Zorluklara rağmen Çin’in dış ticaretindeki dayanıklılığın sırrı

CGTN muhabiri Chen Tingyao'nun haberine göre, Çin Gümrükler Genel İdaresi tarafından dün açıklanan verilere göre, Çin’in bu yılın ilk çeyreğinde mal ticaretindeki ithalat ve ihracat hacmi yıllık bazda yüzde 1,3 artışla 10 trilyon 300 milyar yuana ulaştı. Bu dönemde, ihracat yüzde 6,9 oranında bir artış gösterdi. Bloomberg gibi yabancı medya kuruluşları, ABD'nin ek gümrük vergilerinin küresel ticaret düzenini altüst ettiği bir dönemde, Çin’in ticaret verilerinin beklentilerinin üzerine çıkmasının ve dış ticaretinde dayanıklılığın korunmasının büyük bir başarı olduğunu belirtti.

İthalat kısmında bir düşüş gözlense de, Çin’in sanayi üretimi hızlı bir şekilde büyüdü ve tüketici pazarı da istikrarlı bir şekilde canlandı. Örneğin, yemeklik yağ ithalatı yıllık bazda yüzde 12,1 artarken, kuru ve taze meyve ithalatı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,3 oranında arttı. Bundan görülüyor ki, Çin, dünyanın ikinci büyük ithalatçısı olarak hâlâ büyük bir potansiyele sahip.

Peki, dış zorluklara rağmen Çin’in dış ticaretindeki dayanıklılık nasıl korunabiliyor? Çin Renmin Üniversitesi’nden Profesör Wang Xiaosong, bu dayanıklılığın temelinde Çin ekonomisinin sahip olduğu sağlam temeller ve güçlü sanayi ile tedarik zincirlerinin yattığını belirtti.

2025’in ilk çeyreğinde ASEAN, Çin’in en büyük ticaret ortağı olmaya devam etti. Çin’in ASEAN ülkeleri ile yaptığı dış ticaret hacmi yıllık bazda yüzde 7,1 artarak, ülkenin toplam dış ticaretindeki oranı yüzde 16,6’ya yükseldi. Çin’in AB ile dış ticareti de yıllık yüzde 1,4 arttı. Çin ile Kuşak ve Yol işbirliğine katılan ülkeler arasındaki ticaret hacmi ise yüzde 2,2 oranında arttı ve Çin’in toplam dış ticaretinin yüzde 51,1’ini oluşturdu. Trump yönetiminin tarifelerine rağmen, Çin-ABD ticaretinde yılın ilk çeyreğinde yüzde 4’lük bir büyüme sağlandı. Bu, Çin-ABD ekonomik ve ticari işbirliğinin güçlü içsel itici güçlere sahip olduğunu ve tarifelerle durdurulamayacağını gösteriyor.

Dış ticareti teşvik eden bir dizi politikanın hayata geçirilmesiyle de, Çin’in dış ticaretindeki dayanıklılık daha da pekiştirildi. Son 5 yılda, yabancı sermayeli işletmeler Çin’in dış ticaretinde giderek daha önemli bir rol oynamaya başladı. Verilere göre, yabancı sermayeli işletmelerin gerçekleştirdiği ithalat ve ihracat, Çin’in toplam dış ticaretinin yaklaşık üçte birini oluşturuyor. Yılın ilk çeyreğinde ithalat ve ihracat yapan yabancı sermayeli işletme sayısı 67 bini aştı.

ABD’nin nisan ayından itibaren tüm ticaret ortaklarına uyguladığı “karşılıklı tarifeler” küresel ticareti olumsuz etkilerken, Çin, iç ve dış ticaretin entegrasyonunu hızlandırma ve dışa açılmayı kararlılıkla genişletme yolunda adımlar atmaya devam ediyor.

Dünya, ticarette korumacılığın çıkış yolunun olmadığını ve parlak bir geleceğin ancak dışa açılma ve işbirliği ile yaratılabileceğini daha da iyi anlayacak. 

SANAYİ HABER AJANSI