Son aylarda Türkiye’nin ekonomik peyzajı büyük bir dönüşüm geçirdi. Enflasyon, banka mevduat faizlerini tarihi yüksek seviyelere taşıdı.
Pandemi nedeniyle araç fiyatları artış göstermiş, Stokçuluk ve Piyasa bozucu manipülatif hareketler ile yangına körükle gidilmişti. Ancak son dönemde değişen koşullarda, insanlar artık araç edinme konusunda geleneksel yaklaşımlarını revize ediyorlar.
3 yıldır araçlar yatırım aracı gibi görülür olmuştu. Ancak şimdi, bu karar daha fazla düşünülmeye başlandı. Neden mi? İşte bazı sebepler:
Birçok kişi, banka mevduat faizlerinin yüksek seviyelere ulaştığı bir dönemde, paranın faizde daha fazla getiri sağlayabileceğini düşünüyor. Özellikle araçların değeri artmıyor ve faiz geliri cazip hale geliyor. Ancak bu yaklaşımın altında yatan ana faktör trendlerle hareket edilmesi olduğu kadar, hayat pahalılığı ve fırsat maliyetinin fark edilmesi durumu olarak ta ortaya çıkıyor.
İşletme sahipleri için araçları iş gideri olarak yazdırma avantajı bulunsa da, bu avantaj Vergi idaresi tarafından sınırlanıyor. ÖTV ve KDV’nin belirli bir kısmını ve yakıt giderlerinin sadece %70’ini gider olarak yazdırabilme imkânı sunuluyor. Bu, şirketler için cazip olmayan bir sınırlama olarak karşımıza çıkıyor.
Yüksek enflasyon ortamında, araçların gerçek değeri ile satılması durumunda fiktif olarak ortaya çıkan kazançlar, gerçek karı yansıtmıyor. Şirketler için bu, yüksek vergi ödemesi anlamına geliyor ve finansal cazibesini azaltıyor. Özellikle şahıs şirketleri ile Serbest Meslek Erbabı için dezavantajlar çok fazla. Bu durumlar işletme sahipleri için karlılık açısından daha mantıklı bir alternatif düşündürüyor.
Araçlarını satanlar için bir avantaj, daha ekonomik ve uygun maliyetli araçlara geçiş yapma fırsatıdır. Özellikle ihtiyaçlara göre daha küçük, vergi avantajı olan ve yakıt verimliliği daha yüksek bir araca geçiş yapmak hem finansal açıdan kazandırırken hem de çevre dostu bir seçim yaptırıyor.
Son yıllarda elektrikli araçlar, geleneksel yakıtlı araçlara ciddi bir alternatif olarak yükselişe geçti. Elektrikli araçların çevre dostu, düşük işletme maliyetli ve enerji verimli olmaları, birçok kişiyi bu yeni teknolojiye ilgi duymaya yönlendirdi. Ancak bu teknolojinin kendine özgü zorlukları var. Şarj altyapısı eksikliği ve menzil sıkıntısı, hala birçok kişi için endişe kaynağı. Bu durum, geleneksel araçların cazibesini azaltırken, elektrikli araçların taleplerini de belirgin şekilde etkiliyor.
Son yıllarda, borsa yatırımları, kıymetli metaller, arsa edinimi ve alternatif kazanç yöntemleri gibi finansal fırsatlar da dikkat çekiyor. Bu farklı yatırım seçenekleri, insanların paralarını araç almak yerine daha karlı ve çeşitlendirilmiş alanlara yönlendirmelerine olanak sağlıyor. Araba sahibi olmak yerine, yatırım portföylerini çeşitlendirerek finansal geleceklerini güçlendirmeyi düşünüyorlar.
Bu faktörler, fazla ya da gereksiz arabaları satmanın cazibesini artırıyor ve geleneksel araç sahipliği yerine daha akıllıca finansal kararlar almaya teşvik ediyor.
Unutulmamalıdır ki, kişisel ve işletme finansmanıyla ilgili kararlarınızı dikkatlice bir profesyonelle değerlendirmek her zaman en iyisi olacaktır.
Kazanç dolu günler dilerim
Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI