Memorial Bahçelievler Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Erhun Eyüboğlu, Gastroenteroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Emre Yıldırım, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Nazlı Gürsoy Kırnap, “4 Mart Dünya Obezite Günü”nde obezite ve tedavi yöntemleri ile ilgili bilgi verdi.
Obezite vücutta normalden fazla aşırı yağ birikiminin ortaya çıkmasıyla meydana geliyor. Alınan kalori harcanan kaloriden yüksek olmaya başladığında vücudun belli noktalarında depolanarak obezitenin ortaya çıkmasına neden oluşturuyor. Çağın hastalığı obezite; kalp ve damar problemleri, diyabet, uyku apnesi, ortopedik sorunlar, kısırlık gibi birçok farklı rahatsızlığı da beraberinde getiriyor. Dünya Obezite Federasyonu’nun raporuna göre, 2035 yılında Türkiye’deki yetişkinlerin yarısından fazlasının obezite ile karşı karşıya kalacağı öngörülüyor.
Obezitenin tanı ve tedavisinde vücut kitle endeksinin rolü büyük
İnsanlardaki boy ve kilo arasındaki oran vücut kitle endeksi olarak bilinmektedir. Erkeklerde ve kadınlarda vücut kitle endeksi sayıları arasında farklı olabilmektedir.Hastaların boy ve kiloları arasındaki oran yani vücut kitle indeksi obezite tanısı ve tedavisinde belirleyici rol oynamaktadır. Vücut kitle indeksi 30- 35 arasında olan kişilere uzman kontrolünde beslenme, egzersiz ve medikal tedavi gibi konularda çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü obeziteye neden olan hormonal bozuklukları önceden belirlemesi ve tedaviyi düzenlemesi gerekmektedir. Hormonal bozuklukla meydana gelen obezite sayısı beklenenden daha az olmaktadır. Ancak bazı özel hastalarda doktor muayenesi ile ayırt edilebilmektedir. Eğer altta yatan bir obezite nedeni yoksa aşırı kalori ve düşük egzersize bağlı yaşam stili nedeniyle ortaya çıkmışsa o zaman bir ekip tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu ekip içerisinde diyetisyen, Gastroenterog, obezite cerrahı ve bazı durumlarda psikiyatri bulunmaktadır. Obez birey asla yalnız bırakılmamalı bir ekip tarafından uygun tedavi yapılmalıdır. Hastaların obeziteyle birlikte görülen yandaş hastalıkları göz önüne alınarak daha hızlı ve agresif tedaviler ön plana çıkarılabilir.
Kilo fazlalığı metabolizmayı olumsuz etkiliyor
Çağımızda kilo fazlalığı giderek artmaktadır. Kilo fazlalığının mekanik, ruhsal etkileri yanında metabolik etkileri de vardır. Bu metabolik etkilerin en önemlileri; şeker, kolesterol metabolizma bozuklukları sonucu oluşan diyabet ve kolesterol yüksekliğidir. Bu hastalıkların sonucunda, kalp- damar/ beyin damar hastalıkları görülebilir. Dünyada ölüm nedenleri arasında kalp damar hastalıkları ve buna bağlı rahatsızlıklar ilk sıradadır. Obezite aynı zamanda solunum sistemi ve üreme sistemine de zarar verir, karaciğer işleyişini de bozarak tüm vücut metabolizmasına olumsuz etkiler yapar. Kilo fazlalığı nedeniyle obezite tedavisi için doktora başvuran hastalarda temel prensip dengeli beslenmeyi ve fiziksel aktiviteyi hayatlarında dahil edebildikleri bir yaşam tarzı oluşturmaktır. Hastalar hekim tarafından değerlendirilerek obezite ekibi tarafından uygun diyet, egzersiz programlarına alınır. Ek hastalıkları değerlendirilir. Obeziteye neden olacak bir hastalık varlığı araştırılır. Ayrıca obezite nedeniyle gelişmiş bir metabolik hastalık olup olmadığı belirlenir. Buna göre tedavi planlaması yapılır. Yaşam tarzı değişikliği ve davranışsal yöntemler ile başarısız olması durumunda ya da ek hastalıkların varlığında obezitenin tedavisinde medikal (ilaç) yöntemler kullanılır.
Diyet ve egzersizden fayda görülmediğinde endoskopik tedavi yöntemleri denenebilir
Diyet, egzersiz ve ilaçla fayda göremeyen bazı hastaların obezite cerrahisi için de erken süreçte olması nedeniyle endoskopik tedavi yöntemleri kullanılabilir.
Mide balonları tüm dünyada kabul edilmiş ilk 48 saat ilk takıldığı dışında yan etkisi olmayan, kilo vermeye yardımcı olan, geri döndürülebilen bir yöntem olarak bilinmektedir. Bu yöntem yutulabilir mide balonu ve endoskopik mide balonu uygulaması olarak ikiye ayrılmaktadır. Midenin içine konulan balon şişmekte ve hasta şişkinlik hissettiği için yemek yiyememektedir. Midedeki balon beyine tokluk hissi vererek iştahı kapatmaktadır. 4 ay sonra içerisindeki sıvı aktifleşince balon patlamakta ve doğal yollarla dışarı atılmaktadır. Ancak herkes mide balonu için uygun olmamaktadır. Özellikle mide fıtığı veya ileri derecede özafagus hastalığı olanlara mide balonu önerilmemektedir. Ancak balon sırasında kilo veren hastalar balon çıktıktan sonra eski yeme düzenlerine dönerse tekrar kilo alma riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Balon dışında endoskopik tüp mide prosedürleri de ülkemizde ve dünyada artmaktadır. Etkisi cerrahi tüp mide ameliyatı kadar etkili, iyileşme süresi ise çok daha kısadır.
Her hastaya özel ameliyat programı uygulanıyor
Obezite cerrahisinin uygulanması için belli kriterler bulunmaktadır. 18-65 yaş arasındaki hastaların vücut kitle endeksi 35-40’ın üzerinde olan hastalarda uygulanan obezite cerrahisinde tüp mide ameliyatları dünyada en sık uygulanan yöntemler arasında bulunmaktadır. Kişiye özel ameliyat programı oluşturulmakta ve ameliyat sonrası 4 haftalık diyetisyen kontrolü ile tedavi devam edilmektedir. İlk hafta sıvı gıdalar sonra ise yarı katı gıdalar yenilerek 4 hafta geçirilmektedir.
Sadece 18 yaş üzeri değil, 16-17 yaşındaki adölesan yani ergenlik dönemindeki çocuklara da adölesan obezite cerrahisi uygulanabilmektedir. Kişiye özel olarak organize edilen ameliyat programıyla adölesan dönemdeki kişilere de cerrahi süreç uygulanabilmektedir.
İşlenmiş gıdalardan uzak olmak obeziteyi engelliyor
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte daha fazla gıdaya ulaşmak ve daha az enerji harcamanın bedeli, kilo fazlalığı olmaktadır. İşlenmiş gıdalar kolay ulaşılır/tüketilir, kalorisi yüksek ve cazip tatlardadır. Öncelikle hazır ve işlenmiş gıdalar ile beslenme tamamen bırakılmalıdır. Kas iskelet sistemi metabolizmasını çalıştırmak çok önemlidir. Metabolizma hızının artırılması için dengeli beslenme, yeterli uyku, bol su ve mutlaka hareket etmek önemlidir.
SANAYİ HABER AJANSI