Ankara, 4 Eylül (Hibya) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Es-Sisi ile ortak basın toplantısında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Abdulfettah es-Sisi'yi ülkemizde ağırlamaktan duyduğum memnuniyeti öncelikle ifade etmek istiyorum.
Bir kez de sizlerin huzurunda kendisine şahsım milletim adına hoş geldiniz diyorum. Sayın Cumhurbaşkanı, Şubat ayındaki Kahire ziyaretimde büyük bir teveccüh göstermiş bizleri çok sıcak ağırlamıştı. Kahire ziyaretim ilişkilerimizde yeni bir dönüm noktası olmuştu.
O günden bugüne diyaloğumuzu ve iş birliğimizi en üst seviyede tuttuk. Bölgemize dair meselelerde daima yakın istişare halinde olduk. Her alanda gelişmekte olan iş birliğimizi değerli kardeşimin iadeyi ziyaretiyle daha da ileriye taşıyoruz.
Mısır'la asırları aşan ortak geçmişe ve yakın dostluk bağlarına sahibiz. Önümüzdeki sene diplomatik ilişkilerimizin tesisi'nin 100. yıldönümünü kutlayacağız. İnsanlık tarihine yön veren medeniyetlere beşiklik etmiş iki kadim ülkeyiz.
Ülkelerimiz arasındaki köklü ve çok boyutlu ilişkileri müşterek çabalarımızla sürekli güçlendiriyoruz. Çalışmalarımızın semerelerini görmekten ayrıca memnuniyet duyuyoruz.
Sayın Sisi ile Kahire'deki görüşmemizde Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyimizi yeniden yapılandırma kararı almıştık.
Bu mekanizmanın ilk toplantısını da bugün gerçekleştirdik. Ortak bildirimizle iş birliğimizi sanayi, ticaret, savunma, sağlık, çevre, enerji dahil her alanda ilerletme irademizi teyit ettik. Ticaret ve ekonomi iş birliğimizin en güçlü boyutunu oluşturuyor.
Son 10 yılda Mısır'ın ilk 5 ticaret ortağı arasında yer almaya devam ettik. Ticaret hacmimizi önümüzdeki 5 yıl içinde 15 milyar dolara çıkarma hedefimize doğru kararlı bir şekilde ilerliyoruz.
İş adamlarımız 3 milyar dolara yaklaşan yatırımlarıyla Mısır ekonomisine önemli katkı sağlıyor. Girişimcilerimizi yatırımlarını daha da artırma noktasında teşvik ediyor, Mısırlı yatırımcıları da Türkiye'ye bekliyoruz.
Doğalgaz ve nükleer enerji başta olmak üzere Mısır'la enerji alanındaki iş birliğimizi geliştirmek arzusundayız. Kardeş Mısır halkı Türk kültürü ve Türkçeye yoğun ilgi gösteriyor. Kültürel ve beşeri köprülerimizi daha da kuvvetlendirmek üzere gayretlerimizi sürdürüyoruz. İlişkilerimizdeki olumlu ivmenin turizm alanına da yansıyacağına inanıyorum.
Türkiye ve Mısır'ın bölgesel barış ve istikrara katkıları hayati önemdedir. Toplantılarımızda Gazze başta olmak üzere bölgesel meselelerin çözümüne yönelik düzenli istişareler tesis etme hususunda mutabık kaldık. Filistin'deki son durum itibarıyla görüşmelerimizin odağında bu yer aldı.
Türkiye ve Mısır, Filistin meselesinde ortak bir duruşa sahiptir. 11 aydır devam eden soykırımın sona ermesi, kalıcı ateşkesin bir an evvel tesisi, insani yardımların engelsiz akışı önceliğimiz olmaya devam ediyor. Bugüne kadar Gazze'ye iletilen toplam yardımın yüzde 32'si Türkiye'den gitmiştir.
Bu yardımların ulaştırılmasında Türk Kızılayı ile AFAD başkanlığımızla iş birliği içinde hareket eden başta Mısır Kızılayı olmak üzere Mısır makamlarına teşekkür ediyorum.
