Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından her ay düzenli olarak yayımlanan Konut Fiyat Endeksi (KFE), konut piyasasının genel görünümünü ortaya koyan en önemli göstergelerden biri olma özelliği taşıyor. 2025 yılı Nisan ayına ait veriler, konut fiyatlarında hem aylık hem yıllık bazda artışların sürdüğünü, ancak enflasyonun etkisiyle reel fiyatların gerilediğini gösteriyor. Bu tablo, özellikle konut satın almak isteyen bireyler ve yatırımcılar açısından dikkatle değerlendirilmesi gereken önemli ipuçları sunuyor.
Nisan ayında kalite etkisinden arındırılmış olarak hesaplanan KFE, bir önceki aya göre %1,5 oranında artarak 176,4 seviyesine yükseldi. Bu artış, Türkiye genelinde konut fiyatlarının nominal olarak yukarı yönlü seyrine devam ettiğini ortaya koyuyor. Ancak, aynı dönemde yıllık bazda yaşanan %32,9’luk fiyat artışı, yüksek enflasyonun gölgesinde kaldı. Çünkü reel (enflasyondan arındırılmış) veriler, fiyatların bu süreçte %3,6 oranında düştüğünü gösteriyor. Bu da konutların satın alma gücü açısından değerlendirildiğinde geçtiğimiz yıla kıyasla daha ulaşılmaz hale geldiğini ortaya koyuyor.
Reel gerileme, özellikle yüksek enflasyon dönemlerinde sıkça karşılaşılan bir durum olup, fiyatların görünürde artmasına rağmen vatandaşların gelirlerinin aynı oranda yükselmemesi nedeniyle konuta erişimin zorlaştığına işaret eder. Bu çerçevede, yatırımcılar için konutun getiri potansiyeli enflasyona karşı zayıflarken, ilk kez konut sahibi olmak isteyen bireyler için konut edinme süreci daha da güçleşiyor.
Üç büyük şehir özelinde incelendiğinde ise fiyat hareketlerinin bölgesel olarak farklılaştığı görülüyor. Nisan ayında İstanbul’da konut fiyatları bir önceki aya göre %2,7 oranında artarken, Ankara’da bu oran %2,8 ile İstanbul’un da üzerinde gerçekleşti. İzmir’deki fiyat artışı ise yalnızca %0,2 ile oldukça sınırlı kaldı. Bu durum, konut piyasasında bölgesel dinamiklerin farklı yönlerde ilerlediğini ortaya koymakta. İstanbul ve Ankara’da artışların görece daha yüksek olması, bu şehirlerdeki konut talebinin canlı kaldığına işaret ederken, İzmir’deki durgunluk dikkat çekiyor.
Yıllık bazda değerlendirildiğinde, en yüksek fiyat artışının Ankara’da %41,9 ile gerçekleştiği görülüyor. İstanbul’da konut fiyatları geçen yıla göre %34,4, İzmir’de ise %30,9 oranında yükseldi. Ankara’daki yüksek artış hem kamu yatırımları hem de artan göç ile birlikte şehrin belirli bölgelerinde talebin ciddi biçimde artmasına bağlanabilir. Özellikle yeni gelişen ilçelerde ve ulaşım altyapısının geliştiği bölgelerde fiyat artışlarının öne çıktığı gözlemleniyor.
İstanbul’da ise fiyat artışlarının hem merkezde hem de çevre ilçelerde dengeli bir şekilde sürdüğü, ancak artık sınırlı arsa arzı ve yüksek maliyetler nedeniyle yeni projelerin yavaşladığı görülüyor. İzmir’deki düşük artış oranı ise talep cephesinde bir yavaşlamaya ya da fiyatların belli bir doyum noktasına ulaşmış olabileceğine işaret edebilir.
Genel tabloya bakıldığında, konut fiyatlarının nominal olarak artmaya devam ettiği ancak enflasyon nedeniyle alım gücünün reel anlamda zayıfladığı bir döneme girildiği görülüyor. Bu durum, konut piyasasında yatırımcıların daha temkinli hareket etmesine neden olurken, bireysel alıcılar açısından ise kredi maliyetlerinin ve geri ödeme yüklerinin daha da önem kazandığı bir döneme işaret ediyor.
Sonuç olarak, Nisan 2025 verileri, Türkiye’de konut fiyatlarının hem ulusal düzeyde hem de büyükşehirlerde yükseliş eğilimini koruduğunu gösteriyor. Ancak bu yükseliş, vatandaşın cebindeki gerçek değeri artırmaktan uzak bir noktada kalıyor. Bu nedenle hem yatırımcılar hem de ilk kez konut sahibi olmak isteyen bireyler açısından reel fiyat değişimleri dikkate alınmalı; fiyatlar kadar enflasyon, kredi faiz oranları ve gelir düzeylerindeki gelişmeler de titizlikle izlenmelidir.
Kaynak: Sanayi Haber Ajansı