Güher ve Süher Pekinel, cumhuriyetin yüzüncü yılına özel olarak dünya çapında başarı elde etmiş genç müzisyenleriyle Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası eşliğinde 19 Ekim’de Zorlu PSM’de sahne alacak.
Güher ve Süher Pekinel, sıra dışı genç müzisyenleriyle 19 Ekim’de Zorlu PSM’de sahne alacak. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun yüzüncü yılına özel olarak, James Judd yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO) eşliğinde verilecek konserde, uluslararası saygın yarışmalarda birinciliklere imza atmış Can Çakmur, Veriko Tchumburidze, Dorukhan Doruk, Korkmaz Can Sağlam, Naz İrem Türkmen, Maximilian Cem Haberstock, Eda Seviniş, Emir İlgen de yer alacak. Pekinellerin kurduğu müzik eğitimi sistemlerinin desteği ile yetişen genç müzisyenler, sahnede Pekineller ile birlikte ender olarak icra edilen Bach’ın üç ve dört piyano için bestelenmiş eserlerini seslendirecekler. Piyanonun yanı sıra değişik enstrüman gruplarına da yer verilecek konserde Bach, Beethoven, Mendelssohn, Mozart ve Rossini’nin seçkin eserleri de yorumlanacak. Konser biletleri passo.com.tr üzerinden satışa sunulacak.
“Piyano çalarken gözlerimiz, kulaklarımız oluyor”
Altı yaşından beri birlikte piyano çalan Güher ve Süher Pekinel, konser provalarına büyük bir titizlikle hazırlanıyor. “İnsan vücudu büyük bir mucize, ama biz aslında en çok zihnimizi kullanıyoruz” diyen Pekineller ekliyor: “Bir besteyi tanıyorsanız zihninizde bir enstrüman varmış gibi, enstrüman olmadan da bir eseri çalabiliyorsunuz. Piyano çalarken çoğunlukla birbirimizi görmüyoruz, ama kulaklarımız aslında gözlerimiz oluyor ve müzik birbirimizi görmemizi sağlıyor.”
Binlerce kez prova yapılsa da sahneye çıktıktan sonra her konserin yaratıcı içgüdüsü ile farklı olduğunu dile getiren ünlü piyanistler, “Salon, performans için çok önemli. Akustik açıdan piyanoların birbirlerini tamamlaması da önem taşıyor. Her piyanonun başka bir ses tınısı, kendi personalitesi var. Diğer personaliteye de uyumlu olması gerekiyor, birbirinden çok farklı piyanolar olursa birbirleriyle diyalog sağlayamayabilirler. Ayrıca her piyano çalışınızda, her gün yeni birisiniz. Her gün yenileniyorsunuz, kalbiniz hep aynı atmıyor ki” diyerek müziğe olan tutkularını da dile getiriyorlar.
Pekinel kardeşler ayrıca müziğin filozofik bir düşünce tarzı ve derinliğe giden birkaç yoldan bir tanesi olduğunu ifade ediyor: “Bizim müzisyen olarak görevimiz bütünün bir parçası olarak evrensel düşünceyi içimizde hissederek kendimizi bunun derinliğine inmeye hazırlamak ve eğitmek. Burada kendiniz için seçtiğiniz yol çok önemli, çünkü o da bütünün bir parçası olarak sizi doğru yönlendirebilir. Duygunun ve düşüncenin denge içerisinde bir bütüne erişmesi aslında yapmak istediğimizin ta kendisi, çünkü bu bir dil. Herkesin anlayabileceği, başında bilmese bile içine huzurla girebileceği bir yol. Biz bu yolda dengeyi küçüklüğümüzden beri hep arıyoruz ve aramaya da hala devam ediyoruz.”
Türkiye’de “Devlet Sanatçısı” unvanının sahibi olan Pekineller, Boğaziçi Üniversitesi’nin “Onursal Doktora” unvanı ve İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nün yanı sıra Türkiye’de müzik eğitimine katkıları dolayısıyla Sevda-Cenap And Vakfı’nın verdiği Altın Madalya’nın da sahibi oldular. Kariyerleri uluslararası müzik çevrelerinde hayranlıkla izlenen Güher ve Süher Pekinel, 2021 yılında uluslararası alandaki başarıları ile çocuklar ve gençlere yönelik müzik eğitim sistemlerindeki öncü çalışmaları sebebiyle de Almanya Federal Cumhuriyeti Başkanı Frank-Walter Steinmeier’den Liyakat Nişanı aldılar.
SANAYİ HABER AJANSI