Satın alma gücü paritesi (SAGP) ülkeler arasındaki fiyat seviyesi farklılıklarını ortadan kaldırarak farklı para birimlerinin satın alma güçlerini eşitleyen bir değişim oranı olarak tanımlanır.
Bir kg. Patates Türkiye’de 10 TL, ABD de ise 3 dolar olduğunu kabul edelim. Aylık geliri 10,000 dolar olan bir ABD vatandaşı ayda 10,000/3=3333 kg. Patates alabilir. Bu durumda 3333 kg patates alabilmesi için bir Türk’ün 3333×10=33330 TL aylık gelire sahip olması gerekir.
1 ABD dolarının 30 TL olduğunu hesaba katarsak ABD vatandaşını geliri 30×10000=300,000 TL dir ama Türk’ün aylık geliri 16665/30=555,5 dolar olmaktadır.
Konuyu biraz daha açarak anlatmaya çalışalım;
Farz edelim ki 16,665 TL aylık gelire sahip bir vatandaşımız Amerika’ya gidip parasını dolara çevirdiğinde 16,665/30=555,5 dolara sahip olacak ve bu parayla 555,5/3=185 kg. Patates alabilecektir. Aynı şekilde aylık geliri 10,000 dolar olan Amerikalı ülkemize geldiğinde 10,000×30=300,000 TL’nin sahihi olacaktır ve bu parayla 300000/10=30000 kg patates alabilecektir. Aradaki fark için tam anlamıyla bir uçurum denebilir.
Satın alma gücü paritesi hesaplanırken her iki kişinin de gelirlerini kendi ülkesinde alım yaptığı varsayımına göre yapılır. Bu hesaba göre ABD vatandaşı 10,000 dolar aylık geliri ile3333 kg. Patates alırken Türk vatandaşı ise 16,665 TL aylık geliri ile aynı miktar (1666 kg.) patates alabilmektedir.
Satın alma gücü paritesi=SAPG (Türkiye/ABD) =10/3=3,33 /dolar
Bu formüle göre ABD de bir kg. Patates için 5 dolar ödenmesi gerekirken Türkiye’de 3,33 TL. ödeme yapacaktır.
Yukarıdaki örnekte tek bir ürün için hesaplama yaptık. Ancak bu örneği çok sayıda mal ve hizmet için yaparsak genel olarak satın alma gücü paritesini bulabiliriz. Elde ettiğimiz bu oranı gelire göre hesapladığımızda satın alma gücü paritesine göre gelir hesabını elde etmiş oluruz.
Satın alma gücü paritesini yazdıktan sonra ülkemizde yaşanan enflasyon ve pahalılık konusuna da değinelim.
Döviz kurlarının artması, enflasyonu olumsuz yönde etkilemektedir. En basit ifade ile ülkemizde yapılan üretimin %50 oranında hammadde ve yarı mamul girdileri ithal girdilerle sağlandığından maliyet fiyatlarına mutlaka yansıyacaktır.
Öte yandan enerji maliyetleri de önemli ölçüde sanayi işletmelerini etkilemiştir ve üretim girdi maliyetleri fiyatlara yansıyacaktır.
Satın alma gücü paritesi ülkedeki ekonomi göstergeleri, uygulanan para politikası gibi ekonomik göstergelerle yakından ilgilidir. Yani değişime göre satın alma gücü paritesi değişebilir.
TÜİK tarafından yayınlanan satın alma gücü paritesi (Geçici sonuçlar) aşağıdaki gibidir.
SGP’ye göre kişi başına gayrisafi yurt içi hasıla endeks değeri 73 oldu
Satın alma gücü paritesi (SGP) ayrıntılı olarak tanımlanmış standart bir mal ve hizmet sepetinin farklı ülkelerdeki fiyat oranı olarak tanımlanmaktadır. Böylece ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılıkları giderilmekte ve uluslararası anlamda gerçek fiyat ve hacim karşılaştırmaları yapılabilmektedir.
Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından açıklanan SGP’ye göre kişi başına gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) endeksi 2023 yılı geçici sonuçlarına göre 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesi ortalaması 100 iken, bu değer Türkiye için 73 oldu ve AB ortalamasının %27 altında kaldı.
Karşılaştırmalarda, 27 AB üyesi ülke, 3 Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkesi (İsviçre, İzlanda ve Norveç), 5 aday ülke (Türkiye, Kuzey Makedonya, Karadağ, Sırbistan ve Arnavutluk) ve 1 potansiyel aday ülke (Bosna-Hersek) kapsandı.
Karşılaştırmalarda yer alan 36 ülke arasında SGP’ye göre kişi başına GSYH endeksi en yüksek ülke 239 ile Lüksemburg, en düşük ülkeler ise 35 ile Arnavutluk ve Bosna-Hersek oldu. Kişi başına GSYH endeksinde Lüksemburg AB ortalamasının %139 üzerinde, Arnavutluk ve Bosna-Hersek ise %65 altında değere sahip oldu.
Türkiye’nin 2023 yılı kişi başına fiili bireysel tüketim düzeyi 86 oldu
Ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin karşılaştırılmasında kişi başına gayrisafi yurt içi hasıla temel alınırken, tüketicilerin göreli refah düzeylerinin karşılaştırılmasında kişi başına fiili bireysel tüketim endeksleri daha uygun bir gösterge olarak kabul edilmektedir. Fiili bireysel tüketim, tüketicilerin satın aldığı mal ve hizmetlere ek olarak devlet veya kâr amacı olmayan kuruluşlar tarafından sağlanan (eğitim, sağlık vb.) hizmetleri de kapsamaktadır.
Kişi başına fiili bireysel tüketim düzeyi 27 Avrupa Birliği ülkesi ortalaması 100 iken, Türkiye için 86 oldu ve AB ortalamasının %14 altında kaldı. Karşılaştırmalarda yer alan 36 ülke arasında kişi başına fiili bireysel tüketim değeri en yüksek ülke 138 ile Lüksemburg, en düşük ülke ise 42 ile Arnavutluk oldu.
Türkiye’nin fiili bireysel tüketime ilişkin fiyat düzeyi endeksi 38 oldu
Fiyat düzeyi endeksi, ülkelerin ulusal para birimlerinin karşılaştırmalı olarak döviz kuruna göre alım gücünün göstergesidir. Bir ülkenin fiyat düzeyi endeksi, 100’den büyük ise bu ülke karşılaştırıldığı ülke grubu ortalamasına göre “pahalı”, 100’den küçük ise bu ülke karşılaştırıldığı ülke grubu ortalamasına göre “ucuz” olarak ifade edilmektedir.
Türkiye’nin fiili bireysel tüketime ilişkin fiyat düzeyi endeksi, 2023 yılı geçici sonuçlarına göre 38 oldu. Bu değer, AB ülkeleri genelinde 100 Euro karşılığı satın alınan aynı mal ve hizmet sepetinin Türkiye’de 38 Euro karşılığı Türk Lirası ile satın alınabileceğini gösterdi.
AÇIKLAMALAR
Eurostat tarafından yayımlanan ve bu bültende yer alan veriler, Eurostat ve OECD tarafından ortaklaşa yürütülen Avrupa Karşılaştırma Programı çalışmaları kapsamında hesaplanmaktadır.
Kaynak: TÜİK
Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI