CHP Genel Başkanı Özel: Ramazan ayına Türkiye boynu bükük girmiştir

Ankara, 4 Mart (Hibya) – CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde partisinin grup toplantısında konuştu.

CHP Genel Başkanı Özel: Ramazan ayına Türkiye boynu bükük girmiştir
Yayınlama: 04.03.2025
2
A+
A-

CHP Genel Başkanı Özel'in konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Baba ocağının kapıları açık dedik, gelmek isteyen herkes için CHP'nin kapıları açık dedik. Büyümeye, güçlenmeye devam ediyoruz. Ankaralı iş insanı Adnan Beker'e hoş geldiniz diyorum. Ankara 2. Bölgemize daha da güç katacağına inanıyorum.

Edip Akbayram yalnız şarkılarıyla iz bırakmadı; yaşantısıyla da bize örnek oldu. Kendi tabiriyle ezilenlerin melodik sesiydi. Herkesin 'Hoca Efendi' diye peşinden koştuğu zamanlarda FETÖ örgütünün verdiği ödülü reddeden sanatçılarımız, aydınlarımızdı. 

'Türküler Yanmaz' albümünü Madımak faciasına adamıştı. 'İnanın çocuklar güzel günler göreceğiz, motorları maviliklere süreceğiz' dedi; Edip ağabey haklı çıktı ve Ankara'da da İstanbul'da da güzel günler görmedik mi?

Kim haksızlığa uğruyorsa onun yanında, kadınların mücadelesinin yanında olacağız. Türkiye'de 100 kadından 38'i şu an işsiz. Bu kadınların emeğinin sömürüldüğünün en önemli kanıtı. 

Türkiye'de 2024 yılında 445 kadın cinayeti yaşandı. 2025'in ilk 2 ayında can kaybı 64'ü buldu. Türkiye'deki tüm kadınlara bir sözümüzü hatırlatalım; 100 yıl önce olduğu gibi bugün de kadınlar için Cumhuriyet Halk Partisi'dir. İktidar olduğumuzda hemen İstanbul Sözleşmesi'ni yürürlüğe koyacağız.

Ülkedeki olumsuz gündemi yaratan biz değiliz. Pazar günü Bolu Kartalkaya'da yanan utanç otelinin önündeydik. Duamızı yaptık, mevlitler okundu. Ailesinden 8 kişiyi kaybeden dedenin acısını dinledik. Yakınlarını kaybeden teyzemizi dinledik. Unutmuyoruz, unutturmuyoruz, affetmeyeceğiz ve teker teker hesabını soracağız. 

Turizm Bakanı koltuğunda otursun. 10 gün içinde her şey ortaya çıkacak diyen İçişleri Bakanı koltuğunda otursun. Erdoğan'a şunu söylüyorum. Bu işin yandaşı olmaz, bunun hesabı verilmeden bu ateş sönmez.

Yüreğimiz 32 yıldır Madımak'ta yanıyor. 35 canımızı yakan sanıklardan birinin AYM'ye başvurusu sonuç verdi. Can Atalay için Osman Kavala için uygulanmayan maddeler, 29 caniden 23'ünü AYM'nin kararını zaman aşımından uyguladılar. Erdoğan kendisine mikrofon tutulduğunda 'Hayırlı olsun' demişti. Sayın Erdoğan, Kartalkaya'da da Madımak'ta da yakanlardan yana, biz de yananlardan tarafız.

“TÜRKİYE'DE GERÇEK ENFLASYON YÜZDE 80'DİR”

Ramazan ayına Türkiye boynu bükük girmiştir. ENAG'ın hesapladığı enflasyon yüzde 80. TÜİK bunun yarısını açıklıyor. Kıymanın kilosunu soruyorum, kıymayı bırak kuyruk yağının kilosu 420 oldu diyor kasam. Market rafındaki 39 üründen 36'sına zam gelmiş.

Ama TÜİK enflasyon yüzde 40 diyor. Eğitimi en büyük rant mekanizmasına çevirdiler. Geçen ay eğitim masrafları yüzde 10 artmış durumda. Enflasyon düşüyor diyorlar. Enflasyon düşmesi, fiyat düşmesi değildir. Türkiye'de gerçek enflasyon yüzde 80'dir. Salonlardan çıksın bir pazarlarda dolaşsın da görsün. Yüzde 80'in altında çıkıyorsa Erdoğan'dan özür dileyeceğim. Ramazan pidesinin kilosu 2 TL'yken şu an 80 TL pidenin kilosu.

Bir teyzem dedi ki güllaç hesabı yap. Teyzeme söylüyorum, Erdoğan'ın 2018'den beri 1 tepsi güllacın evdeki maliyeti 25 liraymış, bugünkü maliyeti yüzde 1320 artışla 355 TL'ye çıktı. Bu hesabı Etimesgut'taki teyzem için yapıyorum. Bu, Erdoğan'ın güllaca, ekonomiye, millete maliyetidir.

1974'te Ecevit, dünyaya kafa tuttu ve Kıbrıs Barış Harekatı'nı yaptı. Ülkeye ambargo kondu, tüp kuyruklarının hesabını Erdoğan, Ecevit'ten sordu. 2. Dünya Savaşı'na ülkeyi sokmayan ekmek karnesi dağıtan İsmet Paşa'dan da ekmek kuyruğunun hesabını sormuştun.

Erzurum'da, Yozgat'ta, Van'da, Sakarya'da vatandaşlar ucuz et kuyruğuna giriyor Erdoğan. Bu vatandaş, elbet bir gün seçimde sandık kuyruğuna girecek ve hesabını soracaklar. 'Zenginleştik sevinin' diyor. Buna ancak senin 5'li çeten ve 40 haramilerin sevinir. Buna sevinecek sokakta bir tek kişi bulamazsın.

Halk TV davası görülüyor. Çok değerli gazeteci Suat Toktaş'ın özgürlüğüne kavuşmasını umuyoruz. Kendileri her seferinde, Ekrem Başkan'ın karşısına çıkartılan bilirkişi ile ilgili haber yaptığı için hapis cezası isteniyor. Diğer taraftan baro için açılan dava var, aynı zamanda onlarlayız.

Siber Güvenlik Kanun Teklifi getiriyorlar. Savcı kararı olmadan kopyalama ve el koyma işlemini, Erdoğan tarafından atanacak birisi tarafından yapılabileceği belirtiliyor. Bu ev basma, arama yetkisidir. Bunu sonuna kadar eleştiriyoruz. Kanun çıkarsa da AYM'ye götürüp denetim altına alacağız.

Kim bu iktidarı rahatsız ediyorsa karşısına yargı sopasıyla dikiliyorlar. Esenyurt ve Beşiktaş belediye başkanlarımızın yanına Beykoz Belediye Başkanımız Alaattin Köseler'i de gönderdiler. Kendisi sorumluluğu olmadığı konulardan cezaevine gönderildi. 

Sabahın 04.00'ünde evine baskın yaptılar. 4. Yargı Paketi'nden övüne övüne 'Şafak baskını artık yok. Türkiye'de arama gündüz gözüyle olacak' dediler. Ardından gece vaktinin tanımını yaptılar. İstanbul'da gün doğuşu 07.30 ama eve baskın yapılma saati 04.00. Dört gün boyunca 60 yaşındaki belediye başkanını nezarette tutan iktidara soruyorum. Böyle yaparak iktidarda kalabileceğini düşünüyorsan, avucunu yalarsın kardeşim.

Adalet Bakanı uzatılan her teyipe aynı cevabı veriyor. AK Parti'den 37 belediyeyi aldık. İçişleri Bakanı Soylu bu dosyalara el koydu. Üzerine oturdu, adaletin üzerine oturdu, şimdi de kendisi ortada yok. Melih Gökçek'e ilişkin 97 büyük yolsuzluk dosyası var.

Bunların kapağını açan üzerine konuşan var mı? Bundan sonra bunları konuşacağız. O makamda oturanlara soruyorum. Gelecek hafta gelecek bir Denizli, bir Balıkesir dosyası var, utançtan yüzüne bakamazsın bu nasıl iş diye. Bir Manisa var; aman aman aman.

Bursa dosyası var. AK Parti özel buluşması, kokteyl gideri, temayül yoklama parası, seçim çalışması, kadın kollarına yemek, Alinur Aktaş yemek, Bursa Cumhuriyet Başsavcısı, sadece Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı'nın kendisinin imzasıyla millete ödettikleri.

Türkiye'de Kürtler meselem var diyorsa meselesi vardır. Geçtiğimiz günlerde 1 Ekim'de Sayın Bahçeli'nin gidip, DEM grubunun elini sıkması sürecini tarihi sorumlulukla takip ediyoruz. CHP, DEM'e, diğer partilere duyduğu saygıyı gösterdiği için terörist ilan edilmiştir.

Onlarla insani ilişkiler yürütülmesini terör olarak ifade ediyorlardı. Bize yapılan haksızlık ve bugün yapılanlar, vatandaşlarımızın vicdanına emanettir. Partime, belediye başkanlarıma, geçmiş dönem genel başkanımıza yapılan tüm hakaretleri milletimizin vicdanına emanet ediyorum.

Biz sorunun Meclis'te, demokratikleşme adımları atılarak, Meclis'te çözülmesi gerektiğini tam bir şeffaflık ve toplumsal ittifakla çözülmesi gerektiğini söylüyoruz. 

Kapalı kapılar ardından değil, CHP olarak başta şehitlerimiz ve gazilerimizin temsil kurumlarının Meclis'te kurulacak komisyonlarda olması gerektiğini söylüyoruz. Bu sürecin, 2015'teki gibi nasıl felakete sürüklenebileceğini, aman Devlet bey üzerinden yürüsün, ben nemalanayım bakışının doğru olmadığını belirtiyorum.

2016'da haberimiz yoktu demişti, Bülent Arınç masadaki bayrakların nasıl duracağını Erdoğan'ın haberi vardı demişti. Dolmabahçe Masası'nda oturanları cezaevine atan Erdoğan şu an aynı aktörlerle birlikte. Sürecin 1 yıldır sürdüğünü söyledim beni bir tek Dezonformasyon Merkezi yalanladı, Erdoğan'ı sürecin içinde olan ve bilen herkes yalanladı.

Bu sürecin kendiliğinden çözüleceğini söylemenin bir gerçeklik payı yok. Bu sorun çözülecekse Meclis'te tartışarak çözülecek. Numan Kurtulmuş'u inisiyatif almaya, kayyum uygulamaları varken, muhalifler cezaevine atılırken, bu ülkede bir çözüm mümkün olmaz.

Çıkara yönelik bir aldım verdim olursa, o zaman kazanan kim olur bilmem ama Türk de Kürt de kaybeder. Daha önce yüzlerce şehit verdik. Bir yerde despotik bir yönetim önüne gelen muhalifi Türk, Kürt demeden içeri atıcak sonra çözüm üretilecek. 

Gerçekçi olun. Kurtulmuş'u inisiyatif almaya ve Meclis'i çalıştırmaya davet ediyorum. Samimi şekilde bu ülkenin demokratikleşmesi için adımlar atılacaksa, CHP olması gereken yerde olacak. Uzatması gereken yerde olacak. Yarın Avrupa Parlamentosu'dan konuşmak üzere Brüksel'e gidiyorum. Daha sonra da Avrupalı liderlerle görüşeceğiz.

Türkiye'nin, Avrupa'nın ayrılmaz parçası olduğunu her seferinde dile getirdik. Hem Konsey'de hem Birlik'te söyledik. Karşımıza bu iktidarın hak ihlalleri çıktı. Avrupa'ya istikrarlı bir Türkiye istiyorsanız bu sadece bir kişiyle al ver pazarlığı yaparak, göçmenleri tut, 6 milyar Euro'yu al pazarlığıyla olmaz, dedik.

Dünyanın girdiği yeni süreç, Türkiye ve Avrupa için bir birlikteliği zorunlu kılmaktadır. CHP iktidar olduğunda 77 ülkeye imzalattığım deklerasyonun mürekkebi kurumamışken, Türkiye demokratikleşmeden, AB standartlarında demokrasiye ulaşmadan, sığınmacı anlaşmasıyla, Türkiye'nin ağzına bir parmak çalarak, AB üyeliğinin tam üyeliğinin konuşulmamasına karşı duracağız.

Bu Gazi'nin gösterdiği hedeftir. Kürt sorununun önündeki engellerin kaldırılması ve Türk demokrasisini geliştirmek için arkadaşlarımız arı gibi çalışıyor. Numan Kurtulmuş, bir demokratik Türkiye hayaliniz varsa, demokratikleşme paketine biz varız.

Baba evine yaptığım çağrının ardından 150 bin CHP'li partimize üye oldu ve üye sayımız 1.7 milyona ulaştı. Diktatörlerin, tek adamların nasıl gittiğini biz biliyoruz. Biz sandık ve demokrasi dışında hiçbir şeyi önermiyoruz. Ancak 1 milyonun üzerindeki üyemizi 23 Mart'ta Türkiye'nin baharını başlatmak için 1.7 milyon üyemizi sandık başına bekliyoruz. Gel, seç, tarihe geç. Yolunuz ve yolumuz açık olsun.”


SANAYİ HABER AJANSI

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.