Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uzm. Dr. İhsaniye Dönmez Çiçek; ‘uyuz hastalığı’yla ilgili bilgilendirmelerde bulundu
Uzm. Dr. Çiçek, uyuz hastalığının yayılmasındaki en başlıca nedenleri olarak şunları sıraladı:
“Okullarda ve kreşlerde çocukların çok fazla yakın temasta bulunması ve spor kıyafetlerini ortak kullanması, spor salonlarında matların ve bazı antrenmanlarda giysilerin ortak kullanılması, toplu taşımalarda insanların birbirine yakın durması ve oturma yerlerinin ortak kullanılması, bazen de mağazalarda kıyafet denerken o kıyafetlerin uzun süre kişilerin üzerinde kalması, restoran ve kafeteryalarda ortak alanların kullanımı gibi faktörlerdir. Bunun dışında, yazın tatil yerlerinde insanların bir arada bulunması sebebiyle daha hızlı bir şekilde yayılmış olan uyuzun, kente göç ile şehirde görülme sıklığı da artmıştır.”
Uyuzun sarcoptes scabei var hominis adı verilen bir parazitin, derinin üst epidermis tabakasında yerleşerek oluşturduğu bir hastalık olduğunu belirten Uzm. Dr. Çiçek, “Bu parazit kişiye ilk bulaştığı esnada belirti vermez. Öncelikli olarak bir inkübasyon dönemi geçirir. Bu inkübasyon dönemi içerisinde deride tüneller açar, parazitin dişisi bu tünellerin içerisine yumurtalarını bırakır. Deriye girişten yaklaşık 45 ila 60 günlük bir süreç sonrasında parazitin dışkılarıyla ve bırakılan yumurtaların çatlayıp erişkin parazitlerin ortaya çıkmasıyla birlikte ciltte belirtiler görülmeye başlanır.” ifadelerini kullandı.
Uyuzun teşhisinde olmazsa olmaz gece kaşıntısı olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Çiçek, “Bunun dışında vücutta kendine özel spesifik bir döküntü tarzı vardır. Klinik teşhis dermatoloji doktorları tarafından konulur; ama normal kişiler vücutlarında kaşıntı tespit ettiklerinde ve özellikle mahrem bölgelerinde, göbek etrafında, parmak aralarında, bilek iç yüzlerinde gibi bölgelerinde kaşıntı söz konusuysa ve de bu kaşıntı geceleri çok artıyorsa, şüphelenip mutlaka bir dermatoloji doktoruna başvurmaları gerekmektedir.” şeklinde konuştu.
Belirtiler genellikle ilk olarak el-bilek içi üzerinde, parmak aralarında ve genital bölgelerde başladığını vurgulayan Uzm. Dr.Çiçek, sözlerine şöyle devam etti:
“Tedavisi mutlaka bir dermatoloji uzmanı tarafından yapılmalıdır. Bu konuda bazı lokal preparatlar ve sistemik ajanlar kullanılmaktadır. Tedavide, birlikte yaşanan tüm aile bireylerinin, semptomu olmasa bile aynı anda tedavi olması çok önemli bir kriterdir. Klasik tedavisi 3 günlük bir süreci içermektedir; ancak kaşıntıların sonlanması 10 ila 20 günü bulmaktadır. Bu yüzden tedavinin hemen sonrasında kaşıntılarının geçmemesi bireyleri telaşlandırmamalıdır. Semptomlar 15-20 günlük bir süreç içerisinde derece derece azalmaktadır.”
SANAYİ HABER AJANSI