Türkiye dünya da en fazla yeraltı ve yerüstü olmak üzere; stratejik, endüstriyel ve endemik tarım ürününe ve kritik madenlere sahip bir ülkedir. Yüksek, jeoekenomik, jeopolitik ve jeostratejik imkan ve kabiliyetlere sahiptir. Alternatifler o kadar fazla ki, dünya da tükense, bizde tükenmez.
Petrol, doğalgaz, altın ve buğday gibi ürünlere kim sahipse güç onda olacaktır. Bu nedenle Bor, Toryum, Kenevir gibi endüstriyel ürünlerde teknolojik üretime geçmelidir. Gelecek vaadeden hidrojen yakıtlı araçlara, mikroçip ve neodim mıknatısı gibi yüksek katma değerli ürünlere ağırlık vermeliyiz.
Endüstriyel tarım, büyük bir gelecek vadediyor. Büyük bir potansiyele sahibiz. Ülkemizin döviz kaybını azaltacak çok önemli stratejik ürünlere sahibiz. Safran, Tütün, Akgünlük Yağı (Sığla Yağı) ve Kenevir, Bor, Toryum “stratejik” bir üründür! Bu ürünlerin üretimini ve endüstride kullanımını çok daha geniş alanlara yaymalıyız.
Türk Keneviri, dünyada en kaliteli ürün olarak kabul edilmekte. Tıp, eczacılık, sağlık, kimya, biyoteknoloji, tekstil gibi çok geniş bir endüstriyel kullanım alanına sahiptir. Son yıllarda çok önemli çalışmalar yapıldı. 500 milyar dolarlık bir potansiyele sahibiz. Bu çalışmayı çok daha kurumsal olarak bütün Üniversitlerde, Belediyelerde, TÜBİTAK, TİGEM, TAGEM, TMO gibi ilgili paydaşlarla daha üst seviyeye çıkarmalıyız.
Bor da ise; dünya rezervinin %70 gibi çok yüksek oranına sahibiz. Bu imkanlarımızı çok etkili kullanmalıyız. Enerjide her yıl 60 milyar dolar döviz giderimiz var. Bu tablo maliyetlerimizi artırmaktadır. Enerji Bakanlığı, Eti maden, MTE, BOTAŞ, TP Hidrokarbon arama çalışmalarını hızlandırmalıdır.
Endüstriyel tarımda önemli ürünlerimiz var. Fındık da dünya üretiminin %70’ine sahibiz ve Fındık Borsası bizde değil. Fındık Borsası kurulmalıdır. TMO ve Fiskobirlik tarafından bu çalışmayı yapılmalıdır.
Çayda ise; dünya üretiminin yaklaşık %15’ine sahibiz ülkemizde Çay Kanunu ile Çay Borsası kurulmalıdır. ÇAYKUR bu alanda öncülük yapmalıdır. Yine, Safran, Akgünlük(Sığla Yağı) gibi çok sayıda endemik bitkide endüstriyel tarım ürünü olarak değerlendirmeliyiz.
Bu örnekleri çoğaltılabiliriz. Grafen da aynı şekilde geliştirilmelidir. Bor ve Toryum gibi madenler endüstriyel üretime dönüştürmeliyiz. Yeni madenleri ve tarım ürünlerinide geliştirmek gerekir. AR-GE, ÜR-GE, TE-GE ve İnovasyon çalışmalarına hız vermeliyiz.
Dünya da ekonomik anlamda en fazla alternatifi olan ve endüstriyel tarım ürünü potansiyeli sahip olan ülkeyiz. Zengin bir coğrafyaya sahibiz ama bu zenginliklerimizi çok daha etkili olarak kullanarak üretime ve katma değere dönüştürmeliyiz.
Bu değişimi en başta eğitimden başlatalım. Liselerimizi ve Üniversitelerimizi bilişim sistemine dönüştürelim. Bunu otuz yıl önce Hindistan başardı. Yüksek Teknoloji Liseleri, Yüksek Teknoloji Üniversiteleri, Yüksek Teknoloji Fakülteleri, Yüksek Teknoloji Enstitüleri kuralım. Mevcut Üniversiteleri Yüksek Teknoloji Üniversitelerine dönüştürmeliyiz.
Endüstriyel Tarım, Hayvancılık, Gıda İlaç, Nükleer ve Madencilik Enstitüleri ile Teknoparkları kuralım. Kadim Bilim Araştırma Merkezleri kuralım. İşlevini kaybeden Fakülte ve Yüksek Okulları ihtiyaç olan sektörlere göre yeniden dizayn etmeliyiz.
Daha önce gündeme getirdiğimiz ve ülkemiz için çok önemli ihtiyaç olan Uzay Kuvvetleri Komutanlığı kurulması gibi ihtiyaç olan çok önemli stratejik alanlarda çalışmalar yapıyoruz. Nükleer enerjiye de ağırlık vermeliyiz. Nano Teknoloji, Biyoteknoloji, Savunma, Havacılık ve Uzay Teknolojileri, Bulut Teknolojileri, Robot Teknolojileri, Yapay Zeka ve Yüksek Teknoloji gibi stratejik alanlarda üretimine geçmeliyiz.
Stratejik, ekonomik ve inovatif konuları sürekli kamuoyunun gündemine getiriyoruz. Bu yazımızda kısaca ele almaya çalıştık. Gelecek yazılarımızda daha detaylı olarak ele alacağız.
Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI