Almanya’nın aşırı sağcı AfD partisi, seçimden önce manifestosunu yayınladı

2013 yılında kurulan parti, iktidara gelirse göçmenlerin toplu olarak sınır dışı edileceği tehdidinde bulunarak aşırı sağcı “yeniden göç” kavramını programına dahil etti.

Uzun süredir aşırı sağcı, sözde kimlikçi çevrelerde kullanılan bu ifade, Kasım 2023'te sağcı aşırılık yanlıları, neo-Naziler ve AfD yetkilileri arasında yapılan gizli bir toplantının odak noktası olduktan sonra kötü bir üne kavuştu ve ortaya çıktığında ülke çapında yaygın protestoları tetikledi.

Alternative für Deutschland'ın hafta sonu doğudaki Riesa şehrinde düzenlenen iki günlük kongresi, 10.000'den fazla göstericinin kitlesel protestoları ve ablukaları nedeniyle ertelendi ve bu da kongrenin başlamasını önemli ölçüde geciktirdi. Yoğun bir polis varlığı, göstericileri engelledi ve delegeleri toplantıya girerken korudu.

Yeni anketler, bir kısmı Alman iç istihbaratı tarafından aşırı sağcı olarak sınıflandırılan AfD'nin oy oranını yüzde 22'ye yükselterek, bir puanlık düşüşle yüzde 30'a gerileyen CDU/CSU ittifakının ardından geliyor.

Cumartesi günü, şansölye Olaf Scholz'un Sosyal Demokratları, parti içinde onun doğru kişi olup olmadığı konusunda bazı şüphelere rağmen, onu ana adayları olarak resmen yenilediler. SPD şu anda %14 ile %16 arasında nispeten değişmeden duruyor.

Kasım ayında kongresini düzenleyen Yeşiller, Pazar günü oylarını yüzde1 artırarak yüzde 15'e çıkardı. Kendisini “sol muhafazakarlık” sunan bir parti olarak pazarlayan yeni bir parti olan BSW, parti kongresini Bonn'da düzenledi ve Pazar günü sonuna kadar manifestosu üzerinde anlaşmaya varması bekleniyor. Parti yüzde 4 ile 6 arasında geziniyor ve parlamentoya girmek için gereken yüzde 5'i alamama tehlikesiyle karşı karşıya.

Aynı durum aşırı sol Die Linke (yüzde 3-4) ve iş dünyası yanlısı FDP (yüzde 4) için de geçerli. Scholz'un lideri ve Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner'i hükümetten ihraç etmesi, üç partili koalisyonun geçen ay çökmesine ve 23 Şubat'ta erken seçime giden yolun açılmasına yol açtı.

AfD, Cumartesi günü eş lideri Alice Weidel'i resmen şansölye adayı olarak aday gösterdi. Parti delegeleri, partinin ticari markası olan mavi renkte kalp şeklinde pankartlar taşıdı ve eleştirmenlerin kasıtlı olarak Nazi döneminden kalma sloganlardan esinlendiğini söylediği “Allice Almanya İçin” sloganını taşıdı.

Manifesto vaatleri arasında Euro'nun kaldırılması ve Alman Markı'na geri dönüş, askerlik hizmetinin yeniden getirilmesi ve eğitim sistemi ile medya finansmanında yaygın reformlar yer alıyor.

Konferansında, aşırı sağcı olarak sınıflandırılan ve ana partiden daha radikal ve daha sağda olduğu düşünülen gençlik kanadı Junge Alternative'in dağıtılması ve yerine yeni bir örgüt kurulması yönünde oy kullandı. Öneri üyeler arasında oldukça tartışmalıydı.

AfD'nin hükümete girme şansı çok az, çünkü ana akım partilerin hepsi birleşmeyi veya onunla işbirliği yapmayı reddetti. Ancak, komşu Avusturya'daki koalisyon görüşmelerinin çökmesinin ardından, aşırı sağcı Özgürlük Partisi'nin başkanı Herbert Kickl'in yeni bir hükümet kurma görevine getirilmesinin ardından, AfD “ana partileri yangına sürükleme riski taşıyan” bir “güvenlik duvarından” söz etti.

SANAYİ HABER AJANSI