ABD Başkanı Donald Trump’ın, Türkiye’ye ve çok sayıda ülkeye yönelik yüzde 10 ile 41 arasında değişen oranlarda yeni gümrük vergilerini onaylaması, dünya ticaretinde yeni bir gerilimi beraberinde getirdi. Türkiye’den ABD’ye yapılan ihracata yüzde 15 oranında ek gümrük vergisi uygulanacak olması, özellikle sanayi, otomotiv, tekstil ve beyaz eşya gibi yüksek ihracat potansiyeline sahip sektörlerde ciddi endişe yaratırken, kararın zamanlaması ve siyasi arka planı da dikkat çekiyor.
Kararnamenin yürürlüğe 7 gün sonra girecek olması, ihracatçı firmaların önümüzdeki haftayı plan yapmakla geçireceğini gösteriyor. Ancak karar sadece Türkiye’yi değil, aralarında İngiltere, İsrail, Japonya, Hindistan, Güney Afrika ve Kanada’nın da bulunduğu onlarca ülkeyi etkiliyor. En yüksek vergi oranının yüzde 41 ile Suriye’ye uygulanacağı duyurulurken, İsviçre’ye yüzde 39, Hindistan’a yüzde 25, Tayvan’a yüzde 20, Güney Afrika’ya yüzde 30 gibi yüksek oranlar dikkat çekiyor. Türkiye’ye uygulanan yüzde 15’lik vergi ise, ABD ile hâlihazırda gerilimli olan ticari ve diplomatik ilişkilerin daha da gerginleşmesine sebep olabilir.
ABD’nin Vergi Hamlesinin Arkasındaki Gerekçeler
ABD yönetimi bu adımı resmi olarak “yerli üretimi koruma” ve “ticarette adil rekabetin sağlanması” gerekçesiyle açıklasa da, uzmanlar bu kararın aslında yaklaşan seçim süreci ve ABD iç politikasındaki baskılara da yanıt niteliği taşıdığı görüşünde. Başkan Trump’ın uzun süredir benimsediği korumacı ekonomi politikalarının bir devamı niteliğindeki bu kararname, ABD’li üreticilerin ithalat rekabetinden korunmasını amaçlıyor. Ancak kısa vadede, ithalata bağımlı sektörlerde maliyetlerin artmasına ve ABD’deki tüketici fiyatlarının yükselmesine de yol açabilir.
Türkiye açısından bakıldığında, ABD’ye ihracatta önemli kalemleri oluşturan otomotiv yedek parçaları, hazır giyim, makine ve elektrikli cihazlar gibi sektörlerin bu karardan doğrudan etkilenmesi bekleniyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, 2024 yılı boyunca Türkiye’den ABD’ye yaklaşık 15 milyar dolarlık ihracat yapılmıştı. Yeni vergiyle birlikte bu tutarın 2025 yılında düşebileceği ya da ihracatçının kâr marjının ciddi şekilde azalabileceği konuşuluyor.
Küresel Ticarette Gerilim Dalga Dalga Yayılıyor
Trump yönetiminin onlarca ülkeye birden ek vergi getirmesi, küresel ticaretteki korumacı eğilimlerin yeniden güçlendiğine işaret ediyor. Son yıllarda ABD’nin Çin’e karşı başlattığı ticaret savaşları dünya çapında tedarik zincirlerini zaten sarsmıştı. Şimdi benzer bir yaklaşımın Avrupa, Asya ve Orta Doğu ülkelerini de kapsayacak şekilde genişlemesi, küresel ticaret hacmini yavaşlatma riski taşıyor.
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına göre, ülkeler tek taraflı olarak ithalat vergilerini artırdıklarında, ilgili ülkelerin de misilleme hakları bulunuyor. Bu da, ABD’nin vergi hamlesine karşılık olarak etkilenen ülkelerin de ABD menşeli ürünlere ek vergiler getirme ihtimalini doğuruyor. Türkiye özelinde böyle bir misillemenin gelmesi hâlinde, zaten zor bir dönemden geçen ihracatçı ve ithalatçı firmalar için belirsizlik daha da derinleşebilir.
Türkiye’nin Tepkisi ve Olası Adımlar
Resmi kaynaklardan henüz net bir tepki gelmezken, Dışişleri ve Ticaret Bakanlıklarının önümüzdeki günlerde bir değerlendirme toplantısı yapması bekleniyor. Türkiye’nin elindeki seçenekler arasında; Dünya Ticaret Örgütü nezdinde itirazda bulunmak, ABD ile yeni bir müzakere süreci başlatmak veya ABD menşeli bazı ürünlere misilleme tarifeleri uygulamak bulunuyor.
Türkiye daha önce de Trump döneminde benzer bir kriz yaşamış; özellikle demir-çelik ürünlerinde ABD’nin ek gümrük vergisi kararına karşılık bazı ABD ürünlerine ek vergi getirmişti. Ancak mevcut durumda küresel ticaretin kırılgan seyri ve ekonomik büyüme hedefleri, Türkiye’nin daha temkinli hareket etmesine neden olabilir.
İhracatçı Ne Yapacak?
Kararın detayları netleştikçe, ihracatçı şirketler kısa vadede ABD pazarına gönderdikleri ürünlerin fiyatlarını gözden geçirmek, alternatif pazar arayışına yönelmek ya da üretim ve maliyet planlarını revize etmek zorunda kalacaklar. Özellikle otomotiv yan sanayi ve tekstil sektörü için ABD pazarı önemli bir ihracat kapısı olduğundan, bu sektörlerde geçici ihracat düşüşleri ya da sipariş iptalleri yaşanabileceği belirtiliyor.
Bunun yanında, Türkiye’nin mevcut serbest ticaret anlaşmaları ve ABD ile yürütülen ikili görüşmeler kapsamında ek muafiyet ya da kota gibi çözümler aranması da muhtemel görünüyor. Uzmanlara göre, kalıcı çözüm için diplomatik ve ticari kanallardan aktif bir lobi süreci yürütülmesi gerekiyor.
Sonuç: Ekonomi Siyasetten Ayrı Değil
Trump’ın başkanlık seçimleri öncesi iç kamuoyuna dönük hamle olarak da değerlendirilen bu vergi kararı, aslında bir kez daha ekonominin siyasetle ne kadar iç içe olduğunu gösteriyor. Kısa vadede Türkiye’nin ihracat gelirlerini azaltma riski taşıyan bu gelişme, uzun vadede de küresel tedarik zincirlerinde yeni dengeler doğurabilir.
Küresel ticaretin en önemli aktörlerinden biri olan ABD’nin attığı bu adımın yankılarının sadece Türkiye ile sınırlı kalmayacağı, Avrupa ve Asya’daki ihracat dengelerini de etkileyeceği öngörülüyor. Tüm bu gelişmeler ışığında, hem Türkiye’nin hem de diğer etkilenen ülkelerin önümüzdeki haftalarda atacağı adımlar ve verecekleri diplomatik tepkiler, dünya ticaretinin geleceği açısından belirleyici olacak.
Son söz:
Ek vergi kararı bir rakamdan ibaret değil; arkasında güç mücadelesi, iç politika hesapları ve küresel ticaret savaşlarının yeni perdesi var. Türkiye için önemli olan, bu yeni oyunda yerini kaybetmemek ve alternatif pazarlar ile diplomatik kanalları hızla devreye sokmak olacak.
Kaynak: Sanayi Haber Ajansı