Türkiye ekonomisinin en dinamik alanlarından biri olan inşaat sektörü, 2025 yılının temmuz ayında güçlü bir büyüme performansı sergileyerek adeta yeniden ivme kazandı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre inşaat üretim endeksi yıllık bazda %24,1 oranında arttı. Bu oran, sektörün yalnızca istihdam ve yatırım açısından değil, aynı zamanda ekonomik güven göstergesi bakımından da önemli bir rol üstlendiğini ortaya koyuyor.
Yıllık Artışta Konut İnşaatının Gücü
Alt sektörler detaylı incelendiğinde, özellikle bina inşaatı üretiminde %26,2’lik artış öne çıkıyor. Bu rakam hem konut piyasasındaki canlılığa hem de ticari yapıların yeniden hız kazandığına işaret ediyor. Son yıllarda yaşanan faiz dalgalanmaları ve kredi koşullarındaki sıkılaşmaya rağmen konut talebinin devam etmesi, yatırımcıların bu alana yönelmesini sağladı. Özellikle büyük şehirlerde artan nüfus ve göç hareketleri, yeni konut ihtiyacını sürekli gündemde tutuyor.
Bina dışı yapıların inşaatında ise %16,4’lük yıllık artış kaydedildi. Bu alan daha çok yol, köprü, enerji tesisi ve kamu yatırımlarını kapsıyor. Rakamların görece daha düşük seyretmesi, altyapı projelerinin daha uzun vadeli ve planlı ilerlediğini gösteriyor. Bununla birlikte, büyükşehirlerdeki metro hatları, otoyol projeleri ve yenilenebilir enerji yatırımları bu büyümeyi destekleyen unsurlar arasında.
Özel inşaat faaliyetleri endeksi de yıllık %22,6 arttı. Bu oran, özel sektörün inşaat yatırımlarındaki dinamizmini ortaya koyuyor. Küçük ölçekli konut projelerinden sanayi tesislerine kadar geniş bir alana yayılan özel sektör girişimleri, sektörün canlılığını pekiştiriyor.
Aylık Değişim: Sektörün Nabzı
Yıllık veriler umut verici olsa da kısa vadeli hareketlere bakıldığında temmuz ayında inşaat üretimi bir önceki aya göre %1,9 arttı. Bu artış, sektörün canlılığını koruduğunu, ancak büyümenin daha dengeli bir tempoya oturduğunu ortaya koyuyor.
Bina inşaatı üretiminde aylık bazda %2,6’lık artış, özellikle yaz aylarında artan inşaat faaliyetleriyle örtüşüyor. Yaz mevsiminin inşaat sektörü için elverişli koşullar sağlaması, projelerin hızlanmasına katkı sunuyor.
Bina dışı yapıların inşaatında ise %0,3’lük sınırlı artış dikkat çekiyor. Bu alanın düşük artış göstermesi, büyük ölçekli kamu projelerinin planlı ve daha uzun vadeli şekilde ilerlediğini düşündürüyor. Özel inşaat faaliyetlerinde kaydedilen %0,2’lik artış ise neredeyse durağan bir tablo çiziyor. Bu durum, özel sektörün kısa vadeli yatırımlarında temkinli davrandığını ortaya koyuyor.
Ekonomik Yansımalar
İnşaat sektörü, Türkiye ekonomisinde uzun süredir “lokomotif sektör” olarak nitelendiriliyor. Yalnızca konut ihtiyacını karşılamakla kalmayan sektör, aynı zamanda çimento, demir-çelik, mobilya, beyaz eşya ve finans gibi birçok yan sektörü de doğrudan etkiliyor. Bu açıdan bakıldığında, Temmuz 2025 verilerindeki güçlü artış, ekonomide genel bir canlanmanın işareti olarak yorumlanabilir.
Özellikle %24,1’lik yıllık artış, inşaatın ekonomiye verdiği katkının sürdüğünü ortaya koyuyor. Bununla birlikte, sektördeki bu yükselişin ne kadar kalıcı olacağı, ekonomik politikalarla doğrudan ilişkili. Faiz oranlarının seyri, krediye erişim kolaylığı ve kamu yatırımlarının hızı önümüzdeki dönemde inşaat üretiminin yönünü belirleyecek en kritik faktörler arasında.
Riskler ve Fırsatlar
İnşaat üretiminde kaydedilen güçlü büyüme elbette olumlu bir gelişme. Ancak sektörün yüksek maliyetler ve finansman sıkıntıları ile mücadele ettiği de göz ardı edilmemeli. Son dönemde artan inşaat malzemesi fiyatları, firmaların kâr marjlarını daraltırken, kredi faizlerindeki yüksek seviyeler de yeni projelerin başlamasını zorlaştırıyor.
Öte yandan, Türkiye’nin kentsel dönüşüm ihtiyacı, enerji verimliliği ve çevre dostu yapı trendleri, sektör için büyük fırsatlar barındırıyor. Bu alanlarda yapılacak yatırımlar hem ekonomiye katkı sağlayacak hem de toplumsal ihtiyaçları karşılayacak.
Genel Değerlendirme
Temmuz 2025 verileri, inşaat sektörünün Türkiye ekonomisinde yeniden yükselişe geçtiğini gösteriyor. Yıllık bazda çift haneli güçlü artışlar, konut ve altyapı yatırımlarının hızlandığını ortaya koyuyor. Aylık artışların daha sınırlı kalması ise sektörün kısa vadede dengeli bir tempoya girdiğini düşündürüyor.
Sonuç olarak, inşaat üretimindeki bu yükseliş yalnızca rakamlardan ibaret değil; aynı zamanda ekonominin genel yönünü anlamak için önemli bir işaret. İnşaatın güçlü seyrini sürdürmesi hem yatırımcıların güvenini artıracak hem de istihdamdan yan sektörlere kadar geniş bir yelpazede canlılık yaratacak.
Kaynak: Sanayi Haber Ajansı