2022 YILI SANAYİ VE HİZMET İSTATİSTİKLERİ

Yayınlama: 08.12.2023
23
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

Ülkelerin gelişmesi, ekonomik büyüme sağlaması, dış ticaret açığının kapanması hatta fazla vermesi, merkez bankası döviz rezervlerinin çoğalması, devletin vergi gelirlerinin artması, işsizliğin azalması, istihdamın yükselmesi, ihracatın artması, global pazarlarda etkinlik kazanması, uluslararası alanda rekabet kurallarına uyumu gibi faktörler yapılan üretime bağlıdır. Üretmeden tüketen toplumlarda yani dış ticaret açığı veren ülkelerde döviz açığı olağan bir sonuçtur.

Üretim işletmeleri ise sürekli büyümek, teknolojiye ayak uydurmak, yeni ürünler üreterek ürün gamını çoğaltmak, ihracat olanaklarını en verimli şekilde kullanmak, üretim özelliklerine göre makine ve teçhizat yatırımı yapmak zorundadır. Tabii ki tüm bunları gerçekleştirebilmek için ilk önce koşullara uygun fabrika binası ve insan kaynaklarına ihtiyaç olduğunu unutmayalım. Ülkemizde birçok organize sanayi bölgesi olmasına rağmen birçok üretim işletmesinin bina sorunu devam etmektedir. Sorunun çözümü için verilen devlet kredilerinin daha da genişletilmesi, daha da ötesi fabrikaların devlet tarafından inşa edilerek ucuz oranlı ve uzun vadeli ödeme koşulları ile sanayicilere verilmelidir.

Yukarıda saymaya çalıştığım büyüme kriterlerinin gerçekleşebilmesi için ise ek kaynak ihtiyacı olacağı aşikardır. İşte ek kaynak bankalardan sağlanan kredilerdir. Hükümetin yaklaşık üç yıl önce düşük faiz yüksek kur sistemine geçerken uygulamaya koymak istediği ve adına Türkiye modeli denilen üretim ve ihracat odaklı, cari açığın azaltılmasına yönelik model son derece önemli, son derece doğru bir yaklaşımdır. Ancak gidilen yol tartışmalıdır ve üç yıl sonra düşük faiz politikasından vaz geçilmiştir.

Düşük faiz politikasına geçilmesinin temel amacı ülkede üretim kaynaklarının en verimli şekilde kullanılmasını sağlamak, girişimcileri üretime teşvik ederek ihracatı arttırmaktı. Üretim maliyetlerini azaltmak için ise düşük faizli kredilerin üreticiye sağlanması yoluyla üretim maliyetlerinin düşmesine yardımcı olarak enflasyonla mücadeleyi kontrol altına almaktı. Uygulamada ise söz konusu krediler hiçbir zaman sanayiciye ulaşmadı. Yani amacına uygun kullanılmadı hatta faizler yükseldiğinden üretim maliyetleri arttı ve enflasyon olarak karşımıza çıktı. Bankalar ise tarihinde görülmemiş oranda kar ettiler ve ekonomik büyümede en büyük payı aldılar.

Ekonomik büyümenin sağlanabilmesi için üretimin önemini her platformda dile getirmeye çalışıyoruz. Ancak üretimi de sıradan değil, katma değeri yüksek, teknolojiye uygun ürünler üretmek zorundayız. Günümüzde yapılan üretime ait hammadde ve ara malın yaklaşık yüzde ellisi yurt dışından ithalat yoluyla tedarik edilmektedir ve doğal olarak paramız yurt dışına gitmektedir. Döviz kurları da yüksek olunca ödediğimiz para değeri de yukarıda olacağından üretim maliyetlerine yansımakta ve enflasyon olarak karşımıza çıkmaktadır. Devlet, ithal ikame ürünlerin üretimi için kredi ve başka destekler vermektedir ama bunun denetimleri yapılmalı, kredilerin doğru adrese verilmesi, amacına uygun kullanılmasının sağlanması gerekir.

Yurt içi üretici fiyat endeksinin yüksek olması üretim işletmelerinin kredi ihtiyaçlarının çoğalmasına sebep olan diğer bir etkendir. Çünkü üretim gerekli faktörlerin bir araya getirilerek ortaya bir ürün çıkarma işlemidir ve her bir aşaması son derece zor bir süreçtir. Üretim faktörlerinde yaşanan fiyat hareketleri hem kaynak gereksinimini arttıracak hem de üretim maliyetlerinin yükselmesine sebep olacaktır. TÜİK tarafından açıklanan temmuz ayı enflasyon oranları incelendiğinde ocak ayından bu yana devam eden ve baz etkisiyle oluşan aşağı yönlü hareket sona ermiş, yerini yükseliş trendine bırakmıştır. Bunda en büyük etken birbiri ardına yapılan başta akaryakıt ürünleri olmak üzere fiyat artışlarıdır. Akaryakıt ürünlerinin artması demek tüm sanayi ürünlerine zam demektir.

Ülkemizin ihracat rakamları her geçen dönem artmasına rağmen ithalat seviyesini geçememektedir. Bunun temel nedeni dışa bağımlı olduğumuz akaryakıt, enerji, doğalgaz gibi olmazsa olmaz temel ihtiyaçlarımızı ithalat yoluyla tedarik etmemiz ve üretimde kullanılan yarı mamul ve hammaddeleri kendimiz üretememektir.

2022 yılı sanayi ve hizmet istatistikleri TÜİK tarafından yayınlandı. Buna göre;

Girişim sayısı ve istihdamda en yüksek payı hizmet sektörü oluşturdu

Geçici sonuçlara göre 2022 yılında faal olan girişimlerin %43,7’si hizmet sektöründe, %36,1’i ise ticaret sektöründe yer aldı. İstihdamda ise hizmet sektörü toplam istihdamın %38,3’ünü oluştururken sanayi sektörünün istihdam payı %28,7 oldu.

Ciroda en yüksek payı ticaret sektörü aldı

Ticaret sektörü ciroda %43,0’lık pay ile ilk sırada yer aldı. Girişimlerin en fazla yer aldığı ve istihdam payı en yüksek olan hizmet sektörünün ciro payı %15,0 iken, sanayi sektörünün ciro payı %37,1 oldu.

Türkiye geneli üretim değerinde en yüksek değeri imalat aldı

2022 yılında üretim değeri imalatta 10 trilyon 312 Milyar TL, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımında 2 trilyon 381 milyar TL, ticarette 2 trilyon 358 milyar TL, ulaştırma ve depolamada 1 trilyon 940 milyar TL, inşaatta 1 trilyon 732 milyar TL olarak gerçekleşti.

Ciroda en yüksek payı 250+ büyüklük grubu aldı

2022 yılında ciro payının %36,0’ını 250+ büyüklük grubu, %23,1’ini 1-9 büyüklük grubu, %19,7’sini 10-49 büyüklük grubu ve %21,2’sini ise 50-249 büyüklük grubu oluşturdu. İstihdamda ise %37,3’ünü 1-9 büyüklük grubu, %26,7’sini 250+ büyüklük grubu, %19,6’sını 10-49 büyüklük grubu ve %16,4’ünü ise 50-249 büyüklük grubu oluşturdu.

2022 yılında aktif girişim sayısı 3 784 760 olarak gerçekleşti

Geçici sonuçlara göre 2022 yılında ciro 36 trilyon 904 milyar TL, üretim değeri 22 trilyon 13 milyar TL, faktör maliyetiyle katma değer 5 trilyon 606 milyar TL olarak gerçekleşirken mal ve hizmetlerin toplam satın alışları 33 trilyon 954 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. İstihdamda ise 18 648 027 kişi olarak gerçekleşti.

İmalat sanayindeki girişimlerin %56,4’ü düşük teknoloji faaliyetlerinde yer aldı

Düşük teknoloji faaliyetlerinde yer alan bu girişimler, istihdamın %51,2’sini, cironun ise %35,2’sini oluşturdu.

AÇIKLAMALAR

Haber bülteninde sanayi; madencilik ve taş ocakçılığı, imalat, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı ile su temini, kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme sektörleri olarak gruplandırılmıştır.

Haber bülteninde ticaret; toptan ve perakende ticaret, motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımını ifade etmektedir.

Haber bülteninde hizmet; ulaştırma ve depolama, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri, bilgi ve iletişim, gayrimenkul faaliyetleri, mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler, idari ve destek hizmet faaliyetleri, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri, kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor ile diğer hizmet faaliyetleri olarak gruplandırılmıştır.

Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.