Çekya Senatosu’ndan İstanbul Sözleşmesi’ne veto

Çekya Senato’su, kadına yönelik şiddetle mücadelede uluslararası bir referans olarak kabul gören İstanbul Sözleşmesi’ni iç tüzüğe almayı veto etti. Çekya, sözleşmeden tamamen çekilmedi ancak bu oylamayla sözleşme yürürlüğe de girmemiş oldu.

Çekya Senatosu’ndan İstanbul Sözleşmesi’ne veto
Yayınlama: 26.01.2024
5
A+
A-

Çekya’da Senato, kadına yönelik şiddetle mücadelede uluslararası bir referans noktası olarak kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’ne katılmayı onaylamadı.

OYLAMAYLA SÖZLEŞME İÇ TÜZÜĞE DAHİL EDİLMEDİ

Parlamentonun üst kanadının temsilcileri sadece iki oy farkla sözleşmeye “hayır” diyerek Prag’ı sözleşmeyi iç hukuki tüzüklerine dahil etmeyen Avrupa ülkeleri arasında bıraktı.

MUHAFAZAKARLAR SÖZLEŞMEYE KARŞI

Ülkede anlaşmaya karşı çıkan muhafazakar kanat, toplumda kadın ve erkek için “geleneksel rollerden” sapılmasına itiraz ediyor ve sözleşmeyi onaylayan ülkelerde şiddetin azaltmadığını belirtiyor.

“ULUSLARARASI BİR REZALET”

Başbakan Petr Fiala hükümeti ise, Senato’dan çıkan karara tepki gösterdi. Reddin ülkenin şiddetle mücadelesini ve mevcut yasaları etkilemeyeceğini söyleyen Fiala, yasanın ileride onaylanması için daha geniş bir tartışma ortamına ihtiyaç olduğunu söyledi. Avrupa İşleri Bakanı Martin Dvorak ise, sözleşmenin reddedilmesini “uluslararası bir rezalet” olarak nitelendirdi.

SÖZLEŞMEDEN ÇIKMADILAR AMA YÜRÜRLÜĞE DE ALMAMIŞ OLDULAR

Senato’dan gelen karar, Çek Cumhuriyeti’nin 2016’da imzaladığı sözleşmeden çekilmesi anlamına gelmiyor. Ancak Senato’dan onay da çıkmadığı için sözleşme yürürlüğe giremiyor. Sözleşmeden tamamen çıkmak için Meclis’in de sözleşmeyi reddetmesi gerekiyor. Fakat parlamentonun alt kanadının bu konuyu ne zaman ele alacağı kesinlik kazanmış değil.

TÜRKİYE DE SÖZLEŞMEDEN ÇEKİLMİŞTİ

Türkiye, 2011’de İstanbul’da imzalanmasından dolayı “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen sözleşmeden 2021’de Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile çekilmişti.

Sözleşmeden çekilmenin temel sebepleri 7 başlık altında sıralanmış, en önemi gerekçe olarak ise; milli ve manevi değerler, Türk aile yapısında LGBT propagandasının oluşturduğu rahatsızlık gösterilmişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuya atıf yaptığı geçmiş konuşmalarından birinde, “…ne kadına şiddetle mücadelemizin zafiyete uğratılmasına ne de bir avuç marjinalin aile değerlerimizi zedelemesine izin veririz. Türkiye, bin yıllara dayanan medeniyet birikimiyle insanı ve insan onurunu yücelten, aileyi merkeze alan toplum dokusuyla uygun, özgün ve öncü metinler çıkarma potansiyeline sahiptir.” ifadelerini kullanmıştı.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.