EYLÜL AYI İNŞAAT MALİYET ENDEKSİ

Yayınlama: 04.12.2024
46
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

İnşaat maliyet fiyatları, kira ve konut fiyatları günümüzün en güncel konularından sadece biridir. Çünkü astronomik seviyelere gelen kira ücretler ve ev bulmakta zorlanan büyük kesim, inşaat maliyet endeksinden etkilenen ve geleceğe dönük plan ve program yapamayan vatandaşlarımızın en büyük problemi durumuna gelmiştir.

İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullarda konut sorunu giderek barınma sorunu yönüne doğru evirilmektedir. Maslow’un ihtiyaç teorisinde belirttiği gibi barınma insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için en temel ihtiyaçlarından biridir. Ülkemizde konut ve kiralık ev sorununun en büyük nedeni, geçtiğimiz yıl 6 şubatta yaşadığımız ve yüzyılın felaketi olarak adlandırılan (Allah tekrarını göstermesin) Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizi etkileyen deprem felaketidir. Yüzbinlerce vatandaşımız evsiz kalmış, hükümet tarafından konteynerlere yerleştirilmiş, vatandaşlarımızdan bir kısmı başka şehirlere göç etmek zorunda kalmıştır. Böylesine büyük ve acı bir felaketin yaşanması doğal olarak ekonomiyi olumsuz şekilde etkilemiş hatta 2023 yılında 1,1 trilyon TL lik ek bütçe yapılmasına sebep olmuştur. Dolayısıyla konut ve kiralık ev sorununun en büyük sebebi yaşadığımız bu deprem felaketidir. Bunun dışında ülkemize gelen ve sayıları milyonlarca ifade edilen sığınmacılar,400.000 dolar karşılığı gayrimenkul alan yabancılara vatandaşlık verilmesi, yüksek enflasyon nedeniyle inşaat malzeme fiyatlarının artması, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle ülkemize özellikle güney illerimize gelen yabancılar,  geçen yıl Avrupa’da yaşanan gaz sıkıntısı nedeniyle ülkemizde ikamet etmeyi tercih eden Ruslar, Ukraynalılar, depremden sonra tüm Türkiye’de hız kazanan kentsel dönüşüm projeleri gibi sebeplerdir.

Kentsel dönüşümden bahsetmişken hükûmet, İstanbul’a özel bir yapılaşma sürecinin başlayacağını, bu konuda çalışma yapıldığını ifade etmiştir. İstanbul’un olası bir depremde yaşayacağı olumsuzluklar aşikardır ama ülke genelinde önlem alınması gerekir. Bu konuda TOKİ’nin yarısı bizden kampanyası ödeme gücü olan vatandaşlarımız için bir fırsattır. Ancak yüksek seyreden enflasyon nedeniyle ödeme güçlüğü iyice artmıştır. Çünkü kalite, yapılacak inşaat süresi vd. yönünden en ideali TOKİ tarafından yapılmaktadır.

Kiraların hükümet tarafından %25 artırım oranı ile sınırlandırılması da fiyatların yükselmesinde, ev sahiplerinin ketum davranmasında başka bir faktördür. Çünkü %25 günümüzde komik bir orandır ve bu oran en azından enflasyon verilerine göre belirlenseydi bu kadar istenmeyen olay belki yaşanmayabilirdi. Ancak temmuz ayından itibaren bu yanlış düzeltilmiş ve kira artışlarının enflasyon oranında hesaplanmasını karara bağlamıştır. Bir emekli yıllarca gece gündüz çalışarak bir ev almış ve kiraya vermiş ise doğal olarak rayiç bedeli isteyecektir. Emekli maaşı ile geçinmesi mümkün değildir. Ancak bu kural birkaç tane evi olan kimseler için geçerlidir. Ayrıca sadece İstanbul’da yaklaşık 800.000 tane boş dairenin bulunduğu yazılı ve görsel basında ifade edilmektedir. Öncelikle bunun çözümü aranmalıdır.

Konumuza dönecek olursak inşaat maliyetleri yaşadığımız yüksek enflasyon nedeniyle artmasından dolayı konut fiyatları da yükselme eğilimindedir. Önümüzdeki süreçte maliye ve hazine bakanımız Sn. Mehmet Şimşek’in de belirttiği gibi enflasyon da normal seyredeceği gerçeği de baz alındığında dahi inşaat malzeme fiyatları da artacağından konut fiyatlarının da artacağını söylemek abartı olmaz. Çünkü konut sıkıntısı devam etmektedir ve arz ve talep kanununa göre konut arzının çoğalması gerekir. Yaşadığımız depremden önce hükümet 500000 konut projesini uygulamaya koymuştu ama deprem nedeniyle ertelenmek zorunda kaldı. Diğer taraftan nüfus artışı da konut sorununun diğer bir parçasıdır.

