Güldüren, düşündüren gerektiğinde muhatabı susturan anlamlı hazır cevapların bulunduğu Abdullah Arıdoru’nun hazırladığı Güldüren ve Düşündüren Espriler kitabı Hayat Yayınları’nda çıktı.
Abdullah Arıdoru, “Herkes espri yapar; iyi ya da kötü, doğru veya yalandan oluşan… Peki, meşhur insanlar espri yaparlar mıydı? Onların esprileri sadece güldürmek için miydi?” sözlerini barındıran Güldüren ve Düşündüren Espriler kitabı hakkında “Bu kitapta peygamberlerin, velilerin, padişahların, sadrazamların, alimlerin kısaca yabancısı olmadığınız hatta birçok hususta kendinize örnek aldığınızı düşündüğüm insanların esprilerini bulacaksınız. Nitekim uzmanlar günde sadece 15 dakika yapacağınız gülümseme seansı ile ömrünüzü uzatabileceğinizi, yaşam coşkunuzu güçlendireceğinizi, soğuk algınlığına karşı koruyup, şeker hastalığına, tansiyona iyi geleceğini, vücuttaki ağrıları ve stresi azaltıp, sindirime yardımcı olacağını söylüyorlar. Anlayacağınız; “Gülmek her derde deva oluyor.” ifadelerine yer verdi.
Kitaptan kesitler şu şekilde:
“Fatih Sultan Mehmet, bir gün dilencinin birine bir altın vermişti. Dilenci, padişahın verdiği altını az bularak şöyle bir soru sordu: ‘Bu nasıl olur padişahım? Ben senin kardeşin olduğum halde nasıl olur da bana bir altın verirsin?’ Dilencinin ne demek istediğini tam anlamayan Fatih, ‘Sen benim nereden kardeşim oluyorsun?’ diye sordu. Dilenci şu açıklamayı yaptı; ‘İkimiz de Adem babamız ve Havva anamızdan dünyaya gelmedik mi? Böyle bir durumda kardeş sayılmıyor muyuz?’ Fatih gülümsedi; bu cevap hoşuna gitmişti. Dilencinin kulağına eğilerek şöyle dedi; ‘Aman alçak sesle söyle! Bu söylediğini diğer kardeşlerimiz de işitip gelirlerse senin payına bir altın bile düşmez!’
“Yavuz Sultan Selim, Şam’ı fethetmişti. Cuma namazını kılmak için de Şam’ın en büyük camisi seçmişti. Cuma’nın ilk sünneti eda edildikten sonra imam, hutbeye çıktı. Son derece heyecanlıydı. Hutbe de ilk defa bugün Sultan Selim’in adına okunacaktı. İşte şimdi hutbenin bu kısmında padişahın isminin anılması vardı. İmam, sesini yükseltti ve şöyle dedi; ‘Mukaddes yerlerin hakimi, Sultan Selim Han’ İmam efendinin söyleyecekleri henüz bitmeden, padişahın sesi duyuldu: ‘Hayır! Biz mukaddes yerlerin hakimi değil, hadimiyiz [hizmetkarıyız], Hutbe bu şekilde değiştirilsin.’ Ve öyle de oldu. Hutbede bu ifade, Yavuz Sultan Selim’in isteği üzerine imam tarafından değiştirilerek şöyle okundu: ‘Hadimü’l-Harameyn eş-Şerefeyn Sultan Selim Han bin Bayezid Han…”
“Zamane gençlerinden biri, Mehmet Akif’i küçük düşürmek amacıyla; ‘Affedersiniz, siz baytarmışsınız (veteriner); doğru mu?’ demiş Mehmet Akif, art niyetli gence dersini şu soruyla vermiş; ‘Evet, yoksa bir yeriniz mi ağrıyor?’
Abdullah Arıdoru kimdir?
“1973 yılında Ordu’da dünyaya geldi. 1992 yılında Ordu Kumru İmam Hatip Lisesi’nden, 1999 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. 1993- 2009 yılları arasında Moral FM radyosunda Genel Yayın Yönetmenliği dahil birçok görevlerde bulundu. 2009 yılı sonrası belediye başkan danışmanlığı ve özel kalem müdürlüğü görevlerinde bulundu. Öğrencilik yıllarından itibaren pek çok sunuculuk ve televizyon programcılığı yapmasının yanı sıra çeşitli dergilerde makaleleri yayımlandı. Çok sayıda dernek ve vakıflarda kurucu veya mütevelli olarak yer aldı. Mihmandar, Bir Bayramdır Ramazan isimli kitapları da bulunan Arıdoru, 2021 yılından itibaren iletişim danışmanlık çalışmalarını kurucusu olduğu İstanbul İletişim Ofisi şirketinde devam ettirmektedir. Abdullah Arıdoru evli ve 4 çocuk babasıdır.”
SANAYİ HABER AJANSI