Enflasyon oranları TÜİK ve ENAG tarafından her ay kamuoyu ile paylaşılıyor. Bunların dışında sadece İstanbul’a özel enflasyon ise İstanbul Ticaret Odası (İTO) hesaplayarak kamuoyuna açıklıyor. Başka hiçbir ilimizde ile özel enflasyon oranı hesaplanmamasına rağmen İstanbul’da neden ayrı hesaplanıyor?
Hepimizin bildiği gibi İstanbul Türkiye’nin %20 si demektir. Kaldı ki İstanbul’da yurdun her yanından vatandaşlarımız ikamet ediyor. Çeşitli meslek gruplarında faaliyet gösteriyorlar. Eskilerin “taşı toprağı altın “dedikleri dönemlerde ekonomi açısından son derece verimli olan İstanbul şimdilerde dar ve sabit gelirli vatandaşlar için bu özelliğini yavaş yavaş kaybetmeye başladı. Yaşadığımız yüksek enflasyon, hayat şartlarının ağırlaşması, hayat pahalılığının artması, alım gücünün düşmesi nedeniyle İstanbul’dan göç başladı. Özellikle 1970 li yıllarda Türkiye’nin ticaret merkezi İstanbul idi ve her türlü emtia İstanbul’da bütün Türkiye’ye dağılmakta idi. Merhum Turgut Özal döneminde başlayan serbest piyasa ekonomisi ve internetin hayatımıza girmesinden sonra toptancılık veya üreticilik Anadolu’ya yayılmaya başladı. Artık illeri bırakın İlçelerde de toptancılar oluşmaya başladı ve devam eden süreçte İstanbul iş hayatı bakımından değer kaybetmeye başladı. Ancak İstanbul ne kadar önemini kaybetse de ekonomik göstergeler bakımından önemli bir paya sahiptir. Ülkemizin vergi gelirlerindeki payı %48 dir ve neredeyse tüm ülkenin vergisinin yarısı İstanbul’dan elde edilmektedir.
Enflasyon açısından konuya bakıldığında ise metropol de yaşam koşulları oldukça zordur ve belirli bir rakamın üzerinde gelir else etmek zorundasınız. Çünkü Anadolu’daki birçok şehirden farklı bir yaşam koşulları mevcuttur. İstanbul’da enflasyon oranı her dönem TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranlarından daha yüksek çıkmaktadır. Demek ki İstanbul’da asgari ücret de İstanbul enflasyonu baz alınarak değerlendirilmeli, zam oranı hesaplanırken İstanbul enflasyonu esas alınmalıdır. Çünkü enflasyon oranı İstanbul’da farklılık göstermektedir. Sigortalı çalışan nüfusun %24 ü İstanbul’da ikamet etmektedir ve bu kesimin hakkı korunmalıdır.
Sadece çalışan, vergi veren açısından değil diğer bazı faktörler için de İstanbul’un Türkiye şampiyonluğundan bahsedilebilir.1970 li yıllarda üniversite sayısı 3 (İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik üniversitesi, Boğaziçi üniversitesi) ve birkaç akademiden oluşan eğitim kadrosu günümüzde 70 üniversiteye ulaşmış durumdadır.
İstanbul’da yaşamak ekonomik olarak günümüzde epeyce bir kazanç gerektiren bir duruma gelmiştir. Öncelikle kiraların en az 20000 TL olduğu, bunun yanında ulaştırma, sağlık ücretleri, çocuğunuzun eğitim giderleri olmak üzere diğer giderler de eklenince ciddi rakam ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla gelir açısından bakıldığında önemli bir rakam gerektiği gerçektir.
Konuya bir de olumlu yönden baktığımızda ise durum farklıdır. Eşsiz güzellikleri yaşamak, tarihi mekanlar, kültürel uygulamalar gibi sosyal yönden birtakım farklılıklar İstanbul’a özeldir ve birçok insanımız için İstanbul bir tutkudur.
Ekonomi olarak bakıldığında ise yukarıda bahsetmeye çalıştığım gibi kariyer yapmak, para kazanmak, kendinizi sosyal yönde geliştirmek istiyorsanız İstanbul’da vazgeçemezsiniz.
Ülkemizde her ay olduğu gibi bu yıl da zamların yılbaşlarına ertelenmesi sebebiyle yılın ilk ayları (Ocak-Şubat, Mart) enflasyon oranları yüksek çıkmakta, ancak yıllık enflasyona etkisi az olmaktadır.
Ayrıca İstanbul Ticaret odası en son 1995 yılında güncellenen enflasyon sepetinde de önemli değişiklikleri yapılarak enflasyon oranı açıklanmıştır. Enflasyon hesaplamalarında baz alınan 8 ana harcama grubu indeksi 12 ye yükseltilmiştir.
İstanbul enflasyonu geçtiğimiz günlerde İTO tarafından açıklandı. Buna göre;
Açıklanan verilere göre şubat ayında yüzde 3,19 olarak gerçekleşen enflasyon mart ayında yüzde 3,79 olarak hesaplandı. Şubat ayında yüzde 45,35 olan yıllık enflasyon mart ayında ise yüzde 46,23 olarak kaydedildi.
Açıklamada şöyle denildi:
“Toptan fiyat hareketlerini yansıtan ve 2025 Şubat ayında yüzde 2,33 oranında artan Toptan Eşya Fiyatları İndeksi 2025 Mart ayında yüzde 2,30 oranında artmıştır.
2025 Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı yüzde 33,17, yıllık ortalama değişim oranı ise yüzde 46,12 olmuştur.
Mart 2025’te Toptan fiyatlarda bir önceki aya göre; Kimyevi Maddeler grubunda yüzde 4,83, Gıda Maddeleri grubunda yüzde 3,64, İnşaat Malzemeleri grubunda yüzde 1,64, Madenler grubunda yüzde 1,59, Yakacak ve Enerji Maddeleri grubunda yüzde 1,39 artış; İşlenmemiş Maddeler grubunda ise yüzde -0,67 azalış gözlenirken; Mensucat grubunda ise fiyat değişimi gözlenmemiştir.
Yıllık ortalama bazda 2025 Yılı mart ayı gruplar itibariyle artışlar sırasıyla; İnşaat Malzemelerinde yüzde 92,81, Mensucatta yüzde 71,96, Kimyevi Maddelerde yüzde 47,09, Gıda Maddelerinde yüzde 43,70, Yakacak ve Enerjide yüzde 36,08, İşlenmemiş Maddelerde yüzde 34,44, Madenlerde yüzde 30,02 artış gerçekleşmiştir.”
Kaynak: Sanayi Haber Ajansı