AVRUPA MERKEZ BANKASI FAİZ İNDİRİMİYLE İKİ YILLIK DÖNEME SON VERDİ

Yayınlama: 09.06.2025
17
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

Avrupa Merkez Bankası (ECB), 6 Haziran 2025 tarihinde gerçekleştirdiği toplantıda piyasa beklentilerine paralel olarak politika faizlerinde 25 baz puanlık bir indirime giderek, iki yıldır süregelen sıkı para politikasına ara vermiş oldu. Bu adım, küresel ekonomideki yavaşlama sinyalleri, Euro Bölgesi’nde beklenenin altında kalan enflasyon verileri ve Avrupa genelinde kamu destekli yatırımların öne çıkmasıyla birlikte değerlendirilmelidir.

ECB’nin faiz indirimi kararıyla birlikte, mevduat faiz oranı %2’ye, ana refinansman faizi %2,15’e, marjinal borç verme faiz oranı ise %2,40’a indirildi. Bu oranlar 11 Haziran 2025 itibarıyla yürürlüğe girecek. Söz konusu oranlar, 2023 ortalarından itibaren ECB’nin enflasyonla mücadele etmek amacıyla hızla yükselttiği faizlerin, artık tekrar düşüş sürecine girdiğini ortaya koyuyor.

ENFLASYONDA BELİRGİN YAVAŞLAMA ECB’Yİ RAHATLATTI

Kararın en önemli dayanak noktası, Euro Bölgesi’nde son aylarda enflasyonun belirgin biçimde yavaşlaması oldu. Mayıs ayında açıklanan verilere göre, bölgedeki yıllık enflasyon oranı %1,9 olarak gerçekleşti. Bu oran, Avrupa Merkez Bankası’nın orta vadeli hedefi olan %2 seviyesinin altında ve aynı zamanda Nisan ayındaki %2,2’lik oranın da gerisinde kaldı. Dahası, enerji ve gıda gibi oynak kalemlerin dışlandığı çekirdek enflasyon oranı da Nisan’daki %2,7 seviyesinden %2,4’e geriledi.

Bu düşüşte birkaç önemli faktör öne çıkıyor:

Euro’nun dış ticaret kuru güç kazandı. Bu durum, ithal edilen malların Avrupa’da daha ucuza satılmasına yol açtı.

Enerji fiyatlarındaki gerileme de bölge genelinde üretim ve ulaşım maliyetlerini azalttı.

Tüketici talebi daha ölçülü hale geldi, bu da fiyatları yukarı çekecek baskıların zayıflamasına neden oldu.

İşgücü piyasasındaki yumuşama, ücret artışlarının sınırlı kalmasını sağladı ve bu da iç kaynaklı enflasyonun kontrol altında tutulmasına yardımcı oldu.

ECB’nin bakış açısından bu gelişmeler, faizleri daha fazla yüksek seviyede tutmanın ekonomik büyüme üzerindeki baskısını artıracağı yönündeki endişeleri güçlendirdi. Bu nedenle banka, para politikasında yön değiştirerek destekleyici bir çizgiye geçme sinyali verdi.

EKONOMİK BÜYÜMEDE SINIRLI TOPARLANMA SİNYALLERİ

ECB faizleri indirirken, aynı zamanda Euro Bölgesi’ndeki ekonomik toparlanmayı da desteklemeyi hedefliyor. 2025 yılının ilk çeyreğinde bölge ekonomisi %0,3 büyüme kaydederek, 2024 yılının son çeyreğindeki %0,2’lik büyümenin üzerine çıktı. Bu artış küçük görünse de ekonomik durgunluk endişelerinin arttığı bir dönemde pozitif sinyal olarak değerlendiriliyor.

Hane halklarının reel gelirlerinde görülen artış, tüketim harcamalarını artıran bir unsur oldu. Özellikle işsizliğin düşük seviyelerde seyretmesi ve istihdam piyasasının güçlü kalması, ECB’nin büyüme lehine politika değişimine gitmesini kolaylaştırdı. Ayrıca, finansman koşullarının yumuşaması hem bireylerin hem de işletmelerin krediye erişimini kolaylaştırarak iç talebi destekleyecek.

KAMU HARCAMALARINDA YENİ BİR DÖNEM: ALMANYA ÖNCÜLÜĞÜNDE SAVUNMA VE ALTYAPI ATAĞI

Faiz indirimi kararını daha stratejik kılan bir diğer unsur da Avrupa genelinde özellikle savunma ve altyapı yatırımlarında yaşanan artışlar. Almanya, ülke anayasasında yaptığı önemli bir değişiklikle “borç freni” kuralını esnetti. Buna göre savunma harcamalarının GSYH’nin %1’ini aşan kısmı artık borçlanma limitlerine dahil edilmeyecek. Bu düzenleme, Almanya’nın NATO hedefleri doğrultusunda savunma bütçesini genişletmesini mümkün kılarken, Avrupa ekonomisinin kamu eliyle desteklenmesini sağlayacak bir adım niteliğinde.

Buna ek olarak, Almanya hükümeti tarafından oluşturulan 500 milyar euro tutarındaki bütçe dışı altyapı fonu, ulaşım, dijitalleşme, enerji dönüşümü gibi stratejik alanlara kamu yatırımlarının hız kazanmasına olanak sağlayacak. Bu tür kamu harcamaları, ECB’nin genişlemeci politika dönüşünü daha anlamlı hale getiriyor: Kamu yatırımları ile desteklenen büyümeye faiz indirimi yoluyla katkı sunulması, daha entegre bir politika yaklaşımının işaretidir.

DIŞ TİCARETTE BELİRSİZLİKLER: ABD’NİN KORUMACILIĞI AVRUPA’YI DA VURUYOR

Tüm bu olumlu sinyallere rağmen ECB’nin karar metninde küresel ticaretin seyrine dair endişeler açıkça dile getirildi. ABD yönetiminin son dönemde artırdığı gümrük tarifeleri, Avrupa ihracatçılarını zor durumda bırakıyor. Amerika’ya yönelik ürün akışında yaşanan değişiklikler, bazı malların yönünü Avrupa’ya çevirmesine neden olabilir. Bu durum kısa vadede arzı artırarak fiyatları düşürebilir, ancak uzun vadede ticaret savaşlarının yatırım güvenliğini zedeleme riski de bulunuyor.

Avrupa’nın dış ticaret dengesine dair belirsizlikler, büyüme projeksiyonlarının da tahmin edilebilirliğini azaltıyor. Bu nedenle ECB, attığı bu ilk faiz indirimi adımının son derece temkinli bir başlangıç olduğunu açıkça belirtiyor. Kurum, sonraki adımların “verilere bağlı” olacağını ifade ederek, piyasalara aceleci davranılmayacağı mesajını veriyor.

GELECEĞE DAİR BEKLENTİLER: YENİ FAİZ İNDİRİMLERİ GELEBİLİR Mİ?

Finansal piyasalarda ECB’nin bu yıl içerisinde mevduat faizini %1,75 seviyesine kadar çekebileceği yönünde fiyatlamalar oluşmuş durumda. Ancak bunun kesinlik taşıdığını söylemek güç. ING gibi büyük finans kuruluşlarının analizlerine göre, daha fazla faiz indirimi yapılması ihtimali “orta düzeyde”. Bu olasılığın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği büyük ölçüde Euro Bölgesi’nde enflasyonun kalıcı olarak kontrol altına alınıp alınamayacağına ve dış kaynaklı şokların baskısının devam edip etmeyeceğine bağlı.

ECB’nin ilerleyen dönemde daha fazla indirime gidip gitmeyeceği sadece ekonomik verilerle değil, jeopolitik gelişmeler, ticaret politikaları ve maliye politikalarının yönüyle de yakından bağlantılı olacak.

SONUÇ: ECB DENGELİ BİR GEÇİŞ DÖNEMİ BAŞLATIYOR

Avrupa Merkez Bankası’nın 25 baz puanlık faiz indirimi kararı, sadece bir para politikası değişimi değil, aynı zamanda Avrupa ekonomisinin yeni bir evreye geçtiğinin de işaretidir. Enflasyonla mücadelede elde edilen ilerleme, ekonomiye destek sağlamak için gerekli zemini hazırlamıştır. Ancak küresel risklerin devam ettiği bir ortamda, ECB’nin bu adımı son derece kontrollü ve veriye dayalı biçimde ilerletmesi gerekecek.

Bu yeni dönem hem politika yapıcılar hem de piyasa aktörleri açısından dikkatle izlenmesi gereken bir süreçtir. Avrupa’nın gelecekteki ekonomik başarısı, para politikasının maliye politikalarıyla senkronize biçimde yürütülmesine ve küresel şoklara karşı dayanıklılık kazanmasına bağlı olacaktır.

 

 

 

Kaynak: Sanayi Haber Ajansı

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.