Erdoğan: Terör belasını milletin başından tamamen def etmek için çalışmaya devam edeceğiz

İstanbul, 8 Mart (Hibya) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terörü milletin başından tamamen def etmek için çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.

Erdoğan: Terör belasını milletin başından tamamen def etmek için çalışmaya devam edeceğiz
Yayınlama: 08.03.2025
3
A+
A-

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü İftar programında konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:

“Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Bu salondaki hanım kardeşlerimizden başlayarak ülkemizin ve tüm dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü şahsım ve eşim adına tebrik ediyorum. 

Filistin’de, Suriye’de, Yemen’de, Libya’da, Somali’de, Afrika’da, Asya’da, Türkistan’da ve gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde hayat ve haysiyet mücadelesi veren tüm kadınlara, tüm annelere, tüm hanım kardeşlerime buradan bir kere daha dayanışma mesajlarımızı iletiyorum.

Zulüme karşı kahramanca direnen, soykırım şebekesinin katliamlarına rağmen zaferi ilmek ilmek dokuyan Gazze’nin yiğit kadınlarını ülkemdeki bütün kadınlar adına saygıyla selamlıyor her birini tebrik ediyorum.

Gözü gibi bakıp büyüttükleri kahraman evlatlarını kara toprağa veren şehit annelerimize, vatan topraklarının her karışını al kanlarıyla boyayan aziz şehitlerimizin emaneti olan vakur eşlerine cenabı Allahtan sabırlar diliyorum.

Nasıl onlara bugüne kadar mahcup olmadıysak inşallah bundan sonrada şehitlerimizin kahraman annelerine ve eşlerine mahcup olmayacak terör belasını bu milletin başından tamamen def etmek için çalışmaya, uhdemizde bulunan tüm araçları bunun için kullanmaya devam edeceğiz.

Terörün karanlık ve kanlı gölgesinin ülkemizin üzerinden çekildiği kardeşliğin egemen olduğu o huzurlu, güvenli, müreffeh günleri inşallah hep beraber göreceğiz.

Kadınlar gününde ilk fethin o çileli, ihtişamlı, kutlu günlerinden bugüne kadar milletimizin istiklal ve istikbali uğruna can veren kadın şehitlerimizi kemali edeple yad ediyorum. Başta merhum annecim olmak üzere ebedi aleme irtihal etmiş tüm annelerimize rabbimden rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum.

Değerli eşimin ve sevgili kızlarımın da Kadınlar Günü’nü tebrik ediyor bu anlamlı günün tüm kadınlar için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Bizim inanç ve medeniyet değerlerimize göre kadın gerek ailenin gerekse toplumun omurgasıdır. Tarihe şöyle bir baktığımızda dönüm noktalarında hep kadınlarımızın yer aldığını görürüz.

Nene Hatunlar, Şerife bacılar, Karafatmalar, Binbaşı Ayşeler ve daha niceleri kimi zaman cephe gerisinde kimi zaman en ön safta bu millet için canlarını ortaya koydular.  Kadınlar zor zamanlarda sergiledikleri dirayetli tavırlarıyla, yetiştirdikleri yiğit ve yürekli evlatlarla medeniyetinize yaptıkları eşsiz katkılarla, evlerimizde huzurun, vatanımızda dirliğin, milletimizin fertleri arasında birliğin teminatı oldular.

Ne 15 asırlık İslam tarihinin ne de binlerce yıllık Türk tarihinin kadınları dışlayarak yazılması mümkün değildir. Hazreti Hatice Validemiz ve Hazreti Aişe annelerimiz İslam medeniyetinin birer kutup yıldızı olarak isimlerini hafızalara ve mümin gönüllere nakşetmişlerdir.

Aynı şekilde Osmanlı Devletinin kurucusu Osmangazi’yi rahmetle yad ederken onun muhterem eşi Bala Hatunu nasıl unutabiliriz. Cumhuriyet döneminde de Fatma Aliye Hanım, Halide Edip Adıvar, Safiye Ali, Satı Kadın gibi pek çok kadın yaşadıkları yıllara damga vurmuşlardır.

Batı’da kadın hakları gündemde bile yokken bizde 1843 yılından itibaren kadınlar resmi olarak da çalışma hayatında yer almaya başlamışlardır. Kadınlara devlet memuriyetinde yer alma hakkı 1913 yılında verilmiştir. 1917’de yayımlanan Aile Hukuku Kararnamesi bir başka önemli hamledir.

Batıdan bile önce kadınlar ülkemizde 1934 yılında seçme ve seçilme hakkına kavuşmuştur. Her ne kadar bu hakkın kullanımında özellikle darbe dönemlerinde çeşitli engellerle karşılaşılsa da yasal olarak bu imkana sahip olmuşlardır.

Bu güçlü müktesebattan ilhamla göreve geldiğimiz günden itibaren kadınların her alanda önlerini açmaya haklarını teslim etmeye çalıştık. Son 22 yılda kadınlarla ilgili attığımız adımları burada sizlere kısaca hatırlatmak istiyorum.

2003’te Aile Mahkemelerini kurduk. Yeni iş kanunu ile işçi işveren ilişkilerinde cinsiyet bazlı ayrımcılığa son verdik. 2004’te anayasanın 10. Maddesine yaptığımız eklemelerle kadın erkek eşitliğini güvence altına aldık.

2005 yılında belediyeler kanunun kapsamında nüfusu 50 bini geçen belediyelere kadın ve çocuklar için konukevleri açma zorunluluğu getirdik. 2007’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planını devreye aldık. 2008’de yaptığımız düzenlemelerle kadınlarımıza doğum, sağlık ve emeklilik konularda yeni haklar tanıdık. Eğitimde, iş hayatında, karar alma mekanizmalarında fırsat eşitliğini tam ve gerçek anlamda sağlamak üzere ülkemiz için bir utanç vesikası olan başörtüsü yasağını kaldırdık. Böylece kadınların seçilme ve çalışma haklarını da özgürce kullanmasını da temin ettik.

2010’da anayasamıza kadınlar için eşitlik ilkesine dayalı pozitif ayrımcılığı ekledik. 2012’de 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin önlenmesi kanununu ülkemiz hukuk sistemine kazandırdık.

Kadınlara dönük çalışmalarımız aynı hassasiyetle devam ediyor. Bugün yayımladığımız Cumhurbaşkanlığı Genelgesiyle Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu ile il Koordinasyon kurullarını kurduk. Yeni kurullarımızda kadınlara yönelik hizmetlerin daha etkin yürütülmesini amaçlıyoruz.

Muhalefetin özellikle ana muhalefet partisinin İstanbul Sözleşmesiyle ilgili iddialarının hiçbir temeli bulunmuyor. Bugün Kadıköy Belediyesinde belediye meclis üyesi AK Partili kadın arkadaşımızın sözünü kestiler, hakaret ettiler ve meclis başkanı aynı zamanda kalkıp şu kadını atın dışarı diyebildi.

6284 sayılı kanun Şiddetle mücadele konusunda ihtiyaç duyulan her türlü yaptırımı, cezayı zaten en güçlü şekilde barındırıyor. Bunun için biz sözleşme değil kanun yaşatır diyoruz. Meclis kürsüsünden ahkam kesenlere de şunu diyoruz; şayet kadına yönelik şiddetle mücadele etmek istiyorsanız öncelikle parti teşkilatlarınızı ve yönettiğiniz belediyeleri içten içe çökerten taciz, tecavüz ve ahlaksızlık vakalarına bir el atın.

Kadına yönelik şiddete karşı farkındalığı artırmaya herkesten evvel kendi kadrolarından kendi belediyelerinizden başlayın. Kadınları mağdur eden yasakların kalkmaması için mahkeme mahkeme dolaşan ana muhalefet partisinin genel başkanı kadın düşmanı arıyorsa sağa sola sataşmasın gitsin aynaya baksın, partisinin kötü siciliyle yüzleşsin sonra yıllarca mağduriyetine sebep oldukları başörtülü kadınlardan özür dilesin. CHP kadın düşmanı bir partidir. CHP kadın düşmanlığıyla maruf zihniyetinden ne kadar erken kurtulursa, bünyelerindeki rezillikleri ne kadar kısa sürede temizlerse hem ülkemiz hem de kadınlar için büyük bir iyilik yapmış olur.

Muhalefet ne derse desin biz doğru bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz.

Dün akşam Konya’da sahipsiz köpeklerin saldırısı sonucu vefat eden 2 yaşındaki Rana evladımıza Allah’tan rahmet diliyor; kederli ailesine, özellikle acılı annesine, babasına Rabb’imden sabır niyaz ediyorum. 

Böyle bir vahşetin 2025 Türkiye’sinde yaşanmasının hiçbir izahı olamaz. Muhalefetin ve çeteleşmiş kimi yapıların tüm engellemelerine rağmen başıboş köpek sorununu çözmek amacıyla Ağustos ayında çıkardığımız yasanın uygulanmasını temin için kararlı adımlar atıyoruz. Ancak tedbir alınmadıkça büyüyen bu sorunun çözümü noktasında muhalif-iktidar fark etmeksizin tüm yerel yönetimlerin el birliği içinde çalışması gerekiyor. 

Maalesef muhalefet cenahında yasaya karşı direnç halen devam ediyor. İnşallah bunun da üstesinden gelecek, anaların öpüp koklamaya doyamadığı ciğerparelerinin sahipsiz köpekler tarafından katledilmesinin önüne geçmek için ne gerekiyorsa yapılmasını temin edeceğiz. Hepimizin yüreğini dağlayan dünkü olayla ilgili başsavcılığımız soruşturma başlatmış, ayrıca mülkiye müfettişlerimiz görevlendirilmiştir. Rana yavrumuza bir kez daha yüce Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum.”


SANAYİ HABER AJANSI

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.