D vitamini düşüklüğü hipertansiyona neden oluyor mu?

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Şekip Altunkan, hipertansiyonun toplumda görülme sıklığı giderek artan çok faktörlü küresel bir hastalık olduğunu söyledi.

D vitamini düşüklüğü hipertansiyona neden oluyor mu?
Yayınlama: 14.01.2025
1
A+
A-

D vitamininin hipertansiyon ve kalp hastalıkları üzerindeki etkisi 40 yıldan beri araştırılıyor. Özellikle belirli mevsimlerde bu hastalıklardaki artışlar ve azalışlar, D vitamininin etkisini düşündürdü.

Hayvan deneylerinde yapılan birçok çalışmada D vitamininin hipertansiyon ve kalp hastalıklarına etkisiyle ilgili olumlu sonuçlar bulunmasına karşın, insan deneylerinde çok tartışmalı sonuçlar elde edildi.

Ancak ülkemizde son zamanlarda D vitamini mucize ilaç gibi sunulmakta, hastalar adeta D vitamini bombardımanına tutuluyor. Dr. Şekip Altunkan, bu konuda dikkatli olunması ve aşırı D vitamini tedavisinin zararlı olabileceğinin unutulmaması gerektiğini ifade etti.

D vitamini eksikliği en yaygın beslenme bozukluğudur, dünya çapında yaklaşık bir milyar insanı etkilediği düşünülüyor. Kemiklerin gelişimi için kalsiyum maddesi önemli rol oynuyor. D vitamini bağırsaktan kalsiyum emilimini ve kemiklere girmesini sağlıyor.

D vitamini hayvansal ve bitkisel gıdalardan elde edilen bazı maddelerin vücutta karmaşık bir yolla işlenmesinden sonra etkili olabilecek şekle dönüşüyor. D vitaminin etkili forma dönüşmesinde karaciğer, böbrekler ve deri önemli rol oynuyor. Güneşten gelen ultraviyole ışınlara maruz kalmak D vitamininin biyolojisinde önemlidir.

D vitamini eksikliğinin önemiyle ilgili ilk bulgular yirmini yüzyılın başlarında bulundu. Çocuklarda görülen, kemiklerde ağır hasara yol açan, ölüme kadar götürebilen raşitizm hastalığının nedeninin D vitamini eksikliği olduğu tespit edildi, daha sonra da yapılan birçok çalışmayla D vitamininin oluşması ve etkileri anlaşıldı. Yalnız hala alınacak çok yol var ve D vitaminiyle ilgili çok sayıda bilimsel araştırma yapılması gerekiyor.

Kanda D vitamini seviyesini etkileyen faktörler arasında beslenme, güneşe maruz kalma süresi, açık havada egzersiz yapma ve derinin rengi sayılabilir. Ancak D vitaminin seviyesi ve hangi beslenmenin yararlı olduğuna dair bir fikir birliği yoktur. Genellikle kabul edilen sınır 20 ng/ml’dir. En iyi seviye olarak 40-60 ng/ml arası kabul ediliyor. Bunun üzerindeki seviyeler tavsiye edilmez, kişiye zararlı olabilir. Çok yüksek seviyelerde is D vitamini zehirlenmesi olabileceği unutulmaması gerekiyor. Birçok araştırmacı D vitamini seviyesinin alt sınırı olarak 12.5 ng/ml’yi kabul ediyor. Görüldüğü gibi, araştırmacılar arasında bu konuda tam bir fikir birliği yoktur.

Vitamin D tedavisinin hipertansiyon üzerindeki doğrudan etkisini inceleyen çalışmaların çoğu, kan basıncını düşürmede herhangi bir etkisi olmadığını göstermesine karşın, tansiyon ilaçlarıyla birlikte verilmesinin umut verici sonuçlar olabileceğini gösterdi. Vitamin D'nin kendi başına doğrudan bir tansiyon düşürücü etkisi olduğunu kanıtlama açısından zorluklar devam ediyor. D vitamininin hipertansiyondaki rolünü daha fazla değerlendirmek için daha yüksek dozlar, daha büyük topluluklar ve daha uzun tedavi süreleri içeren çalışmalara ihtiyaç vardır. Ancak bu araştırmalar planlamak için etik zorluklar mevcuttur ve bu zorlukları aşmak oldukça güçtür.

Dr. Şekip Altunkan’a göre D vitaminini her derde deva ilaç olarak göstererek hastalara gereksiz yere fazla D vitamini tedavisi vermek yanlıştır. Bu sefer kanda aşırı yükselmesi olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına neden olabilir. Kan değeri düşükse D vitamini verilebilir, ancak zehirli sınıra ulaşmaması için belli zamanlarda kanda kalsiyum ve D vitamini seviyesi kontrol edilmelidir.


SANAYİ HABER AJANSI

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.