AK Parti Sözcüsü Çelik: Artık ‘terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşma zamanıdır

İstanbul, 28 Şubat (Hibya) – AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti İl Başkanlığı’nda gündeme ilişkin açıklama yaptı.

AK Parti Sözcüsü Çelik: Artık ‘terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşma zamanıdır
Yayınlama: 28.02.2025
2
A+
A-

Çelik’in konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Bugün Türk siyasi tarihinin karanlık dönemlerinden birinin, 28 Şubat’ın yıl dönümü. 28 Şubat’ın yıl dönümünde bir kere daha hafızamızı tazeliyoruz. Milletimizin değerlerine düşmanlık eden, her türlü girişimin tarihin çöplüğüne gitmesinin mukadder olduğunun altını çiziyoruz.

Bugün İl Başkanlığımızda İnsan Hakları Başkanlığımız, vesayetten demokrasiye diye bir gündemle bu süreci değerlendirmektedir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın, başbakan olduğu dönemden itibaren milletimizin, vatandaşlarımızın üzerindeki yasakların kalkması, milletimizin üzerine kurulmuş vesayet tuzaklarının ortadan kaldırılması, vatandaşlarımızın kimliklerinin, hak ve hürriyetlerinin baskı altına alınması karşısında ortaya koyduğu iradenin sembol niteliğinde konuşmaları vardır.

Bundan bir tanesi iktidarımızın ilk başladığı dönemlerde 12 Ağustos 2005’te Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Diyarbakır’da yapılan bir konuşmadır. Sayın Cumhurbaşkanımız, başbakan olarak 12 Ağustos 2005’te Diyarbakır’da yaptığı konuşmada ‘Türkiye, ne kadar İstanbul ise, ne kadar Konya ise, Samsun ve Erzurum ise o kadar Diyarbakır’dır. Bu ülkenin her yerinin, her renginin, her kokusunun, her sesinin, her musikisinin farklı bir lezzeti vardır. Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur.’ diye ifade etmişlerdir. Bu son derece tarihi bir konuşmadır.

Dolayısıyla Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur ifadesinden sonra Sayın Cumhurbaşkanımız, ‘Kürt sorunu benim sorunumdur’ demiştir ve büyük demokrasi mücadelesinin bir parçası olarak Kürt vatandaşlarımız üzerindeki yasakların kaldırılması için büyük bir mücadele vermiştir.

Aynı iradeyi, ‘Başörtüsü meselesi sadece bir kesimin değil, bu milletin tamamının sorunudur.’ diyerek de ortaya koymuştur. Aynı mücadeleyi orada da vermiştir.

Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımız, Türkiye’nin meselelerinin çözümü için ortaya koyduğu irade genel demokratikleşme perspektifi, hukuk devletinin niteliklerinin yükselmesi, vesayet süreçlerinin ortadan kaldırılmasıdır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın, siyasi hayatı memleketimizdeki sorunların, demokrasinin standartlarının yükseltilmesi yoluyla çözülmesinin çok özel stratejilerini ve yaklaşımlarını barındırmaktadır.

Yasaklarla, baskılarla bir şekilde yıllar içerisindeki haksızlıklarla oluşturulmuş Kürt sorunu da, başörtüsü sorunu da Sayın Cumhurbaşkanımızın bu iradesi sayesinde çözülmüştür. Memleketimizdeki pek çok sorun, Sayın Cumhurbaşkanımızın koyduğu bu iradenin, demokrasi yoluyla, milli irade yoluyla çözülmesinin son derece açık ve net örneklerini taşımaktadır.

Bugün geldiğimiz noktada artık ‘terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşma zamanı olduğunu ifade ediyoruz.

Terör örgütünün silahlarını bırakması ve terör örgütünün tamamen feshedilmesi esastır.

Türkiye, jeopolitik gerçeklerine, bölge değerlerine uygun bir kardeşlik siyasetini bir çağrı, irade olarak ortaya koymuştur. Bu çerçevede PKK, PYD, YPG, SDG hangi adla olursa olsun Irak’taki ve Suriye’deki bütün unsurları ve bütün uzantılarıyla terör örgütü silah bırakmalıdır ve kendisini feshetmelidir.

Dünden beri bir tartışma yapılıyor. Türkiye’nin çağrısını birileri sadece Irak meselesiyle bağlantılı olarak indirgemeci bir yaklaşımla ele almaya çalışıyorlar. Hayır, terör örgütü dediğimizde Irak’taki ve Suriye’deki bütün unsurlarıyla PKK, PYD, YPG, SDG hangi adla olursa olsun bu terör örgütünün bütün unsurlarıyla tasfiyesinin esas olduğunu ifade ediyoruz.

Hiçbir emperyalist projenin, terör örgütleri vasıtasıyla hayata geçirilmesine Türkiye Cumhuriyeti Devleti müsaade etmeyecektir.

Bölgede, yakın bölgemizde, komşularımızın olduğu topraklarda Kürt, Arap, Türkmen kardeşlerimize silah çeken ya da onları terör örgütlerinin kucağına itmeye çalışan birisi olursa karşısında Türkiye Cumhuriyeti’ni bulacaktır. Kürt kardeşlerimizin refahı ve güvenliği, Türkiye Cumhuriyeti’nin garantisi altındadır.

Burada devletin nitelikleriyle ilgili bir pazarlık söz konusu değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin nitelikleri ve milletimizin değerleri konusunda bir al-ver süreci hiçbir şekilde söz konusu değildir.

Muhalefet partilerinden gelen birtakım eleştiriler de maalesef son derece kalitesiz ve içeriksiz eleştirilerdir.”


SANAYİ HABER AJANSI

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.