TEMMUZ 2025 Yİ-ÜFE ORANLARI

Yayınlama: 08.08.2025
6
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Temmuz 2025 dönemine ilişkin Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) verilerini yayımladı. Endeks, bir önceki yılın aynı ayına göre %24,19 oranında artış gösterdi. Bu artış oranı, geçen yılın aynı dönemindeki %41,37’lik seviyeye göre belirgin bir yavaşlamaya işaret ediyor.

Yİ-ÜFE, bir önceki aya göre %1,73, yılbaşına göre ise %17,70 oranında yükselirken, son 12 aylık ortalamalara göre artış oranı %27,07 olarak gerçekleşti. Böylece üretici cephesinde fiyat artışlarının hız kesmeye devam ettiği görülüyor.

Yıllık Bazda Düşüş Devam Ediyor

Temmuz ayı itibarıyla yıllık Yİ-ÜFE artış oranı %24,19 oldu. Bu oran, Temmuz 2024’teki %41,37 ve Temmuz 2023’teki %44,50’lik oranların oldukça altında kalarak, üretici fiyatlarında dezenflasyon sürecinin sinyallerini veriyor.

Yıllık enflasyonun en yüksek olduğu yıllar geride kalırken, üretim maliyetlerinde yaşanan bu yavaşlama, önümüzdeki dönemde tüketici fiyatları üzerinde de olumlu baskı oluşturabilir. Ancak yine de üretim maliyetlerinin tamamen kontrol altına alındığını söylemek için henüz erken.

Sektörel Dağılım: Su Temininde Şaşırtıcı Artış

Sanayinin dört ana sektörüne bakıldığında, yıllık bazda en yüksek artışın %55,74 ile su temininde gerçekleştiği görülüyor. Bu oran, genel Yİ-ÜFE’nin çok üzerinde ve sektörel farklılıkların büyüklüğünü gözler önüne seriyor.

Diğer sektörlerdeki yıllık değişim oranları şöyle:

Madencilik ve taş ocakçılığı: %28,30

İmalat sanayi: %24,02

Elektrik, gaz üretimi ve dağıtımı: %22,10

İmalat sanayisindeki fiyat artışı, endeksin genel seyrini belirlemede en kritik faktör olarak öne çıkıyor çünkü endeksin yaklaşık %85’lik kısmını bu sektör oluşturuyor.

Ana Sanayi Gruplarında Fiyat Değişimleri

Ana sanayi gruplarına göre yıllık fiyat değişimleri, üretimin alt kalemlerindeki baskıyı gözler önüne seriyor:

Dayanıklı tüketim malları: %31,35

Dayanıksız tüketim malları: %26,40

Sermaye malları: %28,34

Ara malları: %21,91

Enerji: %20,82

Bu verilerden görüldüğü üzere, özellikle tüketim malı üreticileri yüksek maliyet artışlarıyla karşı karşıya. Dayanıklı tüketim mallarındaki artış, bu malların uzun vadeli satın alma kararlarını etkileyebileceği gibi, yatırım harcamalarında da temkinli davranılmasına neden olabilir.

Aylık Artış: Enerji Girdilerindeki Sıçrama Dikkat Çekiyor

Temmuz ayında, bir önceki aya göre Yİ-ÜFE %1,73 oranında arttı. Aylık artışlara sektörel olarak bakıldığında:

Madencilik ve taş ocakçılığı: %3,67

İmalat: %1,60

Elektrik, gaz üretimi ve dağıtımı: %2,21

Su temini: %1,82

Ana sanayi gruplarına göre ise:

Enerji: %3,43

Sermaye malları: %2,53

Dayanıklı tüketim malları: %2,31

Ara malları: %1,68

Dayanıksız tüketim malları: %0,54

Özellikle enerji grubundaki aylık %3,43’lük artış, üretim maliyetleri üzerinde yukarı yönlü baskı yaratmaya devam ediyor. Enerji, birçok sanayi dalı için temel girdi olduğundan, bu alandaki maliyet artışları zincirleme fiyat artışlarına neden olabiliyor.

ÜFE-TÜFE Makası Kapanıyor mu?

Temmuz ayında TÜFE’nin yıllık artış oranı %33,52 olarak açıklanmıştı. ÜFE ile TÜFE arasındaki fark, geçmiş aylara kıyasla daralmaya devam ediyor. Bu durum, üretici fiyatlarındaki daha yavaş artışın, tüketici fiyatlarını da önümüzdeki aylarda sınırlayabileceğini düşündürüyor.

Ancak yine de riskler devam ediyor. Özellikle döviz kurlarındaki oynaklık, enerji fiyatlarındaki küresel gelişmeler ve iç piyasada süren talep canlılığı, üretim maliyetleri üzerinde yeni baskılar oluşturabilir.

Genel Değerlendirme: Dikkatli İyimserlik Zamanı

Temmuz 2025 Yİ-ÜFE verileri, üretici enflasyonunun kontrol altına alınmaya başladığını gösteriyor. Aylık artışın sınırlı kalması ve yıllık artış oranının yüzde 25’in altına gerilemesi, maliyet yönlü enflasyonist baskıların zayıfladığını işaret ediyor.

Bununla birlikte bazı sektörlerde yüksek artış oranlarının devam etmesi, fiyat istikrarının henüz kalıcı bir zemine oturmadığını gösteriyor. Enerji ve su temini gibi temel alanlardaki yüksek artışlar, ilerleyen aylarda yeni politika adımlarını zorunlu kılabilir.

Ekonomi yönetimi açısından bu dönemde önemli olan, üretici fiyatlarında sağlanan görece istikrarın, tüketici cephesine de yansıtılmasını sağlamak. Aksi takdirde ÜFE-TÜFE makası tekrar açılabilir ve enflasyon beklentileri yeniden bozulabilir.

Sonuç:

Temmuz 2025 Yİ-ÜFE verileri, üretim cephesindeki enflasyonist baskıların bir nebze hafiflediğini ortaya koyuyor. Ancak belirli sektörlerde süregelen yüksek artışlar, ihtiyatlı olunması gerektiğini de hatırlatıyor. Bu sürecin kalıcı bir dezenflasyona evrilip evrilmeyeceğini ise önümüzdeki birkaç ayın verileri belirleyecek.

 

 

 

