Anahtar Parti Genel Başkan Yavuz Ağıralioğlu başkanlığında toplanan Başkanlık Divanı’nda, Suriye’deki gelişmeler ve asgari ücret konuşuldu.
Toplantı sonrası yapılan yazılı açıklamada, “Türkiye ve Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler ışığında ülkemizin hem milli güvenliği hem de bölgesel dengelerdeki gücü ve konumu bakımından kritik bir sürecin içerisinde olduğu açıktır. Suriye iç savaşının başlangıcından Esad rejiminin düşmesine kadar geçen sürede defalarca kritik eşikler aşılmış, kitlesel göç ve bağlamında demografik mühendislik ülkemizi tehdit etmiş, terör unsurlarının sınır içerisinde ve sınır ötesindeki eylemleri nedeniyle onlarca evladımız şehit olmuştur. Bugün tarihin sarkacı Türk Devleti’ne yeni ve tekrarı olmayan bir imkan lütfetmiştir” denildi.
Yapılan açıklamada, Türk Devleti’nin istemediği hiçbir adımı atmaması, güçlü ve kararlı olması gerektiğine vurgu yapılarak şu ifadelere yer verildi:
“Herkesin işgal heveslerinin kabardığı bir noktada Türk Devleti büyük devlet olmak vasfıyla istemediği hiçbir adımı attırmayacak güç ve kararlılıkta olmak zorundadır. Bu bağlamda İsrail’in azgınlaşan iştahı ile, Filistin halkına karşı giriştiği soykırım halen devam ederken bir yandan da Suriye’ye ait olan Golan Tepelerini işgal etmesini ve Suriye içerisinde ilerlemesini hem uluslararası hukuka aykırılığı hem de milli güvenliğimize yönelik bir tehdit olması nedeniyle asla kabul etmiyoruz.”
Suriye’den asla vazgeçilmemesi gerektiği belirtilerek, Türkmen varlığı ve Türkmen nüfusun hakları başta olmak üzere, Kıbrıs ve Akdeniz’de Türk varlığını tehdit etmeye kadar gidecek bu sürecin karşısında topyekün durulması gerektiğinin altı çizildi.
Divan toplantısının bir diğer gündem maddesi ise asgari ücret oldu. TÜİK’in Kasım ayında açıkladığı verilerin hatırlatıldığı açıklamada, “Ülkemizde ücretli çalışan sayısı 15 milyon 837 bin kişidir. Asgari ücretli çalışanların sayısı ise yaklaşık 7 milyondur. 2024 yılında asgari ücret tutarı 17 bin 2 TL, en çok üyesi bulunan işçi sendikası TÜRK-İŞ’in Kasım 2024 açıklamasına göre açlık sınırı 20 bin 561 TL, yoksulluk sınırı ise 66 bin 976 TL’dir. Bu verilere göre asgari ücret, açlık sınırının altına düşmüştür.”denildi.
Yoksulluğun daha da derinleştiğine dikkat çekilerek, “Sofraların artık kurulamaz hale geldiğini söylemek mecburiyetindeyiz. Asgari ücretle çalışan 7 milyon kişi ve aileleri bu durumdan fazlasıyla etkilenmektedir. Asgari ücretli vatandaşlarımızın bu şartlarda geçinebilmesi artık imkansızdır. Nominal artıştan ziyade reel artışın önemsenmesi gerekmektedir. Ayrıca, asgari ücret tutarının işverene maliyeti de dikkatle hesaplanmalı; her iki tarafı ve ekonomik dengeleri gözetecek bir orta nokta belirlenmeye çalışılmalıdır. Anahtar Parti olarak; 2025 yılı ilk altı ayında asgari ücretin en az 27 bin 500 TL olması, 2025 yılı Temmuz ayında ortalama aylık enflasyonun yüzde 3’lerin altına indirilememesi durumunda, ara zam ile asgari ücretin en az 32 bin TL’ye yükseltilmesi ve açlık sınırının altında kalmasına müsaade edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerine yer verildi.
SANAYİ HABER AJANSI