Yılın sekizinci ayı olan Ağustos, ekonomi gündeminin en yoğun olduğu dönemlerden biri olarak dikkat çekiyor. Küresel piyasalar ve Türkiye özelinde açıklanacak veriler, politika kararları ve gelişmeler hem reel sektörü hem de finansal piyasaları yakından ilgilendiriyor. Bu yazımızda, Ağustos 2025 boyunca açıklanacak önemli istatistikleri, merkez bankası toplantılarını, küresel gelişmeleri ve tüm bunların Türkiye ekonomisine olası yansımalarını mercek altına alıyoruz.
Enflasyon Verileri: Gözler Fiyat Artışlarında
Ağustos’un ilk haftasında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Temmuz 2025 dönemine ilişkin Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) verilerini açıklayacak. Özellikle aylık ve yıllık enflasyon oranları, hem hane halkının satın alma gücünü hem de reel sektörün maliyetlerini doğrudan etkiliyor.
Geçmiş aylarda açıklanan veriler, tüketici fiyatlarında belirgin bir yavaşlama sinyali verse de gıda ve enerji gibi kalemlerde hâlen yüksek oranlı artışlar devam ediyor. Temmuz enflasyonu, yaz aylarının mevsimsel etkileri ve kur geçişkenliği nedeniyle kritik bir gösterge olacak. Ekonomistler, aylık bazda %2,2 – %2,8 aralığında bir artış, yıllık enflasyonda ise sınırlı bir gerileme bekliyor.
Enflasyon verilerinin açıklanması; memur ve emekli maaşları, kiralar ve bazı vergiler gibi birçok kalemi doğrudan etkilediği için kamuoyunda da büyük yankı buluyor. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) gelecek faiz kararlarına dair piyasa beklentilerini de şekillendiriyor.
İşgücü İstatistikleri: İstihdam Cephesinde Son Durum
Ağustos ayının ikinci haftasında, Haziran 2025 dönemine ilişkin işgücü istatistikleri açıklanacak. Bu veriler, işsizlik oranı, istihdam edilen kişi sayısı, işgücüne katılım oranı ve genç işsizliği gibi başlıklarda önemli göstergeler sunuyor.
Geçtiğimiz dönemde, özellikle hizmet ve turizm sektörlerindeki canlanma istihdama olumlu yansımış; işsizlik oranı %8,5 seviyelerine kadar gerilemişti. Haziran dönemi verilerinde de bu olumlu seyrin devam etmesi bekleniyor. Ancak mevsimsel etkiler ve yaz aylarının geçici istihdam artışları, kalıcı bir iyileşme konusunda soru işaretlerini beraberinde getiriyor.
İşgücü verileri, ekonominin üretim kapasitesini ve toplumsal refahı ölçmenin yanı sıra genç nüfusun beklentilerini de şekillendiriyor. Genç işsizliği ve kadın istihdamı gibi yapısal sorunların çözümü, sadece verilerle değil, uzun vadeli istihdam politikalarıyla mümkün olabilir.
Dış Ticaret ve Cari Denge: İhracat ve İthalat Dengesi Öne Çıkıyor
Ağustos’un son haftasında TÜİK ile Ticaret Bakanlığı tarafından Temmuz 2025 dış ticaret istatistikleri kamuoyuna açıklanacak. Genel ticaret sistemine göre hazırlanacak veriler, ihracat ve ithalat rakamlarının yanı sıra dış ticaret açığını da gözler önüne serecek.
2025 yılının ilk yarısında, küresel talepteki toparlanma ve turizm gelirlerindeki artış Türkiye’nin ihracat performansına katkı sağladı. Ancak enerji ithalatı ve altın ithalatındaki artış, dış ticaret dengesinde risk oluşturuyor. Temmuz ayında da ihracatta artış trendinin devam etmesi, ithalatın ise kur ve talep etkisiyle yükselmesi bekleniyor.
Bununla birlikte, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın açıklayacağı Haziran 2025 cari işlemler dengesi de kritik önem taşıyor. Turizm sezonunun en yoğun olduğu aylarda cari açığın sınırlı seyretmesi ve yıl genelinde hedeflenen dengelenmenin desteklenmesi bekleniyor.
Sektörel Güven Endeksleri ve Reel Sektör Beklentileri
Ağustos boyunca TÜİK tarafından ekonomik güven endeksi, hizmet, perakende ve inşaat sektörleri güven endeksleri ile reel kesim güven endeksi gibi sektörel veriler de açıklanacak.
Bu endeksler hem iş dünyasının hem de tüketicilerin mevcut durumu ve gelecek beklentilerini yansıtıyor. Haziran ve temmuz aylarında sınırlı bir gerileme gözlenen endekslerin, Ağustos’ta yatay seyretmesi veya hafif toparlanması bekleniyor. Özellikle turizm sezonunun etkisiyle hizmet sektöründe daha güçlü bir görünüm öngörülüyor.
Tüketici güven endeksindeki olası değişimler, hane halkının harcama eğilimlerini de yakından etkileyeceği için, perakende sektörü başta olmak üzere birçok sektörde yakından takip ediliyor.
Küresel Takvim: FED ve ECB’den Beklenen Açıklamalar
Türkiye ekonomisini dolaylı yoldan etkileyen bir diğer önemli başlık ise küresel ekonomi. Ağustos’ta ABD Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) yetkililerinin konuşmaları ve ara toplantıları, piyasalarda yön arayışını belirleyebilir.
FED’in Temmuz toplantısında faizleri sabit tutmasının ardından yapılacak açıklamalar, dolar/TL kuru üzerinde etkili olabilir. Benzer şekilde, ECB’nin enflasyon ve büyüme görünümüne dair vereceği mesajlar; euro/TL paritesinde dalgalanmalara neden olabilir.
Dünyada enflasyonun düşüş eğilimine girmesi, gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarını artırabilir. Türkiye de bundan olumlu etkilenebilir; ancak küresel jeopolitik riskler ve petrol fiyatları gibi unsurlar, kırılganlığı yüksek tutuyor.
Sonuç: Ekonominin Nabzı Ağustos’ta Daha Hızlı Atacak
Ağustos 2025; hem iç veri akışı hem de küresel gelişmeler açısından yoğun bir dönem olacak. Enflasyon, işsizlik, dış ticaret, cari denge ve güven endeksleri gibi göstergeler hem ekonomi yönetiminin politikalarını hem de piyasalardaki beklentileri şekillendirecek.
Ekonomik verilerin beklenenden iyi gelmesi; kur, faiz ve borsa gibi alanlarda iyimser bir hava yaratabilir. Tersi bir durumda ise risk algısının yükselmesi olası. Tüm bu gelişmelerin, Türkiye’nin 2025 yılı büyüme hedeflerini ve fiyat istikrarı çabalarını da doğrudan etkileyeceğini söylemek mümkün.
Kısacası, Ağustos 2025’te sadece hava sıcaklığı değil; ekonomi gündemi de hayli sıcak olacak. Yatırımcıdan tüketiciye, ihracatçıdan sanayiciye kadar herkesin takvimi yakından takip etmesi gereken bir ay bizi bekliyor.
Kaynak: Sanayi Haber Ajansı