Kaynak: Sanayi Haber Ajansı

Yazarın Son Yazıları
BLOKZİNCİR Son yıllarda finans dünyasından lojistiğe, sağlıktan kamu yönetimine kadar geniş bir alanda “blok zincir” adı sıkça duyulmaya başladı. Kimi uzmanlar onu internetten sonraki en büyük devrim olarak tanımlıyor. Peki blok zincir (Blockchain) nedir? Neden bu kadar önem kazandı? Ve gelecekte hangi alanlarda hayatımızı köklü şekilde değiştirebilir? Blok zincir, en basit ifadeyle, verilerin şifrelenmiş bloklar hâlinde tutulduğu ve bu blokların birbirine zincir gibi bağlandığı, merkezi olmayan bir kayıt sistemidir. Bu sistem, verileri tek bir otorite yerine dağıtılmış bilgisayar ağlarında saklar. Böylece kayıtlar değiştirilemez, manipüle edilemez ve şeffaf bir biçimde doğrulanabilir. Blok zincir, adını aldığı “blok” yapısı ile çalışır. Her blok; belirli sayıda işlemin kaydını, zaman damgasını ve bir önceki bloğun şifrelenmiş özetini (hash) içerir. Bu yapı, zincirin bütünlüğünü korur. Bir bloğun verisi değiştirilmeye çalışıldığında, bu değişiklik tüm zinciri bozar. Sistem ise bu uyumsuzluğu hemen fark eder. Bu nedenle blok zincir, sahteciliğe ve veri manipülasyonuna karşı son derece dayanıklıdır. Teknik olarak, blok zincirin en önemli özellikleri şunlardır: Merkeziyet sizlik: Tek bir sunucuya bağlı değildir; ağın her katılımcısı verinin bir kopyasına sahiptir. Şifreleme: Güvenlik, gelişmiş kriptografi yöntemleri ile sağlanır. Değiştirilemezlik: Bir kez kayıt edilen veri geriye dönük olarak silinemez veya değiştirilemez. Şeffaflık: Tüm işlemler, ağdaki herkes tarafından doğrulanabilir. Bitcoin’den Ötesi: Kullanım Alanlarının Çeşitlenmesi Blok zincir, kamuoyunun ilgisini ilk olarak 2009’da Bitcoin ile çekti. Satoshi Nakamoto isimli anonim bir kişi veya grup tarafından geliştirilen Bitcoin, blok zincir teknolojisinin ilk büyük uygulaması oldu. Ancak teknoloji sadece kripto paralarla sınırlı değil. Bugün blok zincir, aşağıdaki alanlarda devrim yaratma potansiyeline sahip: Finans ve Bankacılık: Uluslararası para transferleri, saniyeler içinde ve düşük maliyetle yapılabilir. Lojistik ve Tedarik Zinciri: Ürünlerin üretimden müşteriye kadar tüm süreci izlenebilir. Sağlık Sektörü: Hasta kayıtları güvenle saklanabilir ve yetkilendirilmiş kişilerce erişilebilir. Kamu Yönetimi: Tapu kayıtları, seçim sistemleri ve vergi işlemleri şeffaf hale getirilebilir. Sanat ve Telif Hakları: NFT’ler ile dijital varlıkların mülkiyeti güvenle korunabilir. Avantajlar: Güven, Hız ve Maliyet Tasarrufu Blok zincirin en büyük avantajı, güveni “teknoloji” üzerinden sağlamasıdır. Geleneksel sistemlerde güven, genellikle aracı kurumlar (banka, noter, devlet kurumu vb.) üzerinden inşa edilir. Blok zincirde ise bu güven, matematiksel algoritmalar ve ağın kendi doğrulama mekanizmaları ile sağlanır. Bunun yanı sıra aracıların ortadan kalkması, işlem sürelerini kısaltır ve maliyetleri düşürür. Örneğin, uluslararası para transferlerinde günler süren süreçler, blok zincir ile dakikalar içinde tamamlanabilir. Zorluklar ve Eleştiriler Her yenilik gibi blok zincir de bazı sorunlarla karşı karşıya. Öncelikle, yüksek enerji tüketimi özellikle “iş kanıtı” (Proof of Work) mekanizmasını kullanan sistemlerde çevre açısından eleştirilere yol açıyor. Ayrıca, yasal düzenlemelerin eksikliği ve teknolojinin karmaşıklığı, geniş çaplı benimsenmenin önünde engel oluşturuyor. Bir başka endişe, blok zincir üzerinde yapılan anonim işlemlerin yasa dışı faaliyetler için kullanılabilmesi. Bu nedenle pek çok ülke, blok zincir tabanlı projelere hem teşvik hem de denetim getirecek yasal çerçeveler üzerinde çalışıyor. Geleceğe Bakış: Dönüşümün Eşiğinde Uzmanlar, önümüzdeki 10 yıl içinde blok zincirin internet kadar yaygın bir altyapı haline geleceğini öngörüyor. Özellikle merkeziyet siz finans (DeFi), akıllı sözleşmeler (Smart Contracts) ve metaverse projeleri, bu teknolojinin geleceğini şekillendirecek ana unsurlar olarak görülüyor. Türkiye’de de blok zincir çalışmaları hız kazanıyor. Bankacılık sektörü, ödeme sistemleri ve e-devlet uygulamalarında pilot projeler yürütülüyor. Yerli girişimler hem yazılım hem de donanım tarafında çözümler geliştiriyor. Sonuç Blok zincir, yalnızca teknolojik bir yenilik değil; iş yapma biçimlerimizi, güven tanımlarımızı ve veri yönetim anlayışımızı kökten değiştirecek bir paradigma. Bu sessiz devrim, belki de önümüzdeki yıllarda internetin sağladığı değişimden bile daha derin etkiler yaratacak. Güvenin, hızın ve şeffaflığın temel olduğu bir dünyada, blok zincir teknolojisi hem fırsatlar hem de sorumluluklar sunuyor. Şimdi önemli olan, bu teknolojiyi doğru anlamak, sürdürülebilir ve etik kullanımlar geliştirmek. Çünkü geleceğin dijital dünyasında, zincirin halkası koparsa güvenin tamamı yok olur. ZAFER ÖZCİVAN Ekonomist-Yazar Zaferozcivan59@gmail.com
22.08.2025
06.10.2025
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.