AĞUSTOS 2025 YURT DIŞI ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİ

Yayınlama: 23.09.2025
11
A+
A-
Sanayi Haber Ajansı İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

Türkiye ekonomisinin nabzını tutan göstergelerden biri olan Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE), Ağustos 2025’te de yükselişini sürdürdü. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre endeks, bir önceki yılın aynı ayına göre %28,01 artış kaydetti. Aylık bazda ise fiyatlarda %1,32’lik bir yükseliş yaşandı. Böylece yılbaşından bu yana kümülatif artış oranı %25’i aştı.

Bu tablo, Türkiye’nin ihracat pazarlarına sattığı malların fiyatlarında güçlü bir artış eğiliminin devam ettiğini gösteriyor. Küresel ticarette yavaşlama sinyalleriyle birlikte düşünüldüğünde, Türk ihracatçısının önümüzdeki dönemde hem rekabet hem de kârlılık açısından önemli sınavlarla karşılaşacağı anlaşılıyor.

İhracatta Maliyet Baskısı Artıyor

YD-ÜFE’nin yükseliş trendi, doğrudan ihracatçıların maliyet yapısına yansıyor. Çünkü üreticiler, yurtdışına sattıkları mallarda fiyatları artırmak zorunda kaldıklarında iki temel riskle karşılaşıyor:

Rekabet Gücünün Zayıflaması: Uluslararası pazarlarda Türkiye ile benzer ürünleri satan ülkelerle kıyaslandığında, fiyatların daha hızlı artması pazar payı kaybına yol açabiliyor.

Kâr Marjlarının Daralması: İhracatçılar maliyet artışını tam olarak fiyatlara yansıtamadığında, kazançları azalıyor.

Özellikle enerji fiyatlarındaki dalgalanmanın üretim maliyetlerine etkisi kritik önemde. Ağustos ayında enerji grubunda %1,23’lük bir düşüş kaydedilmiş olsa da yıllık bazda artış %13,73 düzeyinde. Bu, enerji maliyetlerinin hâlâ yüksek seyrettiğini ve sanayide belirsizlik yarattığını gösteriyor.

Sektörlerin Fotoğrafı: İmalat Yükselişi Sırtlıyor

Ağustos 2025 verilerine göre imalat sektörü, YD-ÜFE’nin artışında başrolü oynuyor. İmalat ürünlerinde yıllık artış %28,03, aylık artış ise %1,34 seviyesinde. Buna karşılık, madencilik ve taş ocakçılığında artış daha sınırlı: yıllık %27,06, aylık %0,44.

Bu durum, Türkiye’nin dış ticaretinde imalatın baskın rolünü bir kez daha teyit ediyor. Özellikle otomotiv, tekstil, makine ve gıda ürünleri gibi ihracatın omurgasını oluşturan imalat kolları, fiyat artışlarının etkisini doğrudan hissediyor.

Ana Sanayi Gruplarına Yakından Bakış

Ana sanayi gruplarının verileri, hangi ürün gruplarında baskının daha yoğun olduğunu açıkça ortaya koyuyor:

Ara malları: Yıllık %24,62, aylık %1,15 artış.

Dayanıklı tüketim malları: Yıllık %32,41, aylık %2,23 artış.

Dayanıksız tüketim malları: Yıllık %32,80, aylık %2,24 artış.

Enerji: Yıllık %13,73 artış, aylık %1,23 düşüş.

Sermaye malları: Yıllık %30,20, aylık %1,05 artış.

Buradaki en çarpıcı tablo, tüketim mallarındaki güçlü artış. Hem dayanıklı hem dayanıksız mallarda yıllık artış oranı %32’nin üzerinde. Bu durum, ihracat fiyatlarındaki yükselişi hane halklarının talep ettiği ürünlere de doğrudan yansıtıyor. Yani yalnızca sanayi ya da ara malları değil, tüketicinin günlük hayatına dokunan ürünlerde de ciddi bir fiyat baskısı söz konusu.

Küresel Konjonktür ve Türkiye’nin Konumu

Dünya ekonomisi son yıllarda pandemi sonrası toparlanma, enerji fiyatlarındaki oynaklık ve jeopolitik gerilimlerin etkisiyle sürekli bir dalgalanma yaşıyor. Avrupa’da resesyon riskleri, Çin’de büyüme temposunun yavaşlaması ve ABD’de yüksek faiz politikaları, küresel ticaret hacmini baskılıyor.

Türkiye ise hem Avrupa’ya yakınlığı hem de geniş üretim kapasitesiyle avantajlı bir konumda bulunsa da maliyetlerdeki hızlı artış bu avantajı gölgede bırakabiliyor. Özellikle yüksek teknoloji ve sermaye yoğun ürünlerde fiyat artışları, Türkiye’nin rekabetçiliğini sınırlandırabilir.

İhracatçının Yol Haritası

Uzmanlara göre bu süreçte ihracatçılar için üç temel strateji öne çıkıyor:

Verimlilik Artışı: Üretim süreçlerinde dijitalleşme, yapay zekâ ve otomasyon uygulamalarıyla maliyetlerin azaltılması.

Pazar Çeşitlendirmesi: Avrupa pazarına bağımlılığı azaltmak için Afrika, Asya ve Latin Amerika gibi alternatif pazarlara yönelmek.

Katma Değerli Ürün: Yüksek teknoloji ve markalaşmaya dayalı ürünlerin ihracat içindeki payını artırmak, fiyat artışlarını avantaja çevirebilir.

Sonuç: Yüksek Fiyat Döneminde Dengeleri Korumak

Ağustos 2025 YD-ÜFE verileri, Türkiye ekonomisinin dış ticarette yeni bir döneme girdiğini işaret ediyor. Yıllık bazda %28,01’lik artış, ihracat gelirlerini nominal olarak yükseltse de reel anlamda rekabet gücü üzerinde ciddi baskılar oluşturuyor.

Önümüzdeki dönemde enerji maliyetlerinin seyri, küresel talep koşulları ve Türkiye’nin üretim yapısındaki dönüşüm süreci, bu tablonun yönünü belirleyecek. Eğer ihracatçılar verimlilik ve katma değer artışını başarabilirlerse, yüksek fiyat dönemini bir avantaja çevirmek mümkün olabilir. Aksi takdirde, küresel pazarlarda pazar kayıplarıyla karşı karşıya kalmak işten bile değil.

 

 

Kaynak: Sanayi Haber Ajansı

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.