Maalesef pandemiyle birlikte bozulan ticaret zinciri, ardından Rusya-Ukrayna savaşı, ülkeler arası gerilimlerle birlikte bölgemizde yaşanan gerilimler risk algısını tetiklerken ülke ekonomimizi olumsuz etkilemiş, geçtiğimiz yıl şubat ayında şehrimizle birlikte 11 ilimizde yaşadığımız deprem bölge ekonomimize darbe vurmuştur.
Buna rağmen kent olarak geçtiğimiz yıl 10 milyar doların üzerinde ihracat yapmayı başardık ve 160 alanda binlerce çeşit üretimimiz ve ihracatımızla sanayiciler olarak tüm zorluklarla mücadele ederek ülkemiz için çalışmaya devam ediyoruz.
Kamu tarafından da küresel sorunlar ve ülkemize özgü problemlerimiz göz önünde bulundurarak çözüme dayalı, her alanda atılım sağlayacak adımlar atılmaya devam edilmeli ve yapısal reformlar hayata geçirilmelidir.
Ekonomi yönetiminin uyguladığı Orta Vadeli Program (OVP) çerçevesinde mali disiplinden kopmadan düzlüğe çıkabileceğimize inanıyoruz. Tabi bu kolay bir süreç değil hepimiz için zorlukları var ancak bunu başardığımızda yüksek enflasyon, yüksek kur ve yüksek faiz gibi sorunlarımızın üstesinden gelebiliriz. Bu sayede en büyük beklentimiz olan istikrar, öngörülebilirlik ve güven ortamının tesisi noktasında mesafe katedebiliriz.
Bu süreçte kamu tarafının da tasarruf kararları ile bu süreçte yer alması gerektiğini çok defa dile getirmiştik. Aslında bu uzun yıllardır kamuoyunun beklentisi olan bir paket oldu. Kamuda tasarruf tedbirleri ve verimlilik konusunda yürütülecek süreç sorunlara çözüm olmakla birlikte, ülkemiz için gelecek adına kalıcı faydalarının olacağına inanıyoruz.
Tabii ilerleyen dönemde içerik ve kapsamındaki eksiklerin tamamlanması ve geliştirilmesi de sağlanmalıdır. Umuyoruz ki bu daralma ve zorlukların sonunda ülke ekonomimiz düzlüğe çıkacaktır. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından pozitif açıklamalar gelmesi de tabi ki sevindiricidir. Bu doğru yolda olunduğunun işaretlerini vermektedir. Reçete acı olsa da Orta Vadeli Programdan taviz vermeden karalılıkla program devam etmelidir.
Bu doğrultuda, teşvik ve desteklerin tasarruf tedbirlerinden ne kadar etkileneceğini ise zaman içerisinde daha net göreceğiz. Aynı sektördeki yığılmaların ve atıl yatırımların önüne geçilmesi açısından farklı sektör yatırımlarına destek verilmesi sanayimizin sağlıklı büyümesine katkı sağlayacaktır. Sanayicilerimiz açısından da Hazine ve Maliye Bakanımızın verdiği mesaj açıktır. Yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm, yapay zeka gibi teknoloji ve yeniliğe açık yatırımlar önümüzdeki dönemde ön planda tutulacaktır.
Bu noktada, Odamız tarafından sanayimizin yeniliklere adapte olabilmesi ve sürdürülebilirliği için çalışmalarımız devam etmektedir.
2019 yılında “Sanayide Dönüşüm Başladı” diyerek dijital dönüşüm hamlemizi başlattık. 2021 yılındaki “Verimlilik ve Yeşil Gelecek” mottomuz oldu. 2022 yılında ise “Yeşil Gelecek” temasıyla çalışmalarımıza hız verdik. Bu yıl da yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm çalışmalarımızı birleştirerek ‘İkiz Dönüşüm’ temasıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çalışmalarımızın temeline çevreye duyarlı üretim ve yüksek teknolojiyi koyduk.
Bu yönde de Gaziantep Sanayi Odası olarak öncü çalışmalar yürüten bir kurumuz. GSO-Mesleki Eğitim Merkezi’mizde firmalarımızın karbon ayak izi ölçümlerini yapıyor, yeşil dönüşüm yol haritalarını belirliyor, firmalarımıza rehberlik ediyoruz. Bugüne kadar da 55 firmanın karbon ayak izini ölçerek yol haritalarını belirledik.
Ülkemizin en büyük model fabrikası olan Gaziantep Model Fabrika da bu sürecin en önemli sacayakları olan yalın üretim, verimlilik ve dijital dönüşüm konularında uygulamalı eğitim veriyor ve mentörlük yapıyoruz.
Ülkemizde bir ilki gerçekleştirerek yeşil OSB hedefiyle, Gaziantep Organize Sanayi Bölgemizin İklim Eylem Planı’nı hazırladık. En başından itibaren yeşil OSB olmasını hedeflediğimiz Ayakkabı Terlik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi için yeşil OSB fizibilite çalışmasını gerçekleştirdik. Sanayide yeşil ve dijital dönüşümü de ilk başaran şehir olarak tüm kentlerimize rol model olmayı hedefliyoruz.
Tabii çalışmalarımıza yapay zeka konusunu entegre etmeli, sanayide ve üretimde robot teknolojilerini çok daha etkin bir şekilde kullanmalıyız. Bu sayede daha verimli, rekabetçi ve katma değerli üretimler gerçekleştirebilir, hata payını azaltabiliriz.
Bugün ülke ekonomimizde yaşanan zorluklar olsa da biz ülkemizin gücüne inanıyoruz.
2023 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı ve 28. dönem milletvekilliği genel seçimlerinin ardından 31 Mart Mahalli İdareler seçimlerini de tamamlayan ülkemizin 4 yıllık bu süreci çok iyi değerlendirmesi gerekiyor.
Depremi yaşamış, zorlukları ve sorumlulukları çok daha fazla olan sanayiciler olarak bizler üretim, ihracat ve istihdamımızla bu sürece katkı vermeye devam edeceğiz.
Ülkemizdeki 12 sanayi odasından birisi ve bölgemizin tek sanayi odası olarak şehrimiz, bölgemiz ve ülkemizin kalkınması için çalışmaya devam edecek, Cumhuriyetimizin ikinci yüz yılında, Türkiye Yüzyılı vizyonuyla yeni hedefler doğrultusunda bayrağı hep birlikte çok daha yukarı taşıyacağız.
Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI