İstanbul, 17 Şubat (Hibya) – Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) yeni raporuna göre, kalkınma finansmanı ihtiyaçları ile mevcut kaynaklar arasındaki uçurum, finansman sisteminde büyük bir revizyona gidilmemesi halinde 2030 yılına kadar 6,4 trilyon dolara ulaşabilir.
OECD Genel Sekreteri Mathias Cormann, rapor bulgularını yorumlarken, “Kalkınma finansmanı açığı aşılamaz değildir. Asıl zorluk, kaynakların geniş ölçekte harekete geçirilmesinde, finansal varlıkların temiz enerji geçişleri ve sürdürülebilir altyapı gibi dönüştürücü yatırımlara kanalize edilmesinde yatıyor” dedi
Sürdürülebilir Kalkınmanın Finansmanına Küresel Bakış 2025: Daha Dayanıklı ve Kapsayıcı Bir Mimariye Doğru başlıklı raporda, gelişmekte olan ülkelere sağlanan toplam dış finansmanın 2022 yılında 5,24 trilyon dolara ulaşmasına rağmen, 2030 Gündemine ulaşmak için yıllık olarak gerekli olduğu tahmin edilen 9,24 trilyon doların önemli ölçüde altında kaldığını gösteriyor.
Rapora göre, büyük ölçüde iklim değişikliği ve jeopolitik belirsizlik nedeniyle finansman ihtiyaçları 2015-2022 yılları arasında yüzde 36 artarken, sağlanan kaynaklar aynı dönemde yalnızca yüzde 22 arttı; bu da yüzde 60'lık bir açık oluşturdu. Raporda, bu yıl uluslararası finansman oluşturulmasında büyük bir reform üzerinde anlaşmaya varılmaması durumunda, finansman açığının 2030 yılına kadar 6,4 trilyon dolara ulaşacağına dikkat çekildi ve şöyle denildi:
“Kalkınma finansmanı açığı aşılamaz değildir. Asıl zorluk, kaynakların geniş ölçekte harekete geçirilmesinde, finansal varlıkların temiz enerji geçişleri ve sürdürülebilir altyapı gibi dönüştürücü yatırımlara kanalize edilmesinde yatıyor.”
Sevilla'da yapılacak olan Kalkınmanın Finansmanı Konferansı öncesinde yayınlanan raporda, sürdürülebilir kalkınma önceliklerinin ele alınmasında hırs ve pratikliğin dengelenmesinden başlayarak, küresel olarak mevcut sermayenin yeniden yönlendirilmesi için 2025 sonrası için finansman çerçevesinin güncellenmesi gerektiğine de dikkat çekildi ve “Karar alma yapıları ve kaynak dağılımındaki eşitsizlikler küresel güven ve işbirliğini zayıflattığından, kapsayıcı yönetişim ve politika tutarlılığı engellerin aşılması için kritik önem taşıyor” denildi.
SANAYİ HABER AJANSI