Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Deniz Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni’nde konuştu.
Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Dün öncelikle Kara Harp Okulumuzda cami açılışı yaptık. Ardından da diploma törenimizi gerçekleştirdik. Tabii bu yıl bizleri özellikle duygulandıran Kara Harp Okulu mezuniyetinde birinciliği yine bir kızımız almıştı. Bugün Deniz Harp Okulu’nda yine birinciliği bir kızımız aldı. Biraz sonra Hava Harp Okulu’nun mezuniyet töreninde yine birinciliği bir kızımız alacak. Bu herhangi bir tesadüf değil. Kızlarımızın gerçekten harp okullarımıza olan ilgi ve alakası bunun neticesinde çalışmaları ve verdikleri mücadele, bu mücadeleyle de hamd olsun kara, hava, deniz buralardaki alınan netice.
Siz bahriyelilerimizin, mezuniyet sevincine iştirak ediyoruz. Bugün 410’u Türk ve 17’si misafir olmak üzere toplam 427 aslan parçasını Deniz Harp Okulumuzdan mezun ediyoruz.
Her birinizi ayrı ayrı tebrik ediyor, alınlarınızdan öpüyor, yeni görev yerlerinizde rabbimden üstün başarılar niyaz ediyorum. Öncelikle fedakarlıkları, özverili çabaları ve destekleriyle bu mutlu günü yaşamanızı vesile olan ailelerinizi kutluyorum.
Türkiye’nin fahri elçisi olarak gördüğümüz bu kardeşlerimizle kurduğumuz gönül köprülerini inşallah daha nice yıllar boyunca devam ettireceğiz. Onların da sizlerle, milletimizle ve ülkemizle tesis ettikleri ilişkileri her daim muhafaza edecekleri inancındayım.
251 yıldır iftihar vesilemiz olan köklü bir kurumun mensubu olmaktan ne kadar kıvanç duysanız azdır. Bahriyeli olmanın, böyle güzide bir eğitim kurumunda eğitim görmenin aynı zamanda ciddi sorumlulukları da beraberinde getirdiğini unutmayınız.
Askerlik mesleğinin, çeşitli kademelerinde hizmet ederken bu çatı altında kazandığınız bilgi, disiplin ve değerler sizin her zaman rehberiniz olacaktır. Vatanımıza, milletimize, devletimize karşı görevlerinizi en güzel şekilde yerine getireceksiniz.
Türkiye’yi yüceltmek, Mavi Vatan’daki hak ve hukukumuzu korumak için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacaksınız.
Üzerinizdeki o ak üniformayı hiçbir leke bulaştırmadan şanla, şerefle ömür boyu taşıyacaksınız. Ben bu kararlılığı, bu yiğitliği ve inanmışlığı şu an karşımdaki tabloda görüyorum.
Sizlerin mücadelesiyle, sizlerin fedakarlıklarıyla hiçbir güç aziz milletimizi, vatanından kopartamayacak. Ay yıldızlı al bayrağımız semalarımızda nazlı nazlı dalgalanmaya devam edecek. İstiklal ve istikbalimizin timsali olan ezan-ı muhammediler, gök kubbemizi çınlatmayı sürdürecektir.
Türkiye, mazlum ve mağdurların hamisi kimliğiyle ilelebet payidar olacak. Türk milleti, daha nice asırlar boyunca tarih yapmaya, tarih yazmaya, tarihe istikamet çizmeye devam edecektir. Rabbim, ayağınıza taş değdirmesin.
Türk Silahlı Kuvvetleri, milletimizin bağrından çıkan kahramanlar ocağıdır. Disiplin, vazife şuuru, caydırıcılık ve çalışkanlık noktasında tüm dünyanın hayranlık duyduğu bir orduya sahibiz.
Türkiye Cumhurbaşkanı ve Başkomutan olarak şanlı ordumuzun, asil mensuplarıyla her zaman iftihar ediyorum. Milletimizin göz bebeği olan Silahlı Kuvvetlerimizi, daha da güçlendirmek için aralıksız çalışıyoruz.
Milli sistem ve cihazlarla donatım, milli silahlı kullanacağımız MİLDEM projemizle inşallah bu alanda dünyanın sayılı ülkeleri arasına gireceğiz.
