2023 ULUSLARASI HİZMET İSTATİSTİKLERİ

Yayınlama: 26.11.2024
4
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

Milli gelir, bir dönem içinde ülkede üretilen mal ve hizmetlerin toplamıdır. Fert başına milli gelir ise, ülke milli gelirinin nüfusa bölünmesi ile elde edilir.

Milli gelirin yükselmesi, ancak ve ancak üretim kaynaklarının doğru kullanılarak, katma değeri yüksek, yükte hafif, pahada ağır teknolojiye uygun üretim modellerinin çeşitlendirilmesi gerekir. Millî gelir ve fert başına milli gelir ne kadar yüksek ise halkın refah seviyesi de o kadar yüksek olacaktır. Çünkü iktisat kuralı olarak kişinin geliri arttıkça harcamaları da artar. Gelir artışı aynı zamanda hayat pahalılığını en az düzeyde hissetme, alım gücünün yeterli olması ve enflasyonun üstünde kazanç anlamına da gelir. Millî gelirin dağılımı ise ülkede en önemli konulardan biridir. Halkın büyük kısmı milli gelirin en yüksek payını alıp, geri kalan az nüfus daha az milli gelirden pay alıyorsa o ülkede gelir adaletsizliği söz konusudur. Gelir adaletsizliği olan ülkelerde ise enflasyonu en çok yaşayan, alım gücü en çok düşen, hayat pahalılığının en çok arttığını yaşayan kesim dar ve sabit gelirlilerdir. Hal böyle olunca enflasyon oranları da gelir gruplarına göre değişim gösterebilir. Yani yüksek gelirli kesim harcamalarda son derece rahat iken milli gelirden az pay alan grup enflasyonu daha yüksek hissedecektir.

Gelir dağılımında eşitliğin sağlanamamasının en büyük etkeni yüksek enflasyondur. Dolayısıyla gelir adaletsizliğinin ortadan kalkması için yüksek enflasyonla mücadele gerekecektir. Enflasyonun düşmesi ise yüksek kaliteli üretim başta olmak üzere ihracatın artması, global pazarlarda rekabet kurallarına uyum, ülkeye döviz girdisinin sağlanarak rezervlerin artmasıyla birlikte döviz kurları kontrolünün tamamen merkez bankası tarafından kontrol altına alınması ve gerektiğinde diğer bankalar aracılığıyla piyasaya müdahale yapılması, işsizliğin önlenmesi gibi ekonomik değerlerin istenen seviyede olmasına bağlıdır. Üretmeden tüketen yani ürettiğinden çok tüketen ülkelerde dış ticaret açığı oluşması olağandır ve sürekli olarak döviz açığı oluşacaktır. Döviz açığını kapatmak için dış kaynaklara ihtiyaç duyulur ve bu da bir maliyettir. Dolayısıyla ekonomik anlamda gelişme ve büyüme için enflasyonla mücadele edilmeli ve en önemlisi üretim kaynakları doğru kullanılmalıdır.

Ülkelerin birbiri ile borç ilişkilerinde kullanılan CDS primi ne kadar düşükse kredi maliyeti de o kadar düşük olacaktır.CDS primi ise ekonomik güven endeksi ile ters orantılıdır. Yani ekonomik güven endeksi ne kadar yüksek ise CDS primi de o kadar düşük çıkacaktır. Geçtiğimiz süreçte 800 puana kadar çıkan CDS primi günümüzde 270 seviyelerine düşmüştür. Eskiden kredi maliyet oranının üstüne 8 puan ek maliyet gelirken günümüzde bu ek maliyet %2,7 ye kadar gerilemiştir.

Milli gelirin yükselebilmesi için en başta sanayide ithal ikame ürünler üretmek, sıkı ve sürdürülebilir bir tarım politikası acilen uygulamaya geçirilmelidir. Hükümetin sanayi ve tarım sektörüne verdiği destekler tekrar gözden geçirilmeli, verilen kredilerin doğru alanda kullanımı sıkı bir denetim altına alınmalıdır. İthal ikame ürünleri kendimiz ürettiğimiz zaman dışarıya giden paramız azalacak, ithalatımız hız kesecek, ihracatımız da artacağı için milli gelirimiz yükselecek ve halkın refah düzeyi artacaktır. Ayrıca yapılan ihracat bedeli yüksek miktarda ise döviz rezervimiz de o kadar artacak böylece döviz kurlarını kontrol altında tutmak kolaylaşacaktır. Bu da bir yerde enflasyonun yükselişini frenleyecektir.

Ülkemizde maalesef milli gelir dağılımında sorunlar yaşanmaktadır. Halkın büyük bir bölümü milli gelirden yüksek oranda pay alırken az bir çoğunluk düşük pay almaktadır. Bu da gelir dağılımında adaletsizlik olduğu sonucunu doğurmaktadır. Örneğin dar ve sabit gelirlilerin diğer zengin gruplara göre yaşadığı enflasyon farklı değerlendirilmelidir. Çünkü harcamalar gelir seviyesine göre farklılık gösterecek dar gelirli alışverişi son derece kısıtlı koşullarda yaparken, gelir düzeyi yüksek kesim çok daha rahat alışveriş yapabilmektedir. Hâlbuki milli gelir eşit düzeyde dağıtılsa bu tür sorunlar yaşanmayacaktır.

Yukarıda hep milli gelirden bahsettik. Bilindiği üzere ithalat, ihracattan yüksek ise o ülkede DIŞ TİCARET açığı oluşmuş demektir. Dış ticaret açığının düzelmesi için bir de hizmet üretim miktarı da artmalıdır. İşte hizmet üretiminin de eklenmesi ile CARİ AÇIK elde edilir ve bu durumda hizmet ihracatının yüksek seviyelerde olması cari açığın azalmasında yardımcı olacaktır.

Hizmet ihracatına konu olan sektörler aşağıdaki şekilde sıralanabilir.

*Başkasına ait fiziksel girdiler için imalat hizmetleri

*Bakım ve onarım hizmetleri

Taşımacılık

*İnşaat

*Sigorta ve emeklilik hizmetleri

*Finansal hizmetler

*Fikri mülkiyet hakları kullanım ücretleri

*Telekomünasyon, bilgisayar ve bilgi hizmetleri

*Diğer iş hizmetleri

*Kişisel, kültürel ve eğlence hizmetleri

*Resmi hizmetler (Devlet hizmetleri)

Şeklinde sıralanabilir.

Yukarıdaki hizmet faaliyetlerin büyüklükleri hizmet ihracatımızı tabii ki doğal olarak arttıracaktır.

Aşağıda 2023 yılına ait Uluslararası Hizmet Ticareti İstatistikleri bilgileri TÜİK ndan alınmıştır.

Hizmet ihracatı 2023 yılında 56,5 milyar dolar, ithalat ise 41,4 milyar dolar olarak gerçekleşti

Uluslararası hizmet ticareti istatistiklerine (seyahat hariç) göre, hizmet ihracatı 2022 yılında 47,4 milyar dolar iken 2023 yılında %19,2 artarak 56,5 milyar dolar oldu. Hizmet ithalatı ise 2022 yılında 35,9 milyar dolar iken 2023 yılında %15,3 artarak 41,4 milyar dolar oldu.

Hizmet ihracatı içerisinde en büyük payı %68,9 ile taşımacılık hizmetleri aldı

Genişletilmiş ödemeler dengesi hizmetler sınıflamasına göre taşımacılığın toplam ihracat içindeki payı 2022 yılında %74,2 iken 2023 yılında %68,9 oldu. İkinci sırada yer alan “diğer iş hizmetlerinin 2022 yılında %8,4 olan payı 2023’te %9,8 oldu. Hizmet ihracatında 2023 yılında üçüncü sırada %7,5 pay ile “telekomünikasyon, bilgisayar ve bilgi hizmetleri” sektörü yer aldı.

En fazla hizmet ticareti Avrupa Birliği ile yapıldı

Avrupa Birliği ülkelerine 2023 yılında yapılan hizmet ihracatı 21 milyar 860 milyon dolar, diğer Avrupa ülkelerine yapılan ihracat ise 8 milyar 607 milyon dolar oldu. İthalatta 2023 yılında Avrupa Birliği ülkelerinden yapılan ithalatın 18 milyar 648 milyon dolar, diğer Avrupa ülkelerinden yapılan ithalatın da 4 milyar 903 milyon dolar olduğu görüldü.

Avrupa Birliği ülkeleri 2023 yılında, Türkiye’nin hizmet ihracat ve ithalatında başı çeken ülke grubu oldu. Avrupa Birliği ülkeleri, %38,7 ile toplam hizmet ihracatı içinde en büyük paya sahip ülke grubu oldu. Toplam hizmet ithalatının ise %45,0’ı Avrupa Birliği ülkeleri ile yapıldı.

Hizmet ihracatında ilk sırayı Almanya, ithalatında ise İrlanda aldı

Hizmet ihracatında 2023 yılında toplam ihracatın %29,3’ü Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık ile gerçekleşti. Hizmet ihracatında %12,4’lük payla ve 6 milyar 987 milyon dolarlık ihracatla ilk sırayı Almanya alırken ikinci sırada %10,1’lik payla Amerika Birleşik Devletleri, üçüncü sırada ise %6,8’lik payla Birleşik Krallık yer aldı.

İthalatta ise 2023 yılında %8,7’lik payla ve 3 milyar 594 milyon dolarla ilk sırayı İrlanda alırken ikinci sırada 3 milyar 410 milyon dolar ve %8,2’lik payla Amerika Birleşik Devletleri, üçüncü sırada ise %8,1’lik pay ve 3 milyar 341 milyon dolarla Almanya yer aldı.

AÇIKLAMALAR

Uluslararası hizmet ticareti, yerleşik ve yerleşik olmayan gerçek veya tüzel kişiler arasında yapılan hizmet ticaretidir.

Uluslararası Hizmet Ticareti İstatistiklerinin bir alt başlığı olan “seyahat” bu haber bülteni ile sunulan istatistiklerde yer almamaktadır. TÜİK tarafından turizm istatistikleri kapsamında derlenen seyahat hizmetleri ihracat ve ithalat değerleri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Ödemeler Dengesi İstatistiklerinde yer almaktadır.

Uluslararası Hizmet Ticareti İstatistiklerinde, 31022 sayılı (mükerrer) resmî gazetede yayımlanan İstatistiki Sınıflamalar Yönetmeliği’nde yer alan “Genişletilmiş Ödemeler Dengesi Hizmetler Sınıflaması (EBOPS)” kullanılmıştır.

Ülke grubu sınıflaması olarak Avrupa Birliği’nin coğrafi sınıflama kodlarına uygun olarak üretilen ulusal coğrafi sınıflama kullanılmıştır.

Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI / TUİK

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.