MART AYI KÜMES HAYVANCILIĞI ÜRETİMİ

Yayınlama: 24.05.2024
21
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

Bir tarım ülkesi olan ülkemizde maalesef hayvancılık sektörü istenen düzeyde değil ve sorunlar her geçen gün artmaya devam ediyor. Yüksek enflasyondan etkilenerek küçülme eğilimine giren hayvancılık sektörünün zayıflaması nedeniyle süt ve süt ürünleri üretimi de yüksek maliyetlere maruz kaldığı için olumsuz yönde etkilenmektedir.

Öncelikle yem fiyatlarının yükselmesi, meraların azalması, köyden kente göç nedeniyle hayvancılık ülkemizde gelecek süreç için önlem alınması gereken konular arasındadır. Yazılı ve görsel basından öğrendiğime göre et ithalatı tekrar gündeme alınmış. Yüksek fiyatlarla rekabet edebilmek için başta hububat ürünleri olmak üzere hemen ithalat çözümmüş gibi bir yol izliyoruz. Paramızın yurt dışına gitmesi bir yana dış ticaret açığımız da yükselmiş oluyor.

Hayvancılık deyince akla doğal olarak et ve süt geliyor. İçinde bulunduğumuz dönemde ikisinin de fiyatı el yakıyor ve ikisine de sık sık zam geliyor. Ekonomik darboğazda olan birçok aile, çocuğuna süt veremiyor. Daha da ötesi depremde enkazdan çıkan bir çocuğun et yemeği istemesi, karne hediyesi olarak da başka bir öğrencinin et istemesi fazla yoruma neden bırakmıyor.

Hayvancılık, genel olarak bakıldığında son derece zor ve birçok fedakârlık gereken sektörlerden biridir. Genellikle köylerde olmak üzere hayvancılık üretimi ile iştigal eden girişimciler tüm aile bireyleriyle birlikte, gece gündüz demeden çalışmak zorundadır.

Tarımda olduğu gibi kümes hayvancılığı ile uğraşan girişimciler, kazanç elde edemedikleri için işlerinden vazgeçme eğilimindedir. Bunların birçoğu kesime gittiğinden dolayı yumurta üretimi de azalmış, fiyatları da sürekli olarak yükselmiştir. İçinde bulunduğumuz aylarda üreme dönemi olduğu için şubatta kümes hayvancılığı üretimi çoğalmıştı. Mart ayında da aşağıda TÜİK ndan aldığım bilgilere göre gene artıştadır. Dolayısıyla kümes hayvancılığı sektörü her geçen gün kaybetmektedir. Tarım ve hayvancılığı gelişmesi için bu iki sektöre verilen destekler arttırılmalı, yeni yapılacak girişimler için kredi desteği arttırılmalıdır.

Hayvancılık, genel olarak köylerde yapıldığı için veteriner kontrolü çok zor hatta imkansızdır. Hayvanların hastalıklarına çözüm, aşılar gibi problemler hayvan sahipleri tarafından ilkel yöntemlerle yapılmaktadır. Olaya bu bağlamda baktığımızda her köye bir veteriner, bir ziraat mühendisi veya teknikeri atanmalı, bu sayede sektörün problemlerine yerinde çözüm aranmalıdır. Fakat 1,4 trilyon TL bütçe açığı verdiğimiz ve tasarruf tedbirlerinin gündemde olduğu bir ortamda son derece zor bir konudur. Doğal olarak devlet bütçesinin yeterli olması zorunluluktur.

Tavuk eti ve yumurtası insanların alması gereken besin maddelerinin temelinde yer almaktadır. Protein bakımından zengin olduğu için bazı hataların da şifa kaynağı olduğu (diyaliz hastası olduğum için biliyorum.) özellikle çocukların olmazsa olmaz besinlerinden biridir. Ancak içinde bulunduğumuz ekonomik kriz döneminde bir taraftan gelirlerin azlığı diğer taraftan fiyatların sürekli olarak yükselmesi öncelikle emekliler, dar ve sabit gelirliler olmak üzere birçok aile yoksullaştığında dolayı ulaşılması son derece zor bir hal almıştır. Daha da ötesi bazı aileler ekonomik zorluklardan dolayı çocuklarına bile yedirmekte zorlanmaktadır. Yumurtada yapılan ağırlık hileleri de yazılı ve görsel basında izlenmektedir.

Enflasyon dönemine girmeden önce öncelikle öğrenciler olmak üzere tavuk bazlı yiyecekler (tavuk döner) en ucuz formüllerden biri idi. Günümüzde ise durdurulamayan fiyatlar nedeniyle tercih edilmemeye başlamıştır.

Aşağıda TÜİK’dan aldığım mart ayı kümes hayvancılığı bilgilerini okuyabilirsiniz.

Tavuk eti üretimi 204 bin 912 ton, tavuk yumurtası üretimi 1,79 milyar adet olarak gerçekleşti

Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, tavuk yumurtası üretimi %3,6 arttı, kesilen tavuk sayısı %3,4 arttı, tavuk eti üretimi %2,7 arttı, hindi eti üretimi %16,9 arttı. Ocak-Mart döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, tavuk yumurtası üretimi %5,7 arttı, kesilen tavuk sayısı %7,3 arttı, tavuk eti üretimi %7,5 arttı, hindi eti üretimi %26,5 arttı.

Bir önceki ay 201 bin 680 ton olan tavuk eti üretimi mart ayında %1,6 oranında artarak 204 bin 912 ton oldu.

Bir önceki ay 1 milyar 733 milyon 464 bin adet olan tavuk yumurtası üretimi mart ayında %3,3 oranında artarak 1 milyar 790 milyon 81 bin adet oldu.

AÇIKLAMALAR

Bu haber bültenindeki istatistikler ticari olarak faaliyet gösteren kanatlı işletmelerinin tamamına aylık olarak uygulanan anket çalışmasından elde edilmektedir. Anket kapsamına hane halkı yetiştiriciliği (köy tavukçuluğu) dâhil değildir.

Kaynak: TÜİK

Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI

Yazarın Son Yazıları
BLOKZİNCİR Son yıllarda finans dünyasından lojistiğe, sağlıktan kamu yönetimine kadar geniş bir alanda “blok zincir” adı sıkça duyulmaya başladı. Kimi uzmanlar onu internetten sonraki en büyük devrim olarak tanımlıyor. Peki blok zincir (Blockchain) nedir? Neden bu kadar önem kazandı? Ve gelecekte hangi alanlarda hayatımızı köklü şekilde değiştirebilir? Blok zincir, en basit ifadeyle, verilerin şifrelenmiş bloklar hâlinde tutulduğu ve bu blokların birbirine zincir gibi bağlandığı, merkezi olmayan bir kayıt sistemidir. Bu sistem, verileri tek bir otorite yerine dağıtılmış bilgisayar ağlarında saklar. Böylece kayıtlar değiştirilemez, manipüle edilemez ve şeffaf bir biçimde doğrulanabilir. Blok zincir, adını aldığı “blok” yapısı ile çalışır. Her blok; belirli sayıda işlemin kaydını, zaman damgasını ve bir önceki bloğun şifrelenmiş özetini (hash) içerir. Bu yapı, zincirin bütünlüğünü korur. Bir bloğun verisi değiştirilmeye çalışıldığında, bu değişiklik tüm zinciri bozar. Sistem ise bu uyumsuzluğu hemen fark eder. Bu nedenle blok zincir, sahteciliğe ve veri manipülasyonuna karşı son derece dayanıklıdır. Teknik olarak, blok zincirin en önemli özellikleri şunlardır: Merkeziyet sizlik: Tek bir sunucuya bağlı değildir; ağın her katılımcısı verinin bir kopyasına sahiptir. Şifreleme: Güvenlik, gelişmiş kriptografi yöntemleri ile sağlanır. Değiştirilemezlik: Bir kez kayıt edilen veri geriye dönük olarak silinemez veya değiştirilemez. Şeffaflık: Tüm işlemler, ağdaki herkes tarafından doğrulanabilir. Bitcoin’den Ötesi: Kullanım Alanlarının Çeşitlenmesi Blok zincir, kamuoyunun ilgisini ilk olarak 2009’da Bitcoin ile çekti. Satoshi Nakamoto isimli anonim bir kişi veya grup tarafından geliştirilen Bitcoin, blok zincir teknolojisinin ilk büyük uygulaması oldu. Ancak teknoloji sadece kripto paralarla sınırlı değil. Bugün blok zincir, aşağıdaki alanlarda devrim yaratma potansiyeline sahip: Finans ve Bankacılık: Uluslararası para transferleri, saniyeler içinde ve düşük maliyetle yapılabilir. Lojistik ve Tedarik Zinciri: Ürünlerin üretimden müşteriye kadar tüm süreci izlenebilir. Sağlık Sektörü: Hasta kayıtları güvenle saklanabilir ve yetkilendirilmiş kişilerce erişilebilir. Kamu Yönetimi: Tapu kayıtları, seçim sistemleri ve vergi işlemleri şeffaf hale getirilebilir. Sanat ve Telif Hakları: NFT’ler ile dijital varlıkların mülkiyeti güvenle korunabilir. Avantajlar: Güven, Hız ve Maliyet Tasarrufu Blok zincirin en büyük avantajı, güveni “teknoloji” üzerinden sağlamasıdır. Geleneksel sistemlerde güven, genellikle aracı kurumlar (banka, noter, devlet kurumu vb.) üzerinden inşa edilir. Blok zincirde ise bu güven, matematiksel algoritmalar ve ağın kendi doğrulama mekanizmaları ile sağlanır. Bunun yanı sıra aracıların ortadan kalkması, işlem sürelerini kısaltır ve maliyetleri düşürür. Örneğin, uluslararası para transferlerinde günler süren süreçler, blok zincir ile dakikalar içinde tamamlanabilir. Zorluklar ve Eleştiriler Her yenilik gibi blok zincir de bazı sorunlarla karşı karşıya. Öncelikle, yüksek enerji tüketimi özellikle “iş kanıtı” (Proof of Work) mekanizmasını kullanan sistemlerde çevre açısından eleştirilere yol açıyor. Ayrıca, yasal düzenlemelerin eksikliği ve teknolojinin karmaşıklığı, geniş çaplı benimsenmenin önünde engel oluşturuyor. Bir başka endişe, blok zincir üzerinde yapılan anonim işlemlerin yasa dışı faaliyetler için kullanılabilmesi. Bu nedenle pek çok ülke, blok zincir tabanlı projelere hem teşvik hem de denetim getirecek yasal çerçeveler üzerinde çalışıyor. Geleceğe Bakış: Dönüşümün Eşiğinde Uzmanlar, önümüzdeki 10 yıl içinde blok zincirin internet kadar yaygın bir altyapı haline geleceğini öngörüyor. Özellikle merkeziyet siz finans (DeFi), akıllı sözleşmeler (Smart Contracts) ve metaverse projeleri, bu teknolojinin geleceğini şekillendirecek ana unsurlar olarak görülüyor. Türkiye’de de blok zincir çalışmaları hız kazanıyor. Bankacılık sektörü, ödeme sistemleri ve e-devlet uygulamalarında pilot projeler yürütülüyor. Yerli girişimler hem yazılım hem de donanım tarafında çözümler geliştiriyor. Sonuç Blok zincir, yalnızca teknolojik bir yenilik değil; iş yapma biçimlerimizi, güven tanımlarımızı ve veri yönetim anlayışımızı kökten değiştirecek bir paradigma. Bu sessiz devrim, belki de önümüzdeki yıllarda internetin sağladığı değişimden bile daha derin etkiler yaratacak. Güvenin, hızın ve şeffaflığın temel olduğu bir dünyada, blok zincir teknolojisi hem fırsatlar hem de sorumluluklar sunuyor. Şimdi önemli olan, bu teknolojiyi doğru anlamak, sürdürülebilir ve etik kullanımlar geliştirmek. Çünkü geleceğin dijital dünyasında, zincirin halkası koparsa güvenin tamamı yok olur. ZAFER ÖZCİVAN Ekonomist-Yazar Zaferozcivan59@gmail.com
22.08.2025
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.