Donanmamızın şu anki amiral gemisi olan Anadolu’nun ağabeyi olacak uçak gemimizle ilgili temaslarımız devam ediyor.
SİHA gemimizden sonra uçak gemimizin de katılımıyla Türk donanması çok farklı bir lige yükselecek. İnsansız sistemlerle birlikte hava savunma sistemlerinde de kendimizi sürekli geliştiriyoruz. Füze, torpido, deniz topu, radar, uçaksavar, lançer gibi kritik alanlarda her gün yeni bir eşiği aşıyoruz.
Etkin, caydırıcılığı ve harekat kabiliyetiyle yüksek bir deniz kuvveti olmak neyi gerektiriyorsa onu yapmanın gayretindeyiz.
Son 22 yılda katettiğimiz mesafeyi basamak yaparak inşallah çok daha fazlasını başaracağız.
Biliyorsunuz herkesin denizi, ufku kadardır. Bizim tüm hedeflerimize çıkıp birileri hayal diyebilir. Birileri Mavi Vatan’ı masal olarak görebilir. Birileri Türkiye’yi maceracı olmakla, macera aramakla itham edebilir. Birileri milletimizin vizyonunu 782 bin kilometrekareyle sınırlandırmaya çalışabilir. Hatta Türkiye’nin Libya’da, Somali’de, Katar’da, Irak’ta, Balkanlar’da, Asya’da, Afrika’da ne işi var diyen işgüzarlar da çıkabilir.
Geçmişte olduğu gibi bugün ve yarın da Türkiye’nin vizyonundan, Türkiye’nin mücadelesinden rahatsızlık duyanlar olabilir. Biz bunların hiçbirine kulak asmayacağız. Önümüze bakacağız, gözümüzü bir an olsun ufuktan ayırmayacağız.
Türk dış politikasına Ankara eksenli bakmak yerine Batı başkentlerinin penceresinden bakanların tezviratlarına aldırmayacağız.
Doğu ile ilişkilerimizi güçlendirirken, Batı ile köklü işbirliğimizi ilerletmenin yollarını arayacağız. Daha bir asır önce bir arada yaşadığımız halklarla bugün aramızda sınırların olması, gönül coğrafyamızdan kopacağımız anlamına gelmez.
Biz, dünyanın 34 farklı ülkesinden 78 şehitliği olan bir ülkeyiz. Biz aynı zamanda Çanakkale Şehitliği’nde Gazze’nin, Halep’in, Şam’ın, Kudüs’ün, Gümülcine ve Bağdat’ın evlatlarını misafir eden bir ülkeyiz.
Komşumuz Irak ile, İran ile, Suriye ile dört asır yönetimimiz altında olan Filistin ile ilgilenmemizi eleştirenler, art niyetli değilse, cahildirler. Türkiye’nin Suriye’de, Irak’ta, Katar’da ne işi var demek açık söylüyorum. Tarihimize yapılmış çok büyük bir haksızlıktır.
Türk askerinin Kosova’da, Libya’da, Somali’de ne işi var demek, ufuksuzluktan tam anlamıyla bir akıl tutulmasıdır.
Türkiye, yönünü sadece Batı’ya dönerek menzili maksuduna varamaz. Türkiye, doğu ile batı ile ilişkilerini eşzamanlı bir şekilde geliştirirse güçlü, müreffeh, itibarlı ve etkin bir ülke olabilir. Bunun dışında her yol Türkiye’ye fayda değil, zarar verir, denklem dışına atar. Dolayısıyla biz birilerinin iddia ettiği gibi Avrupa Birliği ile Şangay İşbirliği Teşkilatı arasında bir tercih yapmak mecburiyetinde değiliz.
Tam aksine hem bunlarla hem de diğer kuruluşlarla ilişkilerimizi kazan-kazan temelinde geliştirmek durumundayız. Son 22 yılda hep bu anlayışla hareket ettik.
Masal denilen Mavi Vatan’daki haklarımızı sonuna kadar koruyacağız.
Siz genç teğmenlerimizi ve dost ülke öğrencilerimizi bir kez daha tebrik ediyorum. Bu vesileyle vatanı için, mukaddesatı için gözünü kırpmadan canını feda eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Kahraman gazilerimize ülkem ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum.
SANAYİ HABER AJANSI