İsrail, insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını engelleyerek işlediği suçlara bir yenisini daha ekliyor. İsrail yönetimi, binlerce ton bomba yağdırarak kıramadığı direniş azmini, Filistin halkını açlığa, susuzluğa mahkum ederek kırmaya çalışmaktadır.
Açlık, susuzluk veya ilaç bulamadığı için ölen her masumun sorumlusu İsrail ve destekçileridir. Biliyorsunuz, Mısır, Katar ve Amerika'yla birlikte müzakerelere ara buluculuk yapıyor. Biz de bu sürece Dışişleri Bakanlığımız ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığımız vasıtasıyla destek veriyoruz.
Ancak, İsrail tarafının uzlaşmaz ve engelleyici tutumu halen devam ediyor. Son olarak, İsrail, müzakere yürüttüğü muhatabını şehit ederek nasıl bir zihniyete sahip olduğunu göstermiştir. Netanyahu'nun Mısır'a yönelik ithamlarını reddettiğimizi burada çok net söylemek isterim.
Tüm bunlar karşısında, İsrail hükümeti üzerindeki baskıların artırılması noktasında da elimizden geleni yaptık, yapıyoruz. Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Uluslararası Adalet Divanı'nda açtığı soykırım davasına müdahillik başvurumuzu resmen ilettik.
Gazze'de suç işleyen, İsrailli yetkililerin uluslararası mahkemelerde hesap vermesi için de çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Daha önce de söyledim, 41 bin masum insanın katillerinin yeri meclis kürsüleri değil, işledikleri suçların hesabını verdikleri mahkeme salonlarıdır.
Diğer taraftan, uluslararası topluma düşen sorumluluğu hatırlatmaya devam ediyoruz. Maalesef, bazı ülkeler halen İsrail'le kayıtsız şartsız destek sağlayarak işlenen suçlara ortak oluyorlar.
Netanyahu hükümetinin tüm bölgeyi hatta tüm dünyayı tehlikeye atan katliam politikasını durdurma noktasında caydırıcı adımlar atmıyor. Vicdanları yaralayan böyle bir tablonun kabul edilemezliğini artık herkes anlamalıdır.
İsrail'in bölgemizi daha fazla gerilime sürüklemesinin önüne geçmek, ancak ikiyüzlü politikaların terk edilmesiyle mümkün olacaktır. Yanlıştan bir an önce dönülmesi ve tarihin doğru sayfasında yer alınması noktasındaki çağrımızı burada bir kez daha tekrarlıyorum.
İstişarelerimizde Gazze'nin yanı sıra başta Doğu Akdeniz, Suriye, Libya, Sudan ve Afrika boynuzu olmak üzere bölgesel konuları da ele aldık. Birçok meselede benzer tutum ve hedeflere sahip olduğumuz Mısır'la istişarelerimizi güçlendirme noktasında kararlıyız.
İnşallah, bundan sonra daha yakın iş birliği içinde olacağız. Kazan kazan anlayışıyla çok boyutlu münasebetlerimizi ileriye taşıyacağız. Bugünkü görüşmelerimizin ve imzalanan anlaşmaların hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sayın Cumhurbaşkanına ve kıymetli heyetine ziyaretleri için teşekkür ediyorum.”
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'nin konuşmasından bazı satır başalrı ise şöyle:
“Şüphesiz bizleri bir araya getiren ortak bir tarihimiz ve bir çok ortak faydamız bulunmaktadır. Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkiler bağlamında beraber koordinasyonun çok önemli olduğunun altını çizdim. Özellikle de bölgesel konuları beraberce ele alarak insani krizlerin önüne geçme konusunda beraber çalışmalıyız.
Batı Şeria’daki İsrail ihlallerinin son bulması ve Filistin’in 1967 sınırları içerisinde başkentin batı Kudüs doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurma haklarının bir an önce hayata geçmesi gerektiğini vurguladık.
Kurumlarımız arasında yakın koordinasyon da güvenlik ve istikrar meseleleri de ele almaktayız. Bunlar arasında özellikle de Libya konusunda hem başkanlık hem parlamento seçimlerinin yapılması orada güvenliğin ve esenliğin sağlanması silahlı güçlerin ülkeden ayrılmaları Libya’nın geleceği için önemli bir husustur.”
SANAYİ HABER AJANSI