CMG muhabiri Zhi Wuyan'a göre, TürkAkım doğal gaz boru hattı, geçtiğimiz günlerde Ukrayna kaynaklı olduğu düşünülen bir saldırıya uğradı. Rusya, Ukrayna ordusunun TürkAkım’ı İHA’larla hedef aldığını bildirdi.
CMG muhabiri Zhi Wuyan değerlendirmesinde “Rusya ve Ukrayna arasındaki doğal gaz tedarik anlaşmasının ocak ayında rafa kaldırılması, Kuzey Akım doğal gaz boru hattına daha önce de sabotaj düzenlenmesi ve Yamal-Avrupa boru hattının Rusya tarafından kapatılmasıyla birlikte TürkAkım, Rus doğal gazını Avrupa’ya taşıyan tek kanal hâline geldi. Peki TürkAkım bile güvende değilse, Avrupa’nın enerji güvenliği nasıl korunacak?
Ukrayna krizi yaklaşık 3 yıldır devam ederken, burada enteresan bir durum göze çarpıyor. Cephede savaş tüm ciddiyetiyle sürerken, Ukrayna üzerinden Avrupa’ya giden doğal gaz boru hatları Ocak 2025’e kadar çalışmaya devam etti.” ifadelerini kullandı.
CMG muhabiri Zhi Wuyan'ın değerlendirmesi şu şekilde:
“Rusya’nın Avrupa ülkelerine sağladığı doğal gazın yüzde 80’i, Ukrayna’daki Soyuz ve Bratsvo boru hatlarından geçiyordu. Bu durum, en az iki önemli noktayı yansıtıyor: Bunlardan ilki, ekonomik menfaatler. Ukrayna, söz konusu iki boru hattı sayesinde yılda yaklaşık 800 milyon dolar gelir elde etti. Rusya da doğal gaz ticaretiyle 5 milyar dolar kazandı. Avrupa ise bu sayede Rusya’dan ucuz doğal gaz satın alabildi. Üç taraf da doğal gaz akışının kesilmesini istemedi.
İkinci olarak, Ukrayna krizinde gerçekten kritik bir döneme girildi. Ukrayna, doğal gazın kesilmesiyle savaşta kendine avantaj sağlamayı istiyor. Fakat, Ukrayna’nın doğal gaz tedarikini kesmesi ve TürkAkım’ın saldırıya uğraması, Avrupa’nın enerji güvenliğini önemli bir kavşağa getirdi.
AB yetkililieri ve birlik ülkelerinden kimi politikacılar, AB ve Rusya arasındaki enerji işbirliğinin durdurulmasını siyasi başarı olarak nitelendiriyor. Nitekim AB Komisyonu Basın Sözcüsü Anna-Kaisa Itkonen, yaptığı açıklamada, Moskova’dan kömür, petrol ve doğal gaz tedarikinin kısıtlanmasıyla Rusya’nın Avrupa’nın enerji sistemini kontrol etmesinin sona erdiğini ifade etti.
Rusya’nın geride kalan 50 yıldan fazla sürede Avrupa’ya sağladığı petrol ve doğal gazı siyasi etki aracı olarak kullandığı inkar edilemez bir gerçek. Ancak, bu durumu Rusya’nın Avrupa ülkelerine yaptığı tek taraflı bir baskı olarak değil de Rusya ve AB’nin enerji alanındaki karşılıklı bağımlılığı şeklinde değerlendirmek daha doğru olur.
Avrupa ülkeleri, Rusya’dan ucuza aldığı doğal gaz sayesinde kalkınmasını sürdürdü. Rusya ise doğal gaz ticaretinden büyük döviz geliri kazandı. Batı basını, Kuzey Akım projesini eski Almanya Başbakanı Angela Merkel’in en önemli siyasi mirası olarak tanımlamıştı.
Enerji işbirliğinin durmasından en fazla zarar gören şüphesiz ki Avrupa olacak. Son yıllarda Avrupa ekonomisinin büyüme hızı yavaşladı, kıtada enflasyon yükseldi ve bunun en büyük nedenlerinden biri enerji fiyatlarının artması oldu. Rusya ise doğal gaz gelirlerinin bir kısmını kaybedecek. Aynı zamanda, yıllık 800 milyon dolarlık transit gelirinden olan Ukrayna da ekonomik olarak büyük bir darbe alacak.
Avrupa ile Rusya arasındaki enerji işbirliğinin durmasını en çok destekleyen ve bundan en çok yarar gören ise ABD. ‘‘Gazsız kalma’’ korkusuyla Avrupa ülkeleri, ABD’den sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) satın almak için daha yüksek meblağlar ödemek zorunda kalıyor. Açıklanan verilere göre, 2024 yılının aralık ayında Avrupa’nın LNG ithalatı 10,89 milyon tona ulaştı ve bunun yarısından fazlası ABD’den geldi.
Şu an, Avrupa ülkeleri için daha ciddi bir sorun zuhur ediyor: AB enerji alanında ABD’ye bağımlı hâle gelirse, eskisinden daha mı güvenli olacak? “Önce Amerika” politikasını uygulayan Trump’ın, Biden’den daha açgözlü ve tehlikeli olduğunu unutmamak gerek. Trump, sadece Avrupa ülkelerinin parasını değil, Grönland örneğinde olduğu gibi topraklarını da istiyor. “
SANAYİ HABER AJANSI