İNŞAAT MALZEMESİ SANAYİSİNDE ÜRETİM ARTIŞI

Yayınlama: 06.09.2025
6
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olan inşaat, 2025 yılının ikinci çeyreğinde dikkat çekici bir toparlanma ivmesi yakaladı. Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği’nin (Türkiye İMSAD) açıkladığı Aylık Sektör Raporu, haziran ayında üretimin yıllık bazda %10,9 arttığını ve ikinci çeyrekte %10,1’lik güçlü bir büyüme sağlandığını ortaya koyuyor. Bu gelişme, son yıllarda durağan seyreden inşaat sektörünün yeniden ivme kazandığını gösterirken, aynı zamanda Türkiye ekonomisine çok boyutlu katkı sağladığına işaret ediyor.

Haziranda Güçlü Yükseliş

2025’in ilk çeyreğinde inşaat malzemesi sanayi üretimi geçen yılın aynı dönemine göre %1,4 oranında daralmıştı. Ancak nisanda %15,3, mayısta %4, haziranda ise %10,9’luk artış kaydedilmesiyle sektör yeniden yukarı yönlü bir eğilime girdi. Böylece yılın ikinci çeyreğinde ortalama büyüme %10,1 oldu.

Özellikle haziran ayındaki üretim artışı, sadece mevsimsel bir hareketlilikten ibaret değil. Türkiye genelinde yapı ruhsatlarının artması, yeni projelerin başlaması ve özellikle kentsel dönüşüm kapsamında atılan adımlar, üretimdeki yükselişin temel dinamiklerini oluşturdu.

Türkiye ekonomisinin ikinci çeyrekte %4,8 büyüdüğü dikkate alındığında, inşaat sektörünün %10,9 ile iki kattan fazla bir büyüme kaydetmesi, bu alandaki canlanmanın makroekonomik tabloya ciddi katkı sunduğunu gösteriyor.

Alt Sektörlerdeki Hareketlilik: Kimler Öne Çıktı?

İnşaat malzemesi sanayisi, oldukça geniş bir ürün yelpazesiyle Türkiye’nin sanayi üretimi içinde stratejik öneme sahip. Haziran verileri, 23 alt sektörün 20’sinde üretim artışı olduğunu, yalnızca 3 alt sektörde gerileme yaşandığını ortaya koyuyor.

En dikkat çeken artışlar:

Plastik inşaat malzemeleri: %16,5

İnşaat amaçlı alçı ürünleri: %17,5

Yalıtımlı kablolar: %12,9

Metal kapı ve pencereler: %9,6

Seramik kaplama malzemeleri: %7,9

Isıtma-soğutma-havalandırma donanımları: %7,9

Bu alt sektörlerdeki büyüme, sadece inşaat sahalarındaki hareketliliği değil, aynı zamanda teknolojik yeniliklerin ve modern yapı malzemelerine olan talebin arttığını da gösteriyor. Özellikle enerji verimliliği sağlayan yalıtımlı kablolar ve modern alçı ürünleri, sürdürülebilir yapı trendlerinin öne çıktığını işaret ediyor.

Buna karşılık, bazı sektörlerde düşüş yaşandı:

Seramik sağlık gereçleri: %-13,2

Kilit ve donanım eşyaları: %-15,2

Armatür, musluk, vana ve valf üretimi: %-7,1

Bu gerilemeler, büyük ölçüde ihracata bağlı alt sektörlerde dış talep dalgalanmalarından ve iç pazarda tüketici tercihlerindeki değişimlerden kaynaklanıyor. Özellikle konut talebinde yaşanan yavaşlama, yüksek maliyetler ve döviz bazlı hammadde fiyatları, bazı alt sektörleri baskılamış görünüyor.

Ekonomiye Katkılar: Çarpan Etkisi Güçlü

İnşaat malzemesi üretimindeki artışın ekonomiye katkısı yalnızca büyüme rakamlarıyla sınırlı değil. Etkiler birkaç farklı boyutta öne çıkıyor:

İstihdamın Güçlenmesi

İnşaat sektörü, geniş iş gücü istihdam eden bir alan. Malzeme üretimindeki artış, doğrudan fabrikalarda binlerce kişiye iş imkânı yaratırken, dolaylı olarak şantiyelerde ve yan sektörlerde de istihdamı destekliyor. Genç işsizlik oranının yüksek olduğu bir dönemde bu katkı oldukça kritik.

Sanayi Üretiminde Katkı

İnşaat malzemeleri, Türkiye’nin sanayi üretim endeksinde önemli bir paya sahip. Bu alandaki çift haneli büyüme, sanayi endeksini yukarı çekerken, ekonominin genel üretim kapasitesini artırıyor.

Yatırımlara Güven

Artan yapı ruhsatları ve yükselen üretim, yatırımcıların sektöre olan güvenini yansıtıyor. Bu güven hem özel sektör yatırımlarının hem de kamu projelerinin önümüzdeki dönemde hızlanmasını teşvik edebilir.

Dış Ticaret Katkısı

Türkiye, seramikten demir-çeliğe, kablodan mermer ve granit ürünlerine kadar geniş bir yelpazede ihracatçı konumunda. Üretim artışları, ihracat kapasitesini yükselterek cari açığın azaltılmasına katkı sağlayabilir. Özellikle Avrupa ve Orta Doğu pazarlarındaki talep, Türkiye için fırsat oluşturuyor.

Riskler ve Sürdürülebilirlik Tartışması

Her ne kadar tablo olumlu görünse de bu büyümenin sürdürülebilirliği tartışmalı. Sektör önümüzdeki dönemde şu risklerle karşı karşıya:

Finansman Maliyetleri: Faizlerin yüksek seyretmesi, yeni inşaat projelerini yavaşlatabilir.

Konut Talebi: Hane halkı gelirlerindeki baskı ve artan fiyatlar, konut talebinde dalgalanmalara yol açıyor.

Küresel Belirsizlikler: Dünya ekonomisindeki yavaşlama ve jeopolitik riskler, ihracata yönelik sektörlerde kırılganlık yaratabilir.

Maliyet Enflasyonu: Döviz bazlı hammadde fiyatlarının artışı, üretim maliyetlerini yukarı çekerek rekabet gücünü sınırlandırabilir.

Bununla birlikte, Türkiye’de devam eden kentsel dönüşüm projeleri, kamu yatırımları ve altyapı çalışmaları, sektör için orta vadede güçlü bir talep tabanı yaratıyor. Ayrıca yeşil binalar, enerji verimli malzemeler ve dijitalleşen üretim süreçleri, sektörün uzun vadeli büyüme potansiyelini destekleyen faktörler arasında yer alıyor.

Sonuç: Çarklar Yeniden Dönüyor

Haziran verileri, inşaat malzemesi sanayisinin yeniden güçlü bir ivme yakaladığını ortaya koyuyor. Yılın ikinci çeyreğinde yakalanan çift haneli büyüme, yalnızca sektörel bir başarı değil, aynı zamanda Türkiye ekonomisine doğrudan katkı anlamına geliyor.

Sektör temsilcilerine göre, bu ivmenin korunabilmesi için finansman koşullarının iyileştirilmesi, ihracat pazarlarının çeşitlendirilmesi ve sürdürülebilir üretim modellerinin teşvik edilmesi gerekiyor. Aksi hâlde, küresel dalgalanmalar ve iç piyasadaki oynaklık, büyümenin devamlılığını zorlaştırabilir.

Özetle, inşaat malzemesi sanayisi 2025’in ilk yarısında “çarkların yeniden döndüğü” bir dönem başlatmış görünüyor. Bu gelişme, ekonominin büyüme hedefleri açısından kritik bir destek sunarken, istihdam ve sanayi üretiminde de umut verici bir tablo çiziyor.

 

 

Kaynak: Sanayi Haber Ajansı

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.