Hayaller, hayaller, hayaller ve gerçekler
Günlük yaşamımızın bir gereği olarak, ailemizi geçindirmek, rahat edecek bir hayat sürdürmek ve ileriye dönük yatırımlar yapmak için sağlığımız elverdiği sürece hepimiz bir veya birkaç işlerde çalışıp hedeflere ulaşmayı planlarız.
Ancak maalesef her şey planladığımız şekilde olmayabiliyor. Bu uzun çalışma maratonunda karşımıza olmadık sebepler çıkabiliyor ve bunlarla baş etmek durumunda kalabiliyoruz. Bu sebepler çoğunlukla yaş gereği çıkan sağlık sorunları, çocuklarımızın veya torunlarımızın yarattığı bağımlılık, onların tahsil hayatları gibi olabilmektedir.
Çoğumuz bu uzun ve yorucu çalışma dönemlerimizde isteklerimizi kısıtlı olarak yerine getirebiliyoruz. Örneğin eşimizle alışveriş yapmak, tatil imkanlarımızı değerlendirmek, eş, dost akraba ziyaretlerini yerinde ve zamanında yapmak, köyümüze istediğimiz zaman gitmek, sahilde yürümek, gazete, dergiyi yeterince okumak, sinema, tiyatro, konser gibi sanatsal faaliyetlere katılmak, sivil ve rahat bir şekilde giyinmek, kahvede okey oynamak, sabahları geç kalkmak gibi aktivitelerin gerisinde kalırız ve emekli olunca yapacaklarımızı hep hayal ederek zamanımızı geçiririz.
Emekli olunca aileme zaman ayıracağım, günde en az 2 gazete, haftada en az 2 kitap okuyacağım, yılda 2 kez köye gideceğim, her yıl sınırsız tatil yapacağım, dost, akraba ve arkadaşlarımla bol bol görüşeceğim, uyku düzenimi sağlayacağım gibi hayallerle çalışma hayatı akıp gider.
Ancak bir de madalyonun öbür yüzü var. Emeklilik zamanı geldiğinde biraz buruk şekilde mesai arkadaşlarınıza, yıllarca emek verdiğiniz işletmenize veda ederek bambaşka bir hayata adım atarsınız.
Bazılarımız ekonomik zorluklardan dolayı emekliliği olabildiğine geciktirir, bazılarımız ise emeklim olduktan sonra da çalışmaya devam ederiz.
Çalışırken yukarıda saydığımız hayaller kısmen de olsa gerçekleşir ama mutlaka bazıları için engeller çıkabilir. Örneğin hayal ettiğimiz kentimize veya küçük bir Anadolu kasabasına yerleşme fikri çocuklar veya torunlara bağımlılık yüzünden gerçekleşmeyebilir veya sağlık sorunları bize büyük şehirlerde yaşamayı zorunlu kılar.
Eskiden emekli ikramiyesi ile bazen bir arsa bazen de bir ev alınabilmekteydi. Fakat şimdi bu mümkün olmadığı gibi kıdem tazminatı da kesintiye uğraması söz konusu. Koşullar maaşın azalmasıyla belki biraz daha zorlaşırken bazen de emekli olduğumuza sevinemeyiz. Çünkü aldığımız emekli maaşı bizi zorlamaktadır.
Kendimden örnek verecek olursam;2005 yılında resmen emekli olduğum halde 2012 yılına kadar çalışmaya devam ettim ve bundan hiç rahatsız olmadım ve işimi çok seviyordum. Ancak 2008 yılında başlayan kronik böbrek yetmezliği 2013 yılında diyalizle tanışmam haftada 3 gün diyaliz tedavisi görmem çalışma hayatımın sona ermesine geçerli sebepti.
Emeklilikten sonra bir müddet normal giden hayatım daha sonraları bir şeylerle uğraşma zorunluluğu normal olarak gündeme geldi ve bazen 21 yılımın geçtiği Tahtakale’ye haftada 2 gün, bazı meslektaşlarıma sık sık ziyaretlerle vesile oldu. Bunun yanı sıra çalıştığım dönemde alışverişi bile çok hızla yaparken şimdilerde rahat rahat marketlere, vitrinlere bakarak yapıyorum. Ayrıca emeklilik bana okuma alışkanlığımı geri getirdi ve dergilere ve gazetelere makale yazmaya adım attım.
Emeklilikte yaşadığım en güzel tatil de Foça’da gerçekleşiyor. Çalıştığım dönemse sadece hafta sonları gidebildiğim, pazar günleri Foça’nın küçücük otogarında sıra beklediğim günler geride kaldı ve şimdilerde yazları en az 2 ay Foça’nın tadını doya doya çıkarıyorum.
Bazen eşimle birlikte İstanbul ‘un tarihi bölgelerini, Adalar’ı gezme fırsatı bulmaya başladık.38 yıl önce birlikte mezun olduğumuz İstanbul Üniversitesi büyük kapısında fotoğraf çekmek de emekli olduktan sonra kısmet oldu.
Günümüzde emeklilik koşulları ülkelere göre değişmektedir. Euronews sitesinin haberine göre dünyanın en iyi emeklilik sistemi Hollanda’da imiş. Haberin devamı aşağıdaki gibidir.
