Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın yaptığı açıklamaya göre, her 1000 TL’lik elektrik ve doğal gaz faturasının 600 TL’si devlet tarafından karşılanıyor. Bu oran, elektrik ve doğal gaz tüketiminin büyük bir kısmının sübvanse edildiğini gösteriyor. Ancak Elektromekanik Sanayicileri Derneği (EMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Güngör, bu tür sübvansiyonların uzun vadede hem toplum hem de ülke ekonomisine zarar verebileceğine dikkat çekiyor. Güngör’e göre, elektrikte maliyetleri belirleyen iki önemli unsur var: yatırım ve işletme maliyetleri. Eğer elektrik şebekeleri rasyonel kurgulanmamış ve verimsiz çalışıyorsa, bu maliyetlerin yükseldiğini ve sonuç olarak tüketicinin de daha fazla ödediğini belirtiyor.
Elektriğe olan talep artacak, verimlilik şart
Güngör, elektrik talebinin hem dünyada hem de Türkiye’de hızla arttığını ve 2050 yılına kadar Net Sıfır hedefine ulaşmak için bu talebin daha da artacağını öngörüyor. Bu bağlamda, elektriğin sanayi ve hanelerde uygun fiyatlarla erişilebilir olmasının kritik olduğunu belirtiyor. Fiyatları etkileyen tüm faktörlerin tek tek değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Güngör, şebekenin verimli çalışmasının ve teknik kayıpların minimize edilmesinin bu süreçte önemli olduğunu vurguluyor.
Türkiye’nin elektrik şebekesi ne kadar rasyonel?
EMSAD Başkanı Mustafa Güngör, Türkiye’deki mevcut elektrik şebekelerinin durumunu değerlendirirken Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) 2023 Yılı Piyasa Gelişim Raporu’na atıfta bulunuyor. Bu rapora göre, Türkiye’nin toplam üretim kurulu gücü 109.348 MW iken, iletim şebekesi trafo kurulu gücü 271.423 MVA ve dağıtım şebekesi trafo kurulu gücü 207.448 MVA olarak raporlanıyor. Rasyonel bir şebekede trafo kurulu gücünün üretim kurulu gücünden %10-20 daha büyük olması gerekirken, Türkiye’de bu fark iki katına ulaşmış durumda. Bu farkın, önceki planlamaların sonucu olup olmadığını sorgulayan Güngör, mevcut durumu rasyonel olmayan bir şebeke olarak nitelendiriyor. Bu durumun sonucunda teknik kayıpların arttığını ve maliyetlerin yükseldiğini belirtiyor.
Teknik kayıplar ekonomiye büyük yük getiriyor
Elektrik iletim ve dağıtım şebekelerinde kayıpların tamamen önlenmesinin imkansız olduğunu belirten Güngör, kayıpların daha makul seviyelere çekilmesi gerektiğini savunuyor. Türkiye’de teknik kayıp ve kaçak oranının %10 civarında olduğunu ifade eden Güngör, bu oranın %25 oranında azaltılmasıyla ekonomiye yıllık 500 milyon dolar katkı sağlanabileceğini vurguluyor. Teknik kayıpların büyük kısmının dağıtım trafolarından kaynaklandığını söyleyen Güngör, trafoların verimli kullanımının ve doğru seçiminin önemine dikkat çekiyor.
Silisyumlu elektrik çeliği gümrük vergisinin sıfırlanması önerisi
Avrupa’da yüksek kayıplı trafoların, düşük kayıplı trafolarla değiştirildiğine işaret eden Güngör, Türkiye’de de benzer bir adım atılması gerektiğini belirtiyor. Düşük kayıplı trafoların üretiminde kullanılan silisyumlu elektrik çeliği üzerindeki gümrük vergisinin sıfırlanmasının, trafoların maliyetini düşüreceğini ve bu alandaki yatırımları artıracağını öne sürüyor. Böylece daha düşük maliyetli trafoların kullanılmasının, şebeke verimliliğini artıracağı düşünülüyor.
Akıllı şebeke planlamaları yapılmalı
Mustafa Güngör, elektrik şebekelerinin akıllı şebekeler haline getirilmesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, elektrik şebekelerinde kullanılan ekipmanların teknik şartnamelerinde gereksiz maliyet unsurlarının ayıklanmasının önemli olduğuna işaret ediyor. Şebekelerin modernizasyonunun, maliyetleri düşürme ve verimliliği artırma adına elzem olduğuna dikkat çekiyor.
Çözüm: Kamu inisiyatifi
Çözüm önerileri sunarken Güngör, tüm çalışmaların kamu tarafından yapılması veya yönlendirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Türkiye’de elektrik dağıtım şebekelerinin özelleştirildiğini ancak mülkiyetin hala kamuya ait olduğunu hatırlatan Güngör, TEDAŞ’ın mevcut organizasyon yapısının yeniden düzenlenmesi gerektiğini savunuyor. Aksi halde, rasyonel olmayan bir şebeke yapısının maliyetini hem devletin hem de tüketicinin ödemeye devam edeceğini vurguluyor.
Bu değerlendirmeler ışığında, EMSAD’ın sunduğu çözüm önerileri ve mevcut durum analizleri, Türkiye’nin enerji sektöründe verimliliği artırmaya yönelik önemli adımların atılması gerektiğini gözler önüne seriyor.
Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI