İMALAT SANAYİNDE DARALMA DEVAM EDİYOR

Yayınlama: 13.10.2025
3
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

İMALAT SANAYİNDE DARALMA DEVAM EDİYOR

 

Türkiye imalat sanayi, Eylül ayında açıklanan İSO-S&P Global PMI verileriyle bir kez daha gündemde. Endeksin 46,7 seviyesine gerilemesi, yalnızca sektörel bir yavaşlamaya değil, aynı zamanda ekonominin genelinde hissedilen kırılganlıkların üretime yansımasına da işaret ediyor. Uzun süredir daralma bölgesinde kalan imalat sanayii hem iç talepteki hem de dış talepteki zayıflamanın etkisiyle giderek daha fazla baskı altında kalıyor.

 

Bu veriler, yalnızca sanayi sektöründeki şirketlerin üretim kapasitelerini değil, aynı zamanda istihdamdan ihracata, stok yönetiminden yatırım iştahına kadar geniş bir yelpazede olumsuz sinyaller taşıyor. Eylül sonuçları, sanayi üretiminin geleceği konusunda endişeleri artırırken, ekonominin dengelenme sürecinde reel sektörün yaşadığı zorlukları da gözler önüne seriyor.

 

Daralmanın Rakamlarla Fotoğrafı

 

Eylül ayında PMI endeksi 46,7’ye gerileyerek, ağustos ayındaki 47,3 seviyesinin de altına düştü. Hatırlatmak gerekirse, 50 seviyesinin altındaki tüm değerler daralma anlamına geliyor. Bu tablo, imalat sektörünün art arda 27 aydır büyüme değil, daralma kaydettiğini gösteriyor.

 

Alt kalemlere bakıldığında ise tablo daha da dikkat çekici:

 

Yeni siparişler 44,9’a gerileyerek, talep zayıflığının neredeyse kalıcı hale geldiğini ortaya koydu.

 

İhracat siparişleri 44,7 seviyesinde. Yani dış pazarlardan gelen talep de 13 aydır daralmaya devam ediyor.

 

Üretim 46,2 ile Nisan 2024’ten bu yana süren küçülme eğilimini teyit ediyor.

 

İstihdam 46,8’e toparlanmasına rağmen hâlâ daralma bölgesinde. Firmalar, iş yükünün azalması nedeniyle ek personel almaktan kaçınıyor.

 

Stoklar ise üç ayın ardından ilk kez artış gösterdi. Bu, üretim yapılmasına rağmen talebin zayıf kalması nedeniyle stokların raflarda biriktiğine işaret ediyor.

 

Kısacası, şirketler sipariş alamadıkça üretim kapasitesini düşürüyor, üretim azaldıkça istihdam daralıyor, talebin olmaması stokları şişiriyor. Ortaya çıkan bu döngü, sektörün içinden çıkması güç bir kısırdöngüye işaret ediyor.

 

İç Talep ve Dış Talepte Çifte Baskı

 

Eylül verileri, yalnızca iç talepteki daralmayı değil, dış pazarlardaki zayıflığı da açıkça gösteriyor. Türkiye ekonomisinin ihracata dayalı büyüme stratejisi düşünüldüğünde, ihracat siparişlerindeki 13 aydır süren düşüş, sektör için oldukça kritik bir risk oluşturuyor.

 

İçeride ise yüksek enflasyon, tüketicinin alım gücünü daraltmaya devam ediyor. Gıda ve barınma gibi zorunlu harcama kalemlerindeki artış, hane halklarının dayanıklı tüketim mallarına ve sanayi ürünlerine olan talebini sınırlıyor. Bu da imalatçılar için iç pazarı cazip olmaktan çıkarıyor.

 

Öte yandan, şirketler döviz kurundaki oynaklıktan da etkileniyor. Türk Lirası’ndaki zayıflık, ithal hammadde ve enerji maliyetlerini yükseltirken, bunu satış fiyatlarına tam olarak yansıtamayan üreticilerin kâr marjları daralıyor. S&P Global Ekonomi Direktörü Andrew Harker’ın da vurguladığı gibi, “enflasyonda TL’deki zayıflığa bağlı olarak hafif bir artış görülse de fiyat baskıları genel olarak düşük kalıyor.” Yani, üretici maliyetleri yükseliyor fakat talep yetersizliği nedeniyle bu maliyetler fiyatlara yansıtılamıyor.

 

İstihdam Cephesinde Sıkıntılar

 

Sanayi üretimindeki daralma, istihdam piyasasını da doğrudan etkiliyor. Her ne kadar Eylül ayında istihdam alt endeksi bir miktar toparlanarak 46,8’e yükselse de bu, hâlâ küçülmeye işaret eden bir seviye. İşverenler, yeni siparişlerin ve üretimin zayıf seyrettiği bir ortamda, ek personel almak bir yana mevcut kadroları korumakta bile zorlanıyor.

 

Türkiye ekonomisi açısından bu durum, işsizliğin artma riskini beraberinde getiriyor. Özellikle genç işgücünün yoğun olarak çalıştığı imalat sanayinde istihdam kayıpları, sosyal açıdan da önemli sonuçlar doğurabilir.

 

Geleceğe Dair Endişeler

 

Eylül PMI verileri, imalat sanayinde kısa vadede güçlü bir toparlanma işaretinin olmadığını ortaya koyuyor. Yeni siparişlerin sürekli düşüş eğiliminde olması, gelecekte üretim kapasitesinin artmasının zor olduğunu gösteriyor. Bu da sanayi üretim endeksinden büyüme oranlarına, istihdamdan ihracata kadar pek çok göstergede baskının süreceğini düşündürüyor.

 

Sektörün yeniden ivme kazanabilmesi için hem iç talepte hem de dış pazarlarda toparlanmaya ihtiyaç var. İçeride enflasyonun düşmesi, tüketici güveninin artması ve kredi koşullarının iyileşmesi talebi destekleyebilir. Dışarıda ise küresel ekonomideki belirsizlikler ve jeopolitik riskler, ihracatçıların önündeki en büyük engeller arasında.

 

Sonuç: İmalatın Gücü Zayıflıyor

 

İmalat sanayi, Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olarak görülüyor. Ancak son aylarda açıklanan veriler, bu lokomotifin yavaşladığını, hatta durma noktasına geldiğini gösteriyor. İç talebin zayıflaması, ihracatın gerilemesi, maliyet baskıları ve istihdamdaki sorunlar birleşince, sektör adeta dört bir yandan sıkışıyor.

 

Eylül PMI verisi, aslında yalnızca bir aylık durumu değil, son iki yıla yayılan bir kırılganlık sürecini özetliyor. Sanayi üretiminde yaşanan bu daralma, Türkiye ekonomisinin büyüme performansına da doğrudan yansıyacak. Önümüzdeki dönemde uygulanacak ekonomi politikaları, imalatın yeniden canlanması için kritik bir rol oynayacak. Aksi takdirde, sanayi sektörü daralmaya devam ettikçe, ekonomide kalıcı bir ivme yakalamak giderek daha zor hale gelecek.

 

 

Kaynak: Sanayi Haber Ajansı

Yazarın Son Yazıları
BLOKZİNCİR Son yıllarda finans dünyasından lojistiğe, sağlıktan kamu yönetimine kadar geniş bir alanda “blok zincir” adı sıkça duyulmaya başladı. Kimi uzmanlar onu internetten sonraki en büyük devrim olarak tanımlıyor. Peki blok zincir (Blockchain) nedir? Neden bu kadar önem kazandı? Ve gelecekte hangi alanlarda hayatımızı köklü şekilde değiştirebilir? Blok zincir, en basit ifadeyle, verilerin şifrelenmiş bloklar hâlinde tutulduğu ve bu blokların birbirine zincir gibi bağlandığı, merkezi olmayan bir kayıt sistemidir. Bu sistem, verileri tek bir otorite yerine dağıtılmış bilgisayar ağlarında saklar. Böylece kayıtlar değiştirilemez, manipüle edilemez ve şeffaf bir biçimde doğrulanabilir. Blok zincir, adını aldığı “blok” yapısı ile çalışır. Her blok; belirli sayıda işlemin kaydını, zaman damgasını ve bir önceki bloğun şifrelenmiş özetini (hash) içerir. Bu yapı, zincirin bütünlüğünü korur. Bir bloğun verisi değiştirilmeye çalışıldığında, bu değişiklik tüm zinciri bozar. Sistem ise bu uyumsuzluğu hemen fark eder. Bu nedenle blok zincir, sahteciliğe ve veri manipülasyonuna karşı son derece dayanıklıdır. Teknik olarak, blok zincirin en önemli özellikleri şunlardır: Merkeziyet sizlik: Tek bir sunucuya bağlı değildir; ağın her katılımcısı verinin bir kopyasına sahiptir. Şifreleme: Güvenlik, gelişmiş kriptografi yöntemleri ile sağlanır. Değiştirilemezlik: Bir kez kayıt edilen veri geriye dönük olarak silinemez veya değiştirilemez. Şeffaflık: Tüm işlemler, ağdaki herkes tarafından doğrulanabilir. Bitcoin’den Ötesi: Kullanım Alanlarının Çeşitlenmesi Blok zincir, kamuoyunun ilgisini ilk olarak 2009’da Bitcoin ile çekti. Satoshi Nakamoto isimli anonim bir kişi veya grup tarafından geliştirilen Bitcoin, blok zincir teknolojisinin ilk büyük uygulaması oldu. Ancak teknoloji sadece kripto paralarla sınırlı değil. Bugün blok zincir, aşağıdaki alanlarda devrim yaratma potansiyeline sahip: Finans ve Bankacılık: Uluslararası para transferleri, saniyeler içinde ve düşük maliyetle yapılabilir. Lojistik ve Tedarik Zinciri: Ürünlerin üretimden müşteriye kadar tüm süreci izlenebilir. Sağlık Sektörü: Hasta kayıtları güvenle saklanabilir ve yetkilendirilmiş kişilerce erişilebilir. Kamu Yönetimi: Tapu kayıtları, seçim sistemleri ve vergi işlemleri şeffaf hale getirilebilir. Sanat ve Telif Hakları: NFT’ler ile dijital varlıkların mülkiyeti güvenle korunabilir. Avantajlar: Güven, Hız ve Maliyet Tasarrufu Blok zincirin en büyük avantajı, güveni “teknoloji” üzerinden sağlamasıdır. Geleneksel sistemlerde güven, genellikle aracı kurumlar (banka, noter, devlet kurumu vb.) üzerinden inşa edilir. Blok zincirde ise bu güven, matematiksel algoritmalar ve ağın kendi doğrulama mekanizmaları ile sağlanır. Bunun yanı sıra aracıların ortadan kalkması, işlem sürelerini kısaltır ve maliyetleri düşürür. Örneğin, uluslararası para transferlerinde günler süren süreçler, blok zincir ile dakikalar içinde tamamlanabilir. Zorluklar ve Eleştiriler Her yenilik gibi blok zincir de bazı sorunlarla karşı karşıya. Öncelikle, yüksek enerji tüketimi özellikle “iş kanıtı” (Proof of Work) mekanizmasını kullanan sistemlerde çevre açısından eleştirilere yol açıyor. Ayrıca, yasal düzenlemelerin eksikliği ve teknolojinin karmaşıklığı, geniş çaplı benimsenmenin önünde engel oluşturuyor. Bir başka endişe, blok zincir üzerinde yapılan anonim işlemlerin yasa dışı faaliyetler için kullanılabilmesi. Bu nedenle pek çok ülke, blok zincir tabanlı projelere hem teşvik hem de denetim getirecek yasal çerçeveler üzerinde çalışıyor. Geleceğe Bakış: Dönüşümün Eşiğinde Uzmanlar, önümüzdeki 10 yıl içinde blok zincirin internet kadar yaygın bir altyapı haline geleceğini öngörüyor. Özellikle merkeziyet siz finans (DeFi), akıllı sözleşmeler (Smart Contracts) ve metaverse projeleri, bu teknolojinin geleceğini şekillendirecek ana unsurlar olarak görülüyor. Türkiye’de de blok zincir çalışmaları hız kazanıyor. Bankacılık sektörü, ödeme sistemleri ve e-devlet uygulamalarında pilot projeler yürütülüyor. Yerli girişimler hem yazılım hem de donanım tarafında çözümler geliştiriyor. Sonuç Blok zincir, yalnızca teknolojik bir yenilik değil; iş yapma biçimlerimizi, güven tanımlarımızı ve veri yönetim anlayışımızı kökten değiştirecek bir paradigma. Bu sessiz devrim, belki de önümüzdeki yıllarda internetin sağladığı değişimden bile daha derin etkiler yaratacak. Güvenin, hızın ve şeffaflığın temel olduğu bir dünyada, blok zincir teknolojisi hem fırsatlar hem de sorumluluklar sunuyor. Şimdi önemli olan, bu teknolojiyi doğru anlamak, sürdürülebilir ve etik kullanımlar geliştirmek. Çünkü geleceğin dijital dünyasında, zincirin halkası koparsa güvenin tamamı yok olur. ZAFER ÖZCİVAN Ekonomist-Yazar Zaferozcivan59@gmail.com
22.08.2025
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.