Vergi, devletin vatandaşlarına hizmet için kullanmak üzere kazanç sağlayan her kimseden kazancı oranında tahsil ettiği paradır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere her türlü hizmet (yol, su, elektrik, eğitim, sağlık, barınma vd.) devletin vatandaşlarından topladığı vergilerle yapılmaktadır.
Türkiye’de yaklaşık 200 türlü vergi uygulamaları mevcuttur. Bunların bir kısmı dolaylı vergiler bir kısmı da dolaysız vergiler olarak adlandırılır.
Dolaylı vergiler, kişi ve kurumların kazancı üzerinden yürürlükte olan kanunların öngördüğü oranlar dikkate alınarak ve yine belirlenen dönmelerde tahsil edilir. Örneğin gelir vergisi örnek alınabilir. Serbest meslek sahipleri, ticari kurum veya şahıs işletmeleri her yıl kazançlarını beyan ederek vergilerini ödemek zorundadır. Söz konusu oranlar kazanç miktarına göre maliye bakanlığı tarafından uygulanmaktadır.
Dolaysız vergiler ise tüketicilerden veya kullanıcılardan direk alım sırasında tahsil edilen vergilerdir. Örneğin sigara, içkiden alınan vergiler ürün fiyatına dahildir ve birçok vatandaş bu tür ürünü satın alırken ödediği vergiden ziyade cebinden çıkacak para ile değerlendirir. İletişim vergisi de bunlardan biridir. Her yaptığımız telefon konuşmasında ödediğimiz paranın belirli bir kısmı devlete ödediğimiz vergidir.
Bir de ÖTV olarak bilinen özel tüketim vergisi yürürlüktedir. Herhangi bir araç alırken yüklü miktarda özel tüketim vergisi ödenir. ÖTV alınan malın değeri, özelliklerine göre değişim gösterebilir. Halk arasında en çok tartışmalara konu olan bir vergi türüdür.
Devlet gerekli gördüğü veya zorunlu hallerde vergi uygulamalarını kısmen veya tamamen değiştirebilir. Kısaca VERGİ AFFI diye tabir edilen bu kolaylaştırma ülkede doğal afet yaşanması, ekonomik kriz dönemleri, savaş hali gibi durumlarda gündeme gelmektedir. Çünkü vergi mükellefleri için yukarıda saydığım haller çok zor geçmekte, kazanç sahiplerinin gelirleri düştüğünden ödeme zorluğu içinde kalmaktadır. Geçen yaz yaşadığımız yangın felaketinden sonra afet yaşayan bölgelere özel olmak üzere vergi ödemeleri üç ay ertelenerek mükelleflere kolaylık sağlanmıştır. Aksi taktirde gerekenden çok az vergi toplanabilecektir.
Ayrıca devlet zorunlu koşullar oluşursa ek vergiler de uygulamak zorunda kalabilir.1999 yılında yaşadığımız deprem felaketinden sonra gelir vergisine ek olarak deprem vergisi çıkarılmıştı. Burada amaç bütçe açığı yaşamadan depremden zarar gören vatandaşlara hizmet götürmektir.
Genel olarak vergi afları konusuna gelirsek; ülkemizde çok sık uygulaması yapılan işlemdir. Devletin alacakları çoğaldığı dönemlerde veya devlet bütçesinin uygun olmadığı zamanlarda devlet vergi affı çıkarmaktadır. Ancak bu uygulama vergisini dürüst, zamanında ödeyen mükellefler tarafından hoş karşılanmamakta, âdeta kendilerinin zarar gördüğü kanısına varmaktadırlar. Çünkü geçen süreçlerden borçlu bulunan mükellefler, yasa çerçevesinde çok az bir faizle ve uzun vadede borçlarını ödeme imkanına kavuşmaktadır. Faizin ve döviz kurlarının yüksek olduğu düşünüldüğünde zamanında vergi ödeyen mükellefler hakikaten zarar etmiş gibi gözükse de gerçekte böyle değildir. Çünkü vergi ödemek bir vatandaşlık görevidir ve bu konuda taviz verilmemelidir. Bazı işletmelerde izlediğim gibi bazı mükellefler ödedikleri çok vergiyi büyük bir yazı ile işletmelerine asarak sorumluluklarını yerine getirmenin mutluluğunu yaşamaktadırlar.
Vergi düzenlemesi konusunda bu günlerde tekrar yazılı basında haberler okumaya başladık.
Vergi affı, vergi mükelleflerinin ödeyemedikleri ya da eksik ödedikleri vergiler için uygulanan faiz ve cezaların kaldırılması anlamına geliyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı, kayıt dışı ekonomiyle mücadele etmek amacıyla borcunu ödeyemeyen mükellefler için zaman zaman vergi yapılandırması adı verilen vergi affı düzenlemelerine gitmektedir.
2025 yılı için henüz resmi bir vergi affı açıklaması yapılmamışken, vatandaşlar bu konuyu merakla araştırıyor. Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Erdursun ise konuyla ilgili tahminlerini paylaşarak vergi affının çıkacağına dair beklentileri dile getirdi.
“Bir kaça aya kadar yapılandırma (halk dilinde vergi affı) konuşulmaya başlar ve sonrasında çıkar diye düşünüyorum.”
Erdursun’un X hesabından paylaştığı iddia ve tahminler şöyle:
‘Hazine ve Maliye Bakanlığı vergi toplamak için çok yoğun mesai harcıyor. Esnaf ve işverenlerin gözünün yaşına bakmıyor. Vergisini ödeyemeyenlerin malına, mülküne, hesaplarına haciz koyuyor.
Tahsil edebileceği vergiyi tahsil ettikten sonra artık tahsil kabiliyeti kalmayan borçlar için yapılandırma çıkaracaktır.
Bir kaça aya kadar yapılandırma (halk dilinde vergi affı) konuşulmaya başlar ve sonrasında çıkar diye düşünüyorum.
Şu anda borcu olup vergi yapılandırması bekleyenlerin çoğundan tahsilat yapılacak, artık ödenmesi imkânsız duruma düşen borçlar için yapılandırma yapılacak.
1/5/2021 tarihine kadarki BAĞ-KUR borçları silinmişti. İsteyenler brüt asgari ücretin %34,5 olan prim tutarları ile 299,06 TL günlük tutar ile BAĞ-KUR borçlarını ihya yapabiliyorlar.
BAĞ-KUR borçlarına geçmişte olduğu gibi güncel tutarlardan değil de geçmiş tutarlar üzerinden ihya hakkı gelecek mi ayrıca 1/5/2021 sonrası borçlar silinecek mi?
Bağ-Kurlular bu haberleri bekliyor.’
Kaynak: Sanayi Haber Ajansı