Bu haberin orijinalinin yayınlandığı dil İngilizce
Dünya genelinde 47 emeklilik sistemini sıralayan analiz, emeklilik yardımlarının seviyesi, sistemin sürdürülebilirliği ve yönetişim kalitesi gibi elliden fazla kriteri inceledi
Dünya genelindeki emeklilik sistemlerini karşılaştıran bir raporda Hollanda’daki emeklilik sisteminin halihazırda reformdan geçiyor olmasına rağmen diğer ülkelerdeki sistemleri geride bıraktığı vurgulandı. Türkiye en kötü notu alan ülkeler arasında yer aldı.
Mercer CFA Enstitüsü’nün küresel emeklilik raporunda 50’den fazla gösterge incelendi ve dünya nüfusunun %64’ünü kapsayan 47 emeklilik sistemi karşılaştırıldı.
En önemli ölçümler, mevcut özel ve kamu sektörü emeklilik yardımlarının seviyesi, sistemin gelecekteki sürdürülebilirliği ve yönetişim kalitesiydi.
2023 endeksinde İzlanda geçen yılki birinciliğini kaybederek ikinci, Danimarka ise üçüncü sırada yer aldı.
Raporda yer alan Avrupa ülkelerinin çoğunluğu iyi bir not aldı. Rapora göre Finlandiya, Norveç, İsveç, Birleşik Krallık, İsviçre, İrlanda, Belçika, Portekiz ve Almanya’da sadece birkaç iyileştirme yapılması gerekiyor.
Öte yandan, ABD, Fransa, İspanya, İtalya, Polonya, Avusturya ve Hırvatistan’da ele alınması gereken önemli riskler ve/veya eksiklikler olduğu belirtiliyor.
Türkiye sondan 4’üncü
Sıralamanın en altında ise Hindistan, Filipinler ve Arjantin yer alıyor. Bu üç ülkenin hemen üzerinde yer alan Türkiye ise Tayland ile birlikte en kötü derece olan D notunu aldı. Rapor bu ülkelerde iyileştirmeler yapılmadığı takdirde bu ülkelerdeki emeklilik sisteminin etkinliğinin ve sürdürülebilirliğinin şüpheli olduğuna işaret ediyor.
Sistemdeki riskler
Raporda, şu anda devam eden enflasyon, yükselen faiz oranları ve yatırım getirilerini kaçınılmaz olarak etkileyen jeopolitik belirsizlik nedeniyle ‘dünya genelinde emeklilik geliri sistemlerinin daha önce hiç olmadığı kadar baskı altında olduğu’ vurgulandı.
CFA Enstitüsü Başkanı ve CEO’su Margaret Franklin, “Dünya genelinde nüfusun yaş ortalaması, başta daha gelişmiş pazarlar olmak üzere birçok pazarda yükselmeye devam ediyor,” ifadelerini kullandı.
“Enflasyon ve yükselen faiz oranları, emeklilik planları için önemli zorluklar yaratan yeni bir piyasa dinamiği yarattı. Ayrıca küreselleşmeyle ilgili olarak kırılmanın devam ettiğini görüyoruz” diyen Franklin “Bunlar emeklilik fonlarının karşılaştığı ve emeklileri önemli ölçüde etkileyen giderek karmaşıklaşan zorluklardan sadece birkaçı,” yorumunda bulundu.
Raporda, OECD’ nin 2022 tarihli son Emeklilik Genel Görünüm Raporu’na atıfta bulunularak, mevcut ve gelecekteki emeklilerin refahını riske atmamak için dünya genelindeki politika yapıcıların mevcut finansal ve ekonomik belirsizliğe rağmen gerekli reformları gerçekleştirmeleri tavsiye ediliyor.
Rapor ayrıca emekliliği finanse edecek kaynakların çeşitlendirilmesine katkıda bulunarak emeklilik sistemlerini daha dirençli hale getirebilecek varlığa dayalı emeklilik sistemlerinin güçlendirilmesini tavsiye ediyor.
Yapay zekanın emeklilik sistemleri üzerindeki etkisi
Rapora göre yapay zekâ, maliyetleri düşürerek ve yaklaşan riskleri vurgulayarak emeklilik sistemlerinin performansının iyileştirmesine katkıda bulunabilir.
Raporda, yapay zekanın kullanım alanları arasında özelleştirilmiş portföyler oluşturmak ve piyasa anormalliklerini tespit etmek yer alsa da yapay zekanın piyasa hareketlerini doğru bir şekilde tahmin etmesi pek mümkün olmadığından belirsizliğin devam edeceği vurgulandı.
Mercer’in kıdemli ortağı David Knox, “Yatırım yöneticilerinin operasyonları ve kararları dahilinde yapay zekanın devam eden genişlemesi, daha verimli ve daha iyi bilgilendirilmiş karar verme süreçlerine yol açabilir ve bu da potansiyel olarak emeklilik planı üyelerine daha yüksek reel yatırım getirileri sağlayabilir,” dedi.
Yılda bir yapılan çalışma, yapay zekâ modellerinin yeni bir bağlamda kullanıldığında sahte bilgi üretme ve emeklilik üyelerinin verilerine yönelik siber saldırı risklerine de işaret etti.
Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI