İstanbul, 8 Ağustos (Hibya) – Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, yılın 3. Enflasyon Raporu’nu açıkladı. Karahan, “Para politikasındaki sıkı duruşumuzu, fiyat istikrarı sağlanana kadar kararlılıkla sürdüreceğiz.” dedi.
Karahan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerinde ise dağılımın sola kaymasıyla iyileşme eğilimi sürüyor. Haziran ayında çeşitli anketlerden derlediğimiz firma ve hane halkı enflasyon beklentilerini de kamuoyuyla paylaşmaya başladık.
Piyasa katılımcılarının beklentileri, finansal piyasalardaki fiyatlamalar açısından önemli. Firmalar da enflasyon beklentileri doğrultusunda fiyatlama, ücret belirleme, stok tutma ve yatırım stratejilerini oluşturuyor.
Manşet enflasyondaki düşüşle birlikte tüm sektörlerin beklentilerinin gerileyeceğini öngörüyoruz. Sıkı para politikası duruşumuzla beklentilerin, dezenflasyon sürecine katkı verecek şekilde oluşmasını sağlamakta kararlıyız.
2023 yılı Haziran ayında sıkılaşma döngüsünü başlattık ve politika faizini yüzde 8,5’ten 2024 Mart ayı itibarıyla yüzde 50’ye çıkardık.
Ayrıca ekonomik birimlerin beklentilerindeki ayrışma ve olası oynaklıklara karşı parasal aktarımın etkinliğini artırmak amacıyla makro ihtiyati politikaları uygulamaya devam ediyoruz.
Mayıs ayında Türk Lirası Zorunlu Karşılık oranlarını artırarak likidite fazlasını sterilize ettik.
Kredi piyasasında sağlıklı fiyat oluşumunu desteklemek amacıyla ticari kredi azami erken ödeme ücretlerini güncelledik.
Dönemsel olarak ortaya çıkan likidite fazlasını zorunlu karşılıklar ve mevcut araç setimizi kullanarak sterilize ediyoruz.
Finansal koşullara baktığımızda ticari kredi ve mevduat faizleri bileşik bazda yüzde 60, tüketici kredileri de yüzde 70 civarında fiyatlanıyor.
Uyguladığımız politikaların bir sonu olarak son aylarda enflasyon ve kur beklentilerinde önemli bir iyileşme yaşandı. Bu iyileşmenin de mevduat faizlerinin son dönemdeki hareketinde belirleyici olduğunu düşünüyoruz.
Tüketici kredilerinin iç talepteki dengelenmeyi tesis edecek bir hızla seyretmesi kritik önemdedir.
Temmuz ayında ise Türk Lirası ticari kredi büyümesinin aylık büyüme sınırlarının dahi altında olduğunu görüyoruz. Bu yavaşlama enflasyon beklentilerindeki iyileşmeyle uyumlu.
Son dönemdeki kredi büyüme gelişmeleri, finansal koşullardaki sıkılığın dezenflasyon sürecini destekleyecek düzeyde olduğunu teyit ediyor.
Kararlılıkla sürdürdüğümüz sıkı parasal duruşumuz, Türk lirası varlıklara olan ilgiyi artırdı.
Mart ayından bu yana Türk lirası mevduatın payı yükselerek, yıl sonu hedefimiz olan yüzde 50’yi aşarken Kur Korumalı Mevduatın payı ise yüzde 11’e geriledi.
Mevcut politika duruşumuz, Türkiye’ye yönelik risk algısının iyileşmesini ve risk priminin düşüş sürecini de destekledi.
Mart ayı içerisinde aldığımız kararlar ile sıkı para politika duruşumuz pekiştirilmiş, uyguladığımız politikalara olan güven artmış ve rezerv görünümü iyileşmiştir.
Jeopolitik gelişmeler sebebiyle oynak bir görünüm izlese de risk primi ılımlı seyrini sürdürmektedir.
Risk primindeki görünümün, Türkiye’ye yönelik portföy akımlarını desteklemesine karşın Haziran ayında portföy çıkışları gözlendi.
Sermaye hareketleri Temmuz ayında dengelenmiş olup, son dönemde ılımlı seyrediyor.
Önümüzdeki dönemde sermaye girişleri, jeopolitik gelişmelere bağlı olarak oynaklık gösterebilir.
Mart ayında yaptığımız ilave parasal sıkılaştırma, yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin, Türk lirasına güvenini artırdı ve rezervlere olumlu yansıdı.
22 Mart ile 2 Ağustos tarihleri arasında brüt rezervler, 26,5 milyar dolar artış gösterirken, net döviz pozisyonumuz 93,1 milyar dolar iyileşti.
2 Ağustos itibarıyla brüt rezerv düzeyimiz, 150 milyar doların üzerine çıktı.
Dış talebe ilişkin varsayımlarımızı 2024 ve 2025 yılları için sınırlı bir miktar güncelledik. Ham petrol fiyatı varsayımımızı gerçekleşme kaynaklı olarak 2024 yılı için aşağı çekerken, 2025 yılı için büyük oranda koruduk. Gıda fiyatları varsayımımızı ise sabit tuttuk.
Orta vadeli tahminlerimizi oluştururken, enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşu sürdüreceğimizi esas aldık.
Ayrıca ekonomi politikalarındaki eşgüdümün de korunacağını tahminlerimizde dikkate aldık.
2024,2025 ve 2026 yıl sonu enflasyon tahminlerimizde değişikliğe gitmedik.
Enflasyonun 2024 yılı sonunda yüzde 38’e gerileyeceğini öngörüyoruz. 2025 ve 2026 tahminlerini ise sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 seviyesinde koruduk. Orta vadede ise enflasyonun yüzde 5’te istikrar kazanmasını hedefliyoruz.
Yıl sonunun yaklaşması nedeniyle 2024’e denk gelen tahmin aralığının mekanik olarak daralması gerekirdi. Ancak son dönem jeopolitik gelişmeler ve küresel finansal oynaklıklar neticesinde artan belirsizlikler nedeniyle tahmin aralığımızı yüzde 34 ile 42 arasında koruduk.
2024 sonu tahmin muhasebesine baktığımızda aşağı ve yukarı yönlü etkilerin birbirini dengelediğini görüyoruz.
Talep koşullarındaki dengelenme ve enflasyon beklentilerindeki gerilemenin öngörülerimizden daha yavaş gerçekleşmesi, tahminimizi 0,2’şer puan yukarı yönlü etkiledi. Buna karşılık Türk lirası cinsi ithalat fiyatları ve yönetilen yönlendirilen fiyat varsayımlarımızdan gelen toplam etkiyi, -0,4 puan olarak hesaplıyoruz.
Yıllık enflasyonun Mayıs ayında zirveye ulaşmasıyla politika iletişiminde sıklıkla vurguladığımız dezenflasyon dönemine girmiş bulunmaktayız.
Para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesiyle enflasyonun, yılın geri kalanında da istikrarlı olarak gerileyeceğini öngörüyoruz.
Mevsimsellikten arındırılmış ortalama aylık enflasyonun, yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 2,5 civarına, son çeyrekte ise yüzde 1,5’in bir miktar altına gerileyeceğini öngörüyoruz.
Para politikasındaki sıkı duruşumuzu, fiyat istikrarı sağlanana kadar kararlılıkla sürdüreceğiz.”
SANAYİ HABER AJANSI