Kooperatifçiliğin tekrar gündeme gelmesi konut sorununu kısmen de olsa çözecektir.1980 li yılları hatırlayalım. Merhum Turgut Özal döneminde yurdun dört bir yanında yaygınlaşan kooperatifler sayesinde tüm gelir gruplarından birçok vatandaşımız ev sahibi olmuştu o dönemde enflasyon bu kadar yüksek değildi ve nüfus bu kadar yoğun değildi ama günümüz koşullarına göre bir sistem geliştirilebilir. Kooperatifler kâr amacı gütmediğinden maliyet fiyatları ile dar ve sabit gelirli vatandaşlarımız başta olmak üzere halkımızın birçoğu bu fırsattan yararlanabilir.

Öte yandan dünya genelinde konut fiyatlarında düşüş yaşanmasına rağmen biz konut fiyat artışında dünya lideri konumundayız. Ancak içinde geçtiğimiz son birkaç ayda konut satışlarının azaldığı bir gerçektir. Bunun en büyük sebepleri kredi faizlerinin aşırı yüksek olması, alım gücünün düşmesidir.

Temmuz, ağustos, eylül aylarında koşullar bu kadar olumsuz olmasına rağmen konut satışları rekor kırmıştır.

Bir diğer sorun da arsa maliyetlerinin, işçilik giderlerinin aşırı yüksek olması ve bunun inşaat maliyetinde en büyük faktör olduğu gerçeğidir. Bu sorunu çözmek için devlet, vatandaşlara ucuz arsa tesis ederek ucuz maliyetli ve uzun vadeli kredilerle desteklemelidir.

İnşaat maliyet endeksi sürekli artış eğilimindedir ve bunun en büyük nedeni arsa maliyetleriyle birlikte işçilik maliyetlerinin yükselmesidir. Çünkü deprem bölgesinde on binlerce proje devam etmektedir ve işgücünün büyük bir bölümü bölgede çalışmaktadır.

İnşaat sektörü her ülkede lokomotif bir önem arz etmektedir. Çünkü yapımı sırasında ve inşaat bitiminde birçok sektör ihtiyaç duyulmakta ve ekonomide canlılık sağlamaktadır. Ancak ekonomik büyüme hesapları yapılırken inşaat sektörünün payının yüksek olması o kadar önemli değildir. Çünkü inşaat ile sağlanan büyüme kalıcı değil, geçicidir. Gerçek büyüme üretimle sağlanmalı ve sürekli olmalıdır.

TÜİK tarafından kamuoyu ile paylaşılan eylül ayı inşaat maliyet endeksi bilgileri aşağıdadır.

İnşaat maliyet endeksi, 2024 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre %0,57 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre %38,93 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi %0,77 arttı, işçilik endeksi %0,18 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi %31,56 arttı, işçilik endeksi %56,68 arttı.

Bina inşaatı maliyet endeksi yıllık %40,59 arttı, aylık %0,78 arttı

Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre %0,78 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre %40,59 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi %1,14 arttı, işçilik endeksi %0,09 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi %33,98 arttı, işçilik endeksi %55,69 arttı.

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi yıllık %33,73 arttı, aylık %0,11 azaldı

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre %0,11 azaldı, bir önceki yılın aynı ayına göre %33,73 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi %0,38 azaldı, işçilik endeksi %0,50 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi %24,50 arttı, işçilik endeksi %60,32 arttı.

Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI

Yazarın Son Yazıları
BLOKZİNCİR Son yıllarda finans dünyasından lojistiğe, sağlıktan kamu yönetimine kadar geniş bir alanda “blok zincir” adı sıkça duyulmaya başladı. Kimi uzmanlar onu internetten sonraki en büyük devrim olarak tanımlıyor. Peki blok zincir (Blockchain) nedir? Neden bu kadar önem kazandı? Ve gelecekte hangi alanlarda hayatımızı köklü şekilde değiştirebilir? Blok zincir, en basit ifadeyle, verilerin şifrelenmiş bloklar hâlinde tutulduğu ve bu blokların birbirine zincir gibi bağlandığı, merkezi olmayan bir kayıt sistemidir. Bu sistem, verileri tek bir otorite yerine dağıtılmış bilgisayar ağlarında saklar. Böylece kayıtlar değiştirilemez, manipüle edilemez ve şeffaf bir biçimde doğrulanabilir. Blok zincir, adını aldığı “blok” yapısı ile çalışır. Her blok; belirli sayıda işlemin kaydını, zaman damgasını ve bir önceki bloğun şifrelenmiş özetini (hash) içerir. Bu yapı, zincirin bütünlüğünü korur. Bir bloğun verisi değiştirilmeye çalışıldığında, bu değişiklik tüm zinciri bozar. Sistem ise bu uyumsuzluğu hemen fark eder. Bu nedenle blok zincir, sahteciliğe ve veri manipülasyonuna karşı son derece dayanıklıdır. Teknik olarak, blok zincirin en önemli özellikleri şunlardır: Merkeziyet sizlik: Tek bir sunucuya bağlı değildir; ağın her katılımcısı verinin bir kopyasına sahiptir. Şifreleme: Güvenlik, gelişmiş kriptografi yöntemleri ile sağlanır. Değiştirilemezlik: Bir kez kayıt edilen veri geriye dönük olarak silinemez veya değiştirilemez. Şeffaflık: Tüm işlemler, ağdaki herkes tarafından doğrulanabilir. Bitcoin’den Ötesi: Kullanım Alanlarının Çeşitlenmesi Blok zincir, kamuoyunun ilgisini ilk olarak 2009’da Bitcoin ile çekti. Satoshi Nakamoto isimli anonim bir kişi veya grup tarafından geliştirilen Bitcoin, blok zincir teknolojisinin ilk büyük uygulaması oldu. Ancak teknoloji sadece kripto paralarla sınırlı değil. Bugün blok zincir, aşağıdaki alanlarda devrim yaratma potansiyeline sahip: Finans ve Bankacılık: Uluslararası para transferleri, saniyeler içinde ve düşük maliyetle yapılabilir. Lojistik ve Tedarik Zinciri: Ürünlerin üretimden müşteriye kadar tüm süreci izlenebilir. Sağlık Sektörü: Hasta kayıtları güvenle saklanabilir ve yetkilendirilmiş kişilerce erişilebilir. Kamu Yönetimi: Tapu kayıtları, seçim sistemleri ve vergi işlemleri şeffaf hale getirilebilir. Sanat ve Telif Hakları: NFT’ler ile dijital varlıkların mülkiyeti güvenle korunabilir. Avantajlar: Güven, Hız ve Maliyet Tasarrufu Blok zincirin en büyük avantajı, güveni “teknoloji” üzerinden sağlamasıdır. Geleneksel sistemlerde güven, genellikle aracı kurumlar (banka, noter, devlet kurumu vb.) üzerinden inşa edilir. Blok zincirde ise bu güven, matematiksel algoritmalar ve ağın kendi doğrulama mekanizmaları ile sağlanır. Bunun yanı sıra aracıların ortadan kalkması, işlem sürelerini kısaltır ve maliyetleri düşürür. Örneğin, uluslararası para transferlerinde günler süren süreçler, blok zincir ile dakikalar içinde tamamlanabilir. Zorluklar ve Eleştiriler Her yenilik gibi blok zincir de bazı sorunlarla karşı karşıya. Öncelikle, yüksek enerji tüketimi özellikle “iş kanıtı” (Proof of Work) mekanizmasını kullanan sistemlerde çevre açısından eleştirilere yol açıyor. Ayrıca, yasal düzenlemelerin eksikliği ve teknolojinin karmaşıklığı, geniş çaplı benimsenmenin önünde engel oluşturuyor. Bir başka endişe, blok zincir üzerinde yapılan anonim işlemlerin yasa dışı faaliyetler için kullanılabilmesi. Bu nedenle pek çok ülke, blok zincir tabanlı projelere hem teşvik hem de denetim getirecek yasal çerçeveler üzerinde çalışıyor. Geleceğe Bakış: Dönüşümün Eşiğinde Uzmanlar, önümüzdeki 10 yıl içinde blok zincirin internet kadar yaygın bir altyapı haline geleceğini öngörüyor. Özellikle merkeziyet siz finans (DeFi), akıllı sözleşmeler (Smart Contracts) ve metaverse projeleri, bu teknolojinin geleceğini şekillendirecek ana unsurlar olarak görülüyor. Türkiye’de de blok zincir çalışmaları hız kazanıyor. Bankacılık sektörü, ödeme sistemleri ve e-devlet uygulamalarında pilot projeler yürütülüyor. Yerli girişimler hem yazılım hem de donanım tarafında çözümler geliştiriyor. Sonuç Blok zincir, yalnızca teknolojik bir yenilik değil; iş yapma biçimlerimizi, güven tanımlarımızı ve veri yönetim anlayışımızı kökten değiştirecek bir paradigma. Bu sessiz devrim, belki de önümüzdeki yıllarda internetin sağladığı değişimden bile daha derin etkiler yaratacak. Güvenin, hızın ve şeffaflığın temel olduğu bir dünyada, blok zincir teknolojisi hem fırsatlar hem de sorumluluklar sunuyor. Şimdi önemli olan, bu teknolojiyi doğru anlamak, sürdürülebilir ve etik kullanımlar geliştirmek. Çünkü geleceğin dijital dünyasında, zincirin halkası koparsa güvenin tamamı yok olur. ZAFER ÖZCİVAN Ekonomist-Yazar Zaferozcivan59@gmail.com
22.08.2025
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.