CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Biz Filistin halkının kendi topraklarına kavuşmasını istiyoruz. Biz akan kanın durmasını istiyoruz. Biz Ortadoğu'da barış istiyoruz.
Amasra maden faciası nedeniyle Amasra'ya gittik. 43 vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Davaları takip ediyoruz. Bu konuda CHP'nin verdiği mücadeleyi de anlatmamız gerekir. Metan oranı defalarca riskli seviyeye çıktığı, bunun müessesede olduğu, ancak bu durumda dahi işçilerin çalıştırıldığı bilirkişi raporlarında yer almakta.
Sonuç olarak kazanın meydana gelmesinde TTK yüzde 100 bilirkişi raporu var. Pekiyi ne oldu? TTK Müdürü terfi ettirildi. CHP, kim hak ve adalet istiyorsa onun yanında olacaktır.
Partimize yüzde 50 cinsiyet kotasını ve fermuar hesabını getireceğiz. Meclis'te bir tezkere görüşülüyor. Terörle mücadele diyorlar.
Terör örgütünün saldırısına uğrayan bir kişi olarak teröre karşı çıktım. Terörle mücadele kaçınılmazdır, bizden ne isteniyorsa eyvallah. Şimdi bir tezkere getirdiler. O tezkerede şunlar yazıyor:
Yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması ve belli olaylara müdahale etmesine izin verin diyor. Biz kendi ülkemizde vatanseveriyle, mübarek topraklarımızda yabancı asker postalı istemiyoruz.
Kendi topraklarına yabancı askerleri davet edip, onların bazı şeylere müdahale etmesine izin vermek vatana ihanettir.
Terörle mücadele ise kahraman askerimiz var, polisimiz var, uzman çavuşlarımız var, korucularımız var. Yabancı askeri davet işgaldir. Bahçeli ve Erdoğan'dan yanıtlar istedim. Bahçeli diyor ki, böyle bir şey yoktur, şayet verilecek bir tek canımız var diyor. Ben ülkemde yabancı asker postalı istemiyorum terörle mücadele konusunda.
Terörle mücadeleyse gideriz. Teröristler size saldırmadı bana saldırdı. Siz çocuklarınızı parayla pulla gönderdiniz ben öyle göndermedim.
ABD'nin SİHA'yı düşürmesinin bedelini soracaklarmış. Sen onu benim külahıma anlat. Papazı niye gönderdiniz? Sen papazı teslim ettin ben sana nasıl güveneceğim? Bu can bu bedenden çıkmadıkça göndermeyeceğim demedin mi? Cemal Kaşıkçı cinayetinde bir tehdit geldi, dosyayı Suudi Arabistan'a teslim ettiler. Ben sana mı güveneceğim?
Kuzey Irak'ta bizim askerimizin başına çuval geçirdiler, ne dedi: Ne notası müzik notası mı vereceğiz, demedi mi? 20 milyon dolara Mavi Marmara'yı sattılar. Biz bunları bilmiyor muyuz? Sen yabancı askerleri davet ettiğinde bütün CHP'liler olarak onların karşısına dikilip, onları bu ülkeden göndereceğiz.
Yargıçlar tercihini güce göre yapıyorsa orada adalet ölüyor demektir. Fatih Sultan Mehmet yüzyıllarca önce demiş: Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür. Adalet öldüğü gün de devlet ölür. Bunlar Fatih Sultan Mehmet Han diyordu. Hakim mahkemeden mahkemeye değişiyor.
Mafya, siyaset iç içe geçerse devlet büyük yara alır. Bu ülkede mafya liderleri serbest bırakıldı. İsmini verdim, adalet bakanı onu savunmaya kalktı. Yargının yıpranmasını istemiyoruz. Bu ülkede uyuşturucu baronlarının serbest bırakıldığını, FETÖ borsası kurulduğunu, parası olanın dışarda gezdiğini hepimiz biliyoruz.
Zindaşti'yi serbest bıraktıran bir milletvekili vardı. Hakim, çok telefon edildiğini, baskı altında kalıp serbest bıraktığını söylemişti. Timur Soykan, gazeteci bir haber yaptı ve cezaevine gönderildi. Biz onun yazılarını araştırdık. İlk kez devlette görev alan bir savcı, dilekçe vererek, yargıdaki çürümüşlüğü ortaya koyuyor. Belge tutanaklar da var.
Diyor ki savcı, yargı içinde çeteler oluştu. Kanserli hücreleri yok etmek için, bu çeteleri yok etmek için kemoterapi uygulamak gerekir diyor.
Bu savcı ve hakimlerin, FETÖ'cü hakim ve savcılara rahmet okutur duruma geldiğini söylüyor. Uyuşturucu gibi bir melaneti hoş gören, uyuşturucu liderlerini serbest bıraktıran bu çeteyi çökertmeliyiz diyor. 125 kilo uyuşturucu maddeyle yakalanan kişiyi para karşılığı serbest bıraktılar diyor. Çete lideri yurt dışına çıkarken yakalanıyor ama serbest bıraktılar diyor. Yargıyı bu hale getiren kim?”
SANAYİ HABER AJANSI