağlık kontrollerini aksatmamak büyük önem taşır. Özellikle yakın çevremizde verem hastası varsa, onların tedavi süreçlerine destek olmak, toplum sağlığının korunmasına katkı sağlar. Bu hafta vesilesiyle, tüm vatandaşlarımızı verem konusunda daha bilinçli olmaya, belirtileri dikkate almaya ve sağlık kontrollerini ihmal etmemeye davet ediyorum. Verem tedavi edilebilir ancak erken tanı hayat kurtarır. Sağlıklı bir gelecek için el ele vererek veremi yenebiliriz.” şeklinde açıklamasını tamamladı.
SANAYİ HABER AJANSI