Ünlü iktisatçı ve eski Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez, Türkiye ekonomisinde yaşanan sorunları çarpıcı bir benzetmeyle değerlendirdi. Eğilmez, ekonomideki çok yönlü krizi, insan vücudundaki çoklu organ yetmezliğiyle kıyaslayarak, tedavinin zorluğuna dikkat çekti.
Kişisel blogunda yayımladığı “Çoklu Organ Yetmezliği” başlıklı yazısında Eğilmez, ekonomik bozulmaların da tıpkı insan vücudundaki organların işlevlerini kaybetmesi gibi ilerlediğini belirtti. Eğilmez’e göre tekil ekonomik sorunlar belirli araçlarla çözülebilirken, çoklu sorunlar çok daha karmaşık ve riskli bir müdahale süreci gerektiriyor.
“Ekonomide tekil ve çoklu sorunlar var”
Yazısında önce insan vücudundaki sağlık sorunlarına değinen Eğilmez, “Tekil organ yetmezliği, örneğin yalnızca böbreklerin işlevini kaybetmesi gibi tek bir sorundur. Ancak karaciğer, böbrek, kalp gibi birden fazla organ aynı anda yetersiz kalırsa çoklu organ yetmezliğinden söz edilir” dedi.
Bu tıbbi çerçeveden yola çıkarak Türkiye ekonomisine bakan Eğilmez, “Ekonomide de enflasyon, cari açık, büyüme düşüşü gibi tekil sorunlar olabilir. Ancak bu sorunlar aynı anda veya peş peşe ortaya çıkarsa bu durum çoklu ekonomik sorunlara dönüşür. Türkiye bugün bu tabloyla karşı karşıya” ifadelerini kullandı.
“Ekonomik tedavi yan etkiler yaratıyor”
Mahfi Eğilmez, çoklu ekonomik sorunların çözümünde uygulanan önlemlerin bir sorunu çözerken başka bir sorunu tetikleyebileceğini vurguladı. “Enflasyonu düşürmek için faizi artırmak gerekebilir. Ancak bu durumda büyüme düşer, işsizlik artar” diyen Eğilmez, bu tür müdahalelerde “dozun ve sürenin” iyi ayarlanmasının hayati olduğunu söyledi.
“Türkiye risk üretmeye devam ediyor”
Türkiye’nin hem iç hem dış alanda yüksek riskler üretmeye devam ettiğini belirten Eğilmez, “Böylesi karmaşık bir tablo içinde ekonomi yönetiminin işi çok daha zor. Ne yazık ki hem bu risklerle mücadele edip hem de çoklu ekonomik sorunları çözmeye çalışmak, gerçekçi bir beklenti değil” dedi.
Eğilmez yazısını, çoklu organ yetmezliğine sahip bir hastanın iyileşmesi için kötü alışkanlıklarını bırakması gerektiğini hatırlatarak bitirdi: “Türkiye’nin bu dönemde ekonomi politikalarını rasyonelleştirmesi, yapısal reformlara yönelmesi ve güven artırıcı adımlar atması şart. Aksi takdirde iyileşme mümkün görünmüyor.”
Kaynak: Sanayi Haber